GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:61
Tarih:13.02.2014

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 546 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yapılmakta olan bu düzenleme, 1999 yılında hepimizde büyük bir yara açan, acı yaşatan Marmara depremi sonrasında mağdur olan iş yeri sahipleriyle ilgili bir düzenleme. Aslında, bu deprem mağduriyetiyle ilgili bir düzenlemeyi niçin böyle, alelacele çıkarılmış bir torba kanun içerisinde, tartışılmadan, iş yeri sahiplerinin, mağdurların görüşleri alınmadan niye buraya getirdiğinizi biz anlamadık. Ama şimdi Sayın Kocaeli Milletvekilinin burada sunduğu bilgilerden sonra anladık ki yaptığınız düzenleme oradaki mağduriyeti gidermeye yönelik değil, hak gasbını daha da artırmaya yönelik bir düzenleme. Tabii, bu deprem mağduriyeti, başlı başına bu Meclisin en fazla zaman harcaması gereken, en fazla tartışması gereken ve olası deprem riskleriyle ilgili de en fazla önlem alması gereken bir konudur. Ciddiyetle hazırlanmış, deprem riskiyle ilgili bütün riskleri bertaraf etmiş yasa teklifleriyle geleceğinize, bu şekilde, torba yasalarda böyle, kaçak güreşen, kaçak sahaya çıkan bir anlayışla buraya getirmenizi doğrusu çok yadırgadığımızı ifade etmek istiyoruz. Ama bütün bu deprem süreçlerinde hep mantığınız şöyle işledi; "Ben yaptım oldu, bitti." şeklinde. İnsanların mağduriyetinden çok sizin bu ilkeniz, "Ben yaptım oldu, bitti." ilkeniz hep daha önemli oldu.

Şimdi, Gölcük depremiyle ilgili, milletvekili arkadaşımız burada sunum yaptı. Van depremiyle ilgili, Bingöl depremiyle ilgili, yakın dönemde yaşanan mağduriyetlere yaklaşımınız da hep aynı oldu. Bakın, Van'da, 23 Ekim 2011 tarihinde, 7,2 büyüklüğünde deprem olmuştu ve 644 vatandaşımız yaşamını yitirmişti, 3 binden fazla insanımız yaralanmıştı. Neredeyse bir kentin tamamı çok ağır bir maddi hasarla sarsıldı ama Van depremiyle ilgili yaptığınız çalışmaların mağduriyeti bugün bile devam ediyor. Bugün bile Van'da hâlâ barınma sorununu çözememişsiniz, hâlâ konteyner kentlerde yaşamını sürdürmek zorunda kalanlara yaptığınız zulmü kamuoyu aylardır tartışıyor. Bu insanlar açlık grevine, ölüm oruçlarına başladılar seslerini duyurma adına. Duyarsız ve ilgisiz bir yaklaşımla bu deprem mağdurlarına yaklaştığınız için, burada, bu mağduriyetleri tamamen giderecek bir yasa yerine bu şekilde torba yasalarla kaçak güreşen teklifler getiriyorsunuz.

Bingöl'de de aynı şey olmuştu. Benim seçim bölgem olduğu için orada yaşananlarla ilgili de birkaç hususu belirtmek istiyorum. 2003 yılında Bingöl'de yine kentin yüzde 60'tan fazlasını etkileyen bir deprem yaşanmıştı ve 176 yurttaşımız, Bingöllü vatandaşımız yaşamını yitirmişti. Bu kadar ağır bir depremden sonra hem Van'ı hem Bingöl'ü afet bölgesi bile ilan etmediniz. Yani bir kent neredeyse tamamen haritadan silinme durumuna gelecek -Van'la ilgili durum- bir kentin yüzde 60'tan fazlası depremden etkilenecek, yüzlerce ölü olacak ama siz bu durumu bir afet durumu olarak bile değerlendirmeyeceksiniz. Bingöl'de depremin henüz ikinci, üçüncü gününde, yardım ulaşmadığı için hükûmet konağı önünde yardım talebinde bulunan insanlarımıza yönelik gerçek mermilerin kullanıldığı polis müdahaleleri yaptınız.

Geçen hafta Bingöl'deydim, Van depreminde kurtarma çalışmalarına katılan AKUT ekibiyle bir görüşme yaptım, onları ziyaret ettim. AKUT ekibi diyor ki: "Biz Van'da enkaz altından insanları çıkarmaya çalışırken atılan gaz bombasıyla çalışmalarımızı yarıda bırakmak zorunda kaldık. Şüpheleniyoruz ki o enkaz altında nefes almaya çalışan insanlar o gaz bombalarıyla yaşamını yitirmiş olabilir." Bu şekilde bir yaklaşım var. Tabii ki bu yaklaşımdan deprem mağduriyetini çözen bir anlayışın çıkmasını beklemiyoruz.

Ama burada facia olan bir durum da, özellikle bu il afet acil durum müdürlerinin Başbakan Yardımcısına bağlanması ve sorumluluklarının valiye verilmesi. Bakın, Van Valisinin, Van depremi boyunca nasıl bir pratik ortaya koyduğunu hepiniz biliyorsunuz. Bingöl depreminde de şu anda Adana Valisi olan, vatandaşa "Kavat" diye hakaret eden Vali vardı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Devamla) - O Valinin yapmış olduğu zulümleri çözmek bir yana...

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - ...siz tam tersine bütün bu deprem süreçlerinde yetkiyi onlara veriyorsunuz, büyük bir yanlış yapıyorsunuz. O nedenle bu torba tasarının tamamını çekmenizi öneriyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)