GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:63
Tarih:18.02.2014

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

546 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 36'ncı maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Önergemiz, afet yönetiminin daha iyi olması, işlerin daha iyi yürümesiyle ilgilidir.

Saygıdeğer milletvekilleri, hepimizin de bildiği gibi doğal afetlerin bir kısmı önceden bilinmekle birlikte, çeşitli tedbirler alınıp vereceği zarar engellenmekte veyahut da en aza indirilebilmektedir ancak bazılarının ne zaman olacağı önceden bilinmemekle birlikte, şiddeti ve etkisi de hesaplanamamaktadır. Bunun en iyi örneği de depremdir.

Meydana gelen depremlerden insanlar çeşitli şekilde zarar görebilirler; insanlar üzerinde şok etkisi yapar, sakatlıklara, bulaşıcı hastalıklara, salgın hastalıklara ve en önemlisi de psikolojik bozuklukların ortaya çıkmasına sebep olur ve neticede de ekonomik çok büyük yıkımlar meydana gelir.

Ülkemiz tabii, deprem kuşağı üzerindedir. Depremle ilgili çok ciddi tedbirler alınması gerekir. Özellikle İstanbul'da deprem şüphesi veyahut da Kuzey Anadolu fay hattının henüz kırılmamış olması, bu bölgelerdeki deprem riskini her geçen gün daha da fazla artırmaktadır. Bu yönlü olarak da yerleşim alanlarının olduğu bu bölgelerde çok ciddi tedbirlerin alınması ve ona göre de bazı konuların geliştirilmesi gerekmektedir.

Özellikle ülkemizdeki 17 Ağustos İzmit ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleri binlerce can kaybına, binlerce vatandaşımızın da sakat kalmasına sebep olmuştur. Neticede trilyonlarca zarar meydana gelmiş ve ülkemizin en önemli emekleri bir anda yok olmuştur, heba olmuştur. Gerçi devletimiz o zamanlar bunların hepsinin üzerinden gelmek ve o yıkımların ortaya koyduğu hasarları en iyi şekilde ortadan kaldırabilmek için de bütün, her türlü gücünü ortaya koymuş ve insanların yanında olmuştur, vatandaşların yanında olmuştur.

Ancak şurası da bir gerçektir ki depremlerde önceden tedbir almanın ne kadar doğru olduğu ve alınacak tedbirlerin de can ve mal kaybını ne kadar ortadan kaldırabileceği de unutulmamalıdır.

Dünyanın birçok yerinde depremler olmaktadır ama ülkemizdeki kadar da böyle büyük hasarın olduğu depremleri maalesef görmüyoruz. Bundan dolayı da özellikle fay hatları üzerinde bulunan il ve ilçelerdeki -başta resmî binalar olmak üzere- bütün binalar gözden geçirilmeli ve gereken tedbirler de alınmalıdır.

Saygıdeğer milletvekilleri ben buradan başka bir konuya geçmek istiyorum. Özellikle Tokat ilinin de içerisinde bulunduğu birçok ilde, geçtiğimiz zamanlarda çıkartılan Büyükşehir Kanunu'yla beraber birçok belediye kapatılmıştır. Ancak, kapatılma esnasında, kapatılan belediyelerden bazılarının 2011 yılı nüfusu 2 bin kişinin üzerinde olmasına rağmen 2012 nüfus sayımında 2 binin altına düşmüş olmasından dolayı kapanması çok büyük sıkıntıyı da beraberinde getirmiştir.

Bakınız, şu anda Afyonkarahisar'da 10 belediye, Tokat ilinde 20 belediye, Nevşehir, Niğde illerinde 4'er, Çankırı, Giresun, Gümüşhane ve Sivas illerinde 3'er, Isparta ve Muş illerinde 2'şer, Adıyaman, Amasya, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Çanakkale, Iğdır, Kırıkkale, Kütahya ve Yalova illerinde de 1'er belde olmak üzere toplam 21 ilimizdeki 65 beldenin tüzel kişiliği maalesef devam etmemektedir, burası çok manidardır.

Önümüzdeki 40'ıncı madde üzerinde değerli arkadaşlarımız önerge hazırlamışlardır yani bu belediyelerin devam etmesiyle ilgili bir önerge hazırlanmıştır. Bu önergeler kabul edilirse bir hak yerini bulmuş olacaktır çünkü 2 bin nüfusun üzerindeki yerlerdir buralar. Bakınız, 31/12/2011 tarihinde 2 bin nüfusu geçmişler ancak kanunun çıkmış olduğu tarihte 31/12/2012 baz alınmış olduğu için de maalesef bu kanundan faydalanmamışlardır. Ancak, buralarda çok ciddi manada göç yaşanmaktadır, verilmiş olan haklar geri alınmaktadır. Yani, kanunun esas amacında 2 bin nüfus göz önüne alındıysa, buraların hepsi 2 bin nüfusu geçmiştir. Öyleyse, bundan sonra vereceğimiz o kanunun içerisindeki o 40'ıncı maddedeki önergemiz kabul edilirse o insanlar mutlu olacaklardır ve özellikle İç Anadolu Bölgesi'ndeki geriye tekrar göçü de sağlamış olacağız.

Bakınız, İç Anadolu Bölgesi çok yoğun göçün yaşanmış olduğu yerlerdir. Özellikle son on yılda birçok vilayette çok ciddi manada göç vardır. Benim de milletvekili olduğum Tokat ilimiz, Sivas ilimiz, Yozgat, Amasya gibi İç Anadolu vilayetlerinin hepsinde çok ciddi manada insanlar geçim sıkıntısından dolayı, işte, üretim para yapmıyor, çiftçilik para yapmıyor veyahut da beraberinde esnaf para kazanamıyor ve kendi bölgelerini bırakıp başka yerlere gidiyorlar. Bir de bu belediyelerin kapanmasıyla beraber göçün daha fazla artacağı da düşünülürse yani özellikle bu 65 beldenin belediyesinin devam etmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)