GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:29.05.2012

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisinin araştırma önergesinin lehine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, aslında, bugün burada, örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri konuşmak için ve engellerin ortadan kaldırılması konusundaki yaklaşımımızı paylaşmak adına Meclisi bilgilendirmek istiyorum. Sayın Uslu biraz önce ILO sözleşmelerinden bahsetti, sendikal hak ve özgürlüklerden bahsetti. Aynı Türkiye'de yaşamıyor muyuz diye kendi kendime sormaya başladım ve o sendikacılığı acaba beraber yapmadık mı diye sorgulamaya başladım. Yani herhâlde, Meclise gelince farklı, sendikacı olunca farklı, muhalefette olunca daha farklı yaklaşımları buralarda hep sergiliyoruz ve ben, artık bu sürecin böyle saptırılmasından da büyük bir üzüntü duyuyorum.

Öncelikle şunu söyleyeyim: Türkiye'de örgütlenme özgürlüğü yok. Bunu ben söylemiyorum, araştırmalar söylüyor, daha geçen hafta yayımlandı araştırma. Bu ülkede sendika üyesi olma konusunda "Neden sendikaya üye olmuyorsunuz?" diye sorduklarında işçilere, yüzde 50'si "Sendikaya üye olmam hâlinde işten atılırım." korkusunu yaşadıklarını söylüyor, yüzde 32'si "Gereksinim duymuyorum." diyor, aşağı yukarı yüzde 8'i de sendikanın aidatının çok olduğunu veya noter ve diğer harcamaların çok olduğunu söylüyor ve bunun için sendikaya üye olmadığını söylüyor.

Diğer taraftan, yine aynı araştırmada, bu ülkede çalışanların resmî rakamlara göre yüzde 50'si kayıt dışı çalışıyor, yasa dışı çalışıyor. Hani kayıt dışı biraz kibarca, yasa dışı çalışma bu ülkede devam ediyor. Bize göre bu rakam yüzde 55'ler civarında.

Diğer taraftan şimdi bugün ise yeni bir teklifle uyandık. Bir tarafta Hava-İş Sendikasına yönelik baskılar, zulümler bitmedi, artık yasal yollardan aşılamayan bazı engeller şimdi yeni bir tuzak yasayla,  yeni bir korsan yasayla Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne getiriliyor. Korsan taksiciliğe karşıyız da, bu korsan yasanın İçişleri Bakanlığının komisyonunda görüşülerek  bu Meclis gündemine korsan getirilmesini algılamakta zorluk çekiyorum çünkü ben, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler  Komisyonunun üyesiyim. İnsaf edin, bu yasanın görüşüleceği yer orası mı, İçişleri Bakanlığının bu konudaki komisyonu mu? Burada görüşülecek bir şey mi bu? Neden? Çünkü bir oldubittiye getiriliyor. Bir taraftan Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı görüşüldü, Meclisin gündemine getirilmeye çalışıldı, birtakım engeller, birtakım baskılar sonrası o rafa kaldırıldı. Bir taraftan iş cinayetleri devam ediyor, iş cinayetlerinde dünya ikincisiyiz, Avrupa birincisiyiz ve bu anlamda yasa teklifi üzerinde çalışıyoruz Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, bir taraftan bu arada bir arkadan dolanmayla kanun teklifi, Hava-İş kolundaki grev yasağını getiren düzenleme Meclisin önüne getiriliyor.

