GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:62
Tarih:14.02.2014

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 523 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 29'uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda yapmak istediğiniz değişikliğin gerçek manada sebebinin ne olduğunu ne bu Parlamentodan ne muhalefetten ne de yüce Türk milletinden gizlemeye hiç kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. 17 Aralık operasyonu olmasaydı Parlamentoya bu kanun teklifinin gelmeyeceği herkes tarafından bilinmesi gereken bir gerçek.

Operasyondan tam sekiz ay önce MİT haber veriyor. Başbakan o zaman kurduğunu sandığı büyük imparatorlukla "Bana ve yakınlarıma dokunamazlar." düşüncesiyle önemsemiyor. Daha da ilerisi, paralel yapı olduğunu o zaman göremiyor. Referandumda suya yazdığınız yazı üç yıl sonra, 17 Aralıkta buhar olmuştur. Hukukun üstünlüğü bahanesiyle oluşturmak istediğiniz vesayet düzeni sizi vurduğunda suçlamalara başladınız. Hukuk devletinde kuvvetler ayrılığı gerçeğini yok ederek, yargı bağımsızlığını ve yargıç teminatını ortadan kaldırarak yapmak istediğiniz düzenleme çok geçmeden yeniden aleyhinize olacaktır. 17 Aralıkta yaşanan skandalı yaptığınız hiçbir düzenlemeyle unutturamayacaksınız. Bakanların adları yolsuzlukla anılırken onların fezlekelerini Meclise göndermeyerek niyetinizi açık bir şekilde ortaya koyuyorsunuz. Bu düzenlemeyi 17 Aralıktan sonra gündeme getirmenizin tek bir amacı vardır: Rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarında ortaya çıkan gerçeklerin üstünü örtmek.

Bununla da yetinmiyorsunuz, bu teklif yasalaştığında yeniden bir mağduriyet rolünü oynama arzusuyla sizi soruşturan savcı ve hâkimleri soruşturmanın önünü açarak Başbakanın ifade ettiği gibi "Millî iradeye yapılan suikasti engelledik." diyeceksiniz. Yapılmak istenen, yandaş bir yargı sistemi oluşturup tüm yetkileri Adalet Bakanına bırakıp tarihe "Bozdağ yasası" olarak bunun adını geçirmektir. Yol yakınken bu oyundan vazgeçmenizi istiyoruz. Bırakın, yargıçlar işini yapsın. Yeni yapacağınız atamalarla getireceğiniz yargıçların paralel devlet kuran çete üyesi olarak iddia ettiklerinizden olmadığından nasıl emin olacaksınız veya paralel yapının savcı, hâkim ve emniyet güçlerini başka illere sürerek o illerdeki vatandaşların adalete olan güvenini nasıl tesis edeceksiniz? Bir ile gelen savcı bu atmosferlerde, bu durumda sürgün geldiyse oradaki vatandaşlarımız tarafından paralel yapının savcısı burada adaleti yerine getirmeye çalışıyor gözüyle görmeyecek mi? Baştan itibaren özgürlükleri kısıtlayan, tüm kuvvetleri kendi bünyesinde toplamaya çalışan muhalif güçleri susturma anlayışını benimseyen, basın özgürlüğünü ve vatandaşın haber alma özgürlüğünü yok eden, uzaktan kumandayla sözde demokrasi oluşturmaya çalışan bir anlayışla ancak normal demokrasi değil, herhâlde, her gün ağzınızdan düşürmediğiniz "ileri(!)" demokrasiyi oluşturabilirsiniz.

Teklifler kabul edilse bile HSYK tamamen siyasallaşacak ama ne yaparsanız yapın, yandaş yargı da kursanız ilahi adaletten kurtulmanız mümkün olmayacaktır. "Alo Fatih"ler bir yere kadar gerçeklerin duyulmasına engel olabilecekler ama gerçekler asla gizli kalmayacaktır.

Basın koyduğunuz sansür demokratik ülkelerde var mıdır? Bunları kabullenmek mümkün müdür?

HSYK yapısı içinde denetimi, teftiş kurulunu bakan tarafından şekillendirmek yargı bağımsızlığı ilkesine uymaz. Yargılamayı yapanın üstünde tahakküm kurarak yargı bağımsızlığı olmaz. Yargı bağımsızlığı olmazsa hukuk ve hukukun üstünlüğü olmaz. Hukukun üstünlüğü teminat altına alınmadan da demokrasi olmaz. "Demokrasi olsun" diyorsanız kuvvetler ayrılığını yok eden değil, tesis eden bir düzenlemeyi yapmak zorundasınız. Dinlemek, izlemek, fişlemek ve muhalif tüm unsurları tehdit etmek ve baskı altına almak demokrasinin ruhuna aykırıdır. Demokrasiyi yok ederek onun yoldaşı olan ekonomiyi de bundan sonraki süreçte katlanılmaz bir seviyeye çekeceksiniz. Bırakın yargı işlesin, yolsuzluklarla ilgili fezlekeler Meclise gelsin, ucu kime dokunuyorsa cezasını çeksin, hem siz kurtulun hem Meclis rahatlasın diyerek, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)