| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 18.02.2014 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 546 sıra sayılı torba kanun üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum, bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, aslında burada en çok üzerinde durulması gereken şey bu kanun yapma tekniğinin yeniden gözden geçirilmesidir. Burada bu kanun yapma tekniği kelimenin tam anlamıyla keyfî, ihtiyacı kendi siyasal ihtiyaçlarına uygun bir biçimde belirlenmiş bazı parametrelerin, birbiriyle ilgisi hiç olmayan birtakım maddelerin üst üste getirilerek, iç içe doldurularak bir torba yasa şeklinde ortaya çıkmasıdır. Adı üzerinde, torba yasa diye bir şey olmaz. Bizim literatürümüzde böyle bir yasa yapma türü ortaya çıkarılmıştır.
Şimdi, bir bakın, bu 546 sıra sayılı yasada neler var, kısaca ona bir temas edelim: 3 bin adet erbaşın artırma maddesi var, bahis ve şans oyunları var, afetler dolayısıyla alınacak tedbirler var, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na ilişkin maddeler var, Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na ilişkin maddeler var, Kooperatifler Kanunu'na ilişkin maddeler var, Karayolları Trafik Kanunu'na ilişkin maddeler var, eğitime ilişkin maddeler var, var oğlu var, var oğlu var. Şimdi, bu maddelerin sağlıklı bir şekilde irdelenmesi, incelenmesi, analiz edilmesi, topluma ne getiriyor ne götürüyor, bunun üzerinde durulması bu Genel Kurulun yapabileceği bir iş değildir, bunların ihtisas komisyonlarında yapılması gerekiyordu fakat ihtisas komisyonlarında değil, Plan ve Bütçe Komisyonunda konu görüşülerek Meclise intikal ettirilmiş bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, 17 Aralık 2013 tarihi aslında bir gün dönümü. Bu 17 Aralık 2013 tarihinden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının kimyası bozulmuştur. Kimyası bozulan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı elinden gelen bütün imkânları ve zamanı zorlayarak akla gelen gelmeyen, kendisine zararı dokunma ihtimali olan ve kendi yaptıklarını tartışabilecek nitelikte olan bütün yasaları bir biçimde değiştirmeye, dönüştürmeye ve toplumu baskı altına almaya çalışıyor.
İktidar demokrat değil bir defa,. iktidar demokratik parlamenter sisteme inanmıyor, iktidar hukuk devletine inanmıyor, iktidar basın ve ifade özgürlüğüne inanmıyor ve dolayısıyla iktidarın neredeyse kendi kendine meşruiyetini tartışacak bir konuma geldiğini burada yüksek sesle ifade etmek istiyorum.
Siz kim oluyorsunuz da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanının grup toplantısını kestiriyorsunuz? Böyle bir hakkı size kim veriyor? Siz firavun musunuz, tiran mısınız, bunun bir açıklamasını bize yapın da bir öğrenelim? Siz kim oluyorsunuz da basındaki herhangi bir yazıyı basından kaldırmak için ortaya çıkıyorsunuz ve "Bunu böyle yazdınız, bunu silin, onun yerine öbürünü getirin." diyorsunuz? Ya da siz nasıl oluyor da bir televizyon kanalına müdahale ederek o kanalda yazılan birtakım yazıların oradan kaldırılmasını istiyorsunuz? Hangi demokraside bu var, hangi hukukta bu var, hangi hukuk devletinde bu var? Demek ki siz, bir hukuk devletinin, demokrasinin ya da ifade özgürlüğünün olduğu bir sistemi, tabir yerindeyse, içselleştirmemişsiniz. Siz, demokrasi özürlü bir iktidarsınız ve bir öfkeye kendinizi kurban ederek bir taraftan İnternet yasasını çıkarıyorsunuz? Niye? Sesiniz oraya yansıyor. Halktan gizleyeceğiniz, halktan saklayacağınız bir şeyiniz yoksa niçin İnternet yasasını değiştirmeye kalkıyorsunuz ve sansür getiriyorsunuz? Ya da siz, nasıl oluyor da HSYK şimdiye kadar ballı kaymaklı bir şekilde giderken, HSYK üzerine yükleniyorsunuz, HSYK'yı toptan değiştirerek, tabir yerindeyse, yargıyı kendinize bağlıyorsunuz? Yani, Türkiye Cumhuriyeti devleti yoktur bugünden itibaren, bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren Adalet ve Kalkınma Partisinin yargısı vardır. Bunu herkesin böyle bilmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkacak birtakım maliyeti de üstlenmesi için şimdiden hazırlanması gerekiyor. Kim ki o yasaya el kaldırmıştır, Türkiye Cumhuriyeti'nde demokrasiye kastetmiştir, kuvvetlerin ayrılığına kastetmiştir ve dolayısıyla, hesabını kitabını da çok uygun bir biçimde, yeri ve zamanı geldiğinde yine hukuki bağlam içerisinde verecektir.
Şimdi dershanelere yükleniyorsunuz. Hadi getirin dershaneler yasasını bakalım, oradan ne çıkacak? Yapmayın dedik, yanlış dedik, doğrusunu yüksek sesle yüzlerce defa ifade etmeye çalıştık, hiç anlamadınız, hiç dinlemediniz ve dolayısıyla, laf olsun torba dolsun bağlamında değerlendirdiniz ve önünüze çok ciddi bir biçimde sorunlar yumağı geliyor. Şimdi çıkardığınız yasalar sizin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ...ayaklarınıza en büyük pranga olacak ve kamuoyunda da, evrensel hukukta da bunun cevabını veremeyeceksiniz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)