| Konu: | Genel Kurulda yaşanan şiddet olaylarına ve 523 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerine bu şartlarda devam edilmemesi gerektiğine ilişkin |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 14.02.2014 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Önce şunu ifade edeyim: Bu konuyla ilgili geri çekme diye bir durum söz konusu değil. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının Sayın Cumhurbaşkanını ziyaretinden sonra Anayasa değişikliğiyle ilgili yaptığı çağrı üzerine, AK PARTİ Grubu ve Sayın Bakan birlikte diğer siyasi parti gruplarını ziyaret etmiştir ama sonuç alınamamıştır. Sonuç alınamaması üzerine biz bu kanunu çıkaracağımızı dün siyasi parti gruplarına ifade ettik, söyledik. Türkiye Büyük Millet Meclisi de zaten aldığı karar gereğince, gündemindeki kanunları "bitimine kadar" diye de karar almış, bu şekilde de devam edecek.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Böyle bir şey olur mu ya?
İZZET ÇETİN (Ankara) - Köle mi bu milletvekilleri?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama şunu açık ve net ifade ediyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarına karar aldığı süre içerisinde, hiç kimse talimatla, emirle, zorla veya ayaklarına zincir vurularak, prangaya konularak burada tutulmuyor. Zaten muhalefet partilerinin içerisinde bir kişi oldukları zaman karar yeter sayısı isteyerek iktidar partisinin varlığını değerlendirebiliyorlar. Bana arkadan laf atan arkadaşlara diyorum ki burada grup başkan vekilleriniz herhâlde sizi zorla tutmuyorlar, isteyen evine gidebilir. Nitekim 130 kişilik grupta 25-30 kişiyle burada devam ediyorsunuz.
Kürsüye çıkan her konuşmacı eleştiri yapabilir, ağır olabilir, incitici olabilir ama bütün AK PARTİ Grubunu, Hükûmetimizi hırsızlıkla, yolsuzlukla suçladığı takdirde, henüz ortada net olarak ortaya çıkmış bir şey yokken, sadece tapelerle, sadece görüntülerle ortaya çıkan meseleyi, yargı aşamasında olan bir şeyi suçlayarak bir noktaya gidemezseniz. Siz gerekli müsamahayı gösteriyorsunuz.
Parlamentoda, demokrasilerde muhakkak ki direniş vardır. Dün, milletvekili arkadaşımızın biri ağzına bant bağlayarak pasif direnişini göstermiştir. O pasif direniş, kendisine verilen hak doğrultusunda ancak kullanılabilir ama benim biraz önce, oturumu kapatmazdan önce, önerge sırası varken, sıra bana gelmişken benim görüşmemi engellemek adına orada kürsüyü işgal ederek durması pasif direniş değil, AK PARTİ iktidarının veya başka bir siyasi parti grubunun hakkından çalmaktır. Bunu açık ve net şekilde ortaya koymamız gerekir.
Sayın Başkan, bakın, yaptığım konuşmada dedim ki: İç Tüzük'ün bu yapılan sözlerle ilgili, İç Tüzük'ün düzgün bir konuşmaya davet etmeyle ilgili verdiği hükümleri, İç Tüzük'ün cezayla ilgili ortaya koyduğu hükümleri icra etmediğimiz takdirde, uygulamadığımız takdirde bunlar devam eder. Şunu ifade ediyorum: Görüyorum, biz bu yasayı çıkarmak için gayret gösteriyoruz. Ha, acelemiz de yok, ne zaman çıkarsa. Hiç de başka engellemelerle ilgili karşı bir şey de yapmıyoruz, sakin sakin dinliyoruz. Ne zamana kadar? Hem Hükûmetimizi hem grubumuzu hem de bize milyonlarca oy veren insanımızı töhmet altında bırakan iftiralarla karşı karşıya kaldığımızda milletvekili arkadaşlarımız "Sakin ol, bağırmadan konuş." diye hatibi uyarma gayreti içerisindeler. Tutanakları birlikte izledik, görüntüleri takip ettik, buradan laf atan arkadaşlarımızın hiçbirinde hakaret yok ama konuşmacı "Hırsızsınız, hırsızsınız." diye ifade ettiği takdirde, bu da muhakkak ki vicdanları yaralar.
Sayın Başkan, grup başkan vekilleri olarak bize önemli görevler düşmektedir. Milletvekili arkadaşlarımızı sakinleştirmek bizim görevimizdir. Orada kürsüyü zamanından fazla kullanan arkadaşımızı uyarmak önce diğer siyasi parti grup yetkililerinin, grup başkan vekillerinin ve o grubun idare amirinin görevidir. O anlamda, ben siyasi parti grup başkan vekillerine, tüm milletvekili arkadaşlarımıza, AK PARTİ ve diğer grup milletvekili arkadaşlarımıza, sakin bir şekilde bu ortamı devam ettirmemizi ve bu kanunu yasalaştırmamızı diliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.