| Konu: | Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 20.02.2014 |
SIRRI SAKIK (Muş) - Evet, merhaba arkadaşlar.
Şimdi, biraz önce burada yaptığım bir konuşmada bütün generalleri eli kanlı falan bir şekilde tarif etmedim. Ben, o dönemde Kürt coğrafyasında eli kana bulaşmış generallerin olduğunu söyledim ve çünkü onlar kanlı bir tarihten geldikleri için nasıl cinayetler işlendiğini -hepsi oradaydı- hepsi gördüler. Yani 3.500 köyün yakıldığı dönemden bahsediyorum, 17.500 faili meçhul cinayetlerin yaşandığı bir dönemden bahsediyorum. O dönem bölgede olup ve görevli olan o generallerin büyük bir çoğunluğu bugün, evet, yargılandılar ama bu davalardan dolayı yargılanmadılar ve o tarihte 17.500 cinayet işlenirken devlet de oradaydı, generaller de oradaydı, özel yetkili mahkemeler de oradaydı. Sorun Kürtler olunca ne devlet ne özel yetkili mahkemeler ne de generallerin kılı kıpırdamaz. Onun için, bize ikide bir buradan sormayın "Efendim, sürekli Kürt, Kürt..." Kürt'ün hukuku yoksa Kürt'ün hukukunu savunmak üzere buradayız. Ve o dönemde eli kana bulaşmış insanlar... Kimin eli kana bulaşmışsa, gelin birlikte araştıralım. Sizin söylediğiniz ve bizim söylediklerimizi bu Meclis, bir Meclis araştırma önergesi hazırlayarak bunlardan hesap sorabilir ama sizin umurunuzda değil. Bütün Kürtler katledilse bile sesiniz çıkmaz. Ama buradan, o Roboski'de cinayet işlendiği dönemde buralarda, Parlamentoda bazı alçakların "Katırlara yazık oldu." sözünü duyduğumuz da oldu. Hiçbir gün, bu coğrafyada Kürtlerle ilgili uygulanan politikalara hiçbir dönem duyarlılık gösterilmediği dönemleri de biliyoruz. Onun için, yani bize gölge etmeyin, sizden başka bir şey istemiyoruz ama şunu açık ve net olarak söylüyoruz: Sevgili arkadaşlar, bu özel yetkili mahkemeler, bu hâliyle eğer Terörle Mücadele Yasası devam ederse bizim için hiçbir farkı yok. 17.500 faili meçhul cinayetlerin failleri yok ortada. Bakın, cumartesi anneleri yıllardır sokakta, İstanbul'da ve orada her gün ne diyor bir anne biliyor musunuz? "Çocuğumun kemiklerini bulsam alacağım, koklayacağım..."
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Kendi milletvekillerin içerideyken bar bar bağırıyordun Sırrı!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Nasıl?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Kendi milletvekillerin içerideyken bar bar bağırıyordun!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ona bir şey... Bakın, bizde çifte standart yok. O konuda hukuk herkese uygulanmalı, herkese, herkese uygulanmalı.
Şimdi, bir anne aynen şöyle diyor: "Çocuğumun kemiğini bulacağım, kucağıma alacağım, kokusunu özledim." Bu ülkede çocuklarının kemiğinin kokusunu özleyen anneler var, acılar var; bu acıları durdurmak, bunları sonlandırmak, bu katillerle yüzleşmek hepimizin görevidir. Bu anneler eğer İstanbul'un göbeğinde ve Türkiye'nin dört bir tarafında ölen çocuklarının kemiğini arıyorsa ve biz bunlara bir katkı sunamıyorsak, bu, Parlamentonun bir ayıbıdır, iktidarın bir ayıbıdır. Bu özel yetkili mahkemeler bu konuda duyarlılık göstermedi. Özel yetkili mahkemeler, emin olun, durumdan vazife çıkaran mahkemelerdir.
Bakın, sizi temin ediyorum ki, yıl 1994, 2 Martta bizi alıp buradan götürdüler, dosyalarımızda hiçbir şey yok. Bizim tutuklanmayacağımızı söyleyen savcılar... 4 savcı ve başsavcı, 5 tane savcı tutuklanmayacağımızı söylediler ama işte hani bu şerefli generaller var ya, devreye girdiler, sabahleyin bizi tutukladılar. Ve sonra ne yaptılar? Helikopterlerle gittiler, bölgeden delil temin ettiler. Özel yetkili mahkemeleriniz, devlet güvenlik mahkemeleriniz işte böyle mahkemeler. Şimdi bu mahkemeleri, sözüm ona, ortadan kaldırıyorsunuz ama Terörle Mücadele Yasası durduğu müddetçe bizim açımızdan özel yetkili mahkeme de, devlet güvenlik mahkemesi de, Şark İstiklal Mahkemesi de, ağır ceza mahkemeleri de fark etmez. Bu Terörle Mücadele Yasası yürürlükte olduğu müddetçe ticaret mahkemesinden siz bizi mahkûm edersiniz çünkü siz bize zulmettiniz, sistem olarak, bize, doksan yıldır zulmediyorsunuz. O mahkemeden alıp oraya monte ediyorsunuz.
Kürt Memet nöbete, Kürt Memet cezaevine, Kürt Memet mezara... Yani artık bu bitti. Onun için, biraz vicdan, biraz vicdan... (BDP sıralarından alkışlar)