Şimdi, bir taraftan AKP referandumda bas bas bağırdı, "Birden fazla sendika istemiyor musunuz?" dedi Sayın Başbakan? "İstiyoruz" dedi herkes. Bırakın birden fazla sendikalı olmayı, bir sendikaya üye olmanın bile bedellerini ağır ödüyoruz. Yine aynı referandumda "Grevlerin önündeki engelleri kaldıracağız." denildi. Kenan Evren'in? Hani "12 Eylülle hesaplaşacağız." diyorsunuz ya, 12 Eylül yasalarıyla hesaplaşmak yerine 12 Eylül yasalarından daha geriye götürülen bir düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne getiriyorsunuz. İşte sizin ileri demokrasiden anladığınız bu, ileri demokrasiniz bu! Yasaklar, yasakçı anlayış ve baskı ve şiddetle yasaları bu Meclisten çoğunluğunuza dayalı olarak geçirmeye çalışıyorsunuz. Bu bir ihanet. Hükûmet Programı'nda söylediğinize de ihanet, daha önce seçim bildirgenizde söylediğinize de ihanet içinde olan bir anlayışta bu yasa buraya getiriliyor. Çünkü Hava-İş Sendikasıyla ilgili birçok operasyon yapıldı. O iş kolunda olmayan bir sendika o iş kolunda yetki için başvurularda bulundu; yıllarca mahkemeler sürdü, iş kolunun Hava-İş kolunda olduğu mahkemeyle tespit edildi. Bu bitti, çoğunluğa itiraz edildi, bu bitti, şimdi tam uyuşmazlık tutuldu, grev aşamasına getirildi. Yirmi yıldır, değerli arkadaşlar, Hava İş kolunda grev yok. Ne oldu da, ne yapıldı da buraya yasak uygulamayı getiriyorsunuz? Yirmi yıl bu iş kolunda grev yapılmadı ve anlaşma sağlandı. Ne değişti şimdi? Ne oldu da birden bu yasakları yeniden gündeme taşıma gereğini ortaya koydunuz? Bunun bir tek nedeni var: Siz, yeni, baskıcı bir sistemi uygulamak için görev almışsınız ve bu sistemi sermayenin lehine kullanmak için de görev almışsınız. Daha önce Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda bu konuda gelen öneriyi -orada çünkü sendikacılar var, sağlıkçılar var- orada reddedilen öneriyi şimdi dolambaçlı bir yoldan korsan taksicilikle ilgili yasa teklifinin içerisine sokuyor ve bu Meclisten geçirmeye çalışıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, iş ciddidir, şu anda bilebildiğim kadarıyla iki yüzün üzerinde uçak seferi iptal edilmiştir ve şu anda havaalanında çalışan işçiler, teknisyenler, kaptanlar, kabin görevlileri infial hâlindedir. Bu süreci durdurun. Bu Meclisten bir kez daha uyarıyorum, bu Türkiye'nin lehine değil, bizim lehimize değil, ülkenin lehine değil, Türk Hava Yollarının lehine değil. Bu oyun nereden oynanıyorsa bu oyuna bir son verin çünkü bugün başlayan bu eylemlerin, eğer bu yasa bu Meclisten çıkarsa ve inatla bu gerilim yaşatılmaya devam edilirse, psikolojileri bozulan bu çalışanların bu eylemlerinin dışında daha tehlikeli bir sorunla Türkiye karşı karşıya kalabilir.

Morali olmayan, bir tek güvencesi olan, en temel güvencesi olan grev hakkı elinden alınan işçiler buna karşı her aşamada direneceklerdir, bunu bu kürsüden söylüyorum. Bu nedenle yol yakınken bu yanlıştan dönülmesini istiyorum ve bir an önce, gerçekten bir sendikal düzenleme yapılacaksa, biraz önce burada ifade edilen ILO normlarına, Avrupa Sosyal Şartı'na uygun, Toplu İş İlişkileri Kanunu'nda görüşülmesi gereken bir yasayı buradan artık çıkartın.

Bu oyuna son verin, bu oyun artık işçiler tarafından da kabul edilmiyor, bu oyunu işçiler yutmuyor. Bu yapıya karşı ortaya koyduğunuz temel yaklaşımlara karşı da işçilerin geleceğiyle oynamayın, güvencesiyle oynamayın.

İşçilerin elinde bir tek güvence var, grev hakkı. O grev hakkını 12 Eylül öncesi de, 12 Eylül sonrası da en kötü dönemlerde kullanan işçilerden bu hakkı AKP İktidarı gasbetmektedir. Onun için bu gasba son vermek adına bu yasayı geri çekmenizi ve işçilerin en temel hakkı olan bu sözleşme hakkının uygulamaya konulmasını istiyorum ve buradan uyarıyorum: Bundan sonra, bu yasaklar  geldikten sonra, ILO'da da bunun cevabını veremeyeceksiniz, Avrupa'da veremeyeceksiniz, her tarafta sizi teşhir etmek de boynumuzun borcu olacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Çelebi.