GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:65
Tarih:20.02.2014

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Hükûmet uzun süreden beri yargıyı zapturapt altına almaya çalışıyor. 2010 Anayasa değişikliğinde kurduğu tuzağa kendisi düştü. Belki hiç böyle bir netice beklemiyordu ama ortaya çıkan netice herkesten çok Adalet ve Kalkınma Partisini mutsuz etti.

Şimdi, 17 Aralıktan sonra ortaya çıkan bu hırsızlık, yolsuzluk görüntülerini ortadan kaldırmak, perdeleyebilmek için suçu birilerinin üzerine atması lazımdı ve bu yapıyı kırmak için taarruza geçti. Hep söylüyoruz, yargının sizin veya bir başka birinin elinde olmasının haklı hiçbir tarafı olamaz. Yani yargı hiç kimsenin ne ön ne arka bahçesi olmalıdır. Lütfen, Meclisteki bütün gruplara sesleniyoruz: Yargıdan elinizi çekiniz, yargı hiç kimsenin siyasi oyuncağı olmamalıdır çünkü adalet herkese lazımdır. Bunun ne kadar ehemmiyetli olduğunu belki de şu anda en çok siz hissediyorsunuz.

"Efendim, yargı bir yerlere bağımlıydı, onu engellemeye çalışıyoruz." diyorsunuz, külliyen yalan, külliyen yalan. Oradan alıp kendinize bağlama çalışıyorsunuz. Bunun ismi, yargıda kirlenmedir değerli arkadaşlar. Teşbihte hata olmaz, belki çok amiyane bir benzetme olacak ama eski Yeşilçam filmlerinde olurdu. Esas oğlan kızı kurtarır, daha sonra ilerleyen bölümlerde de kızı iğfal ederdi. İşte şu anda ortaya çıkan görüntü maalesef bu. Hepiniz dikkatli olmak durumundasınız.

Değerli arkadaşlar, bu maddede özellikle... Tabii, her şey kötü değil yani hakkı iade etmek lazım. Olumlu şeyler yok mu? Olumlu şeyler de var; kişisel verilerin korunması, cezaların artırılması, tutukluluk sürelerinin beş yıla indirilmesi, müdafinin dosya üzerindeki incelemelerde bazı sınırlılıkları vardı onların ortadan kaldırılması... Ancak bu değişikliklerin gündeme getiriliş tarihi manidar arkadaşlar. 17 Aralık operasyonu tüm bu olumlu şeyleri gölgelemektedir. Yolsuzluk iddiaları mutlaka vuzuha kavuşturulmalıdır. Bu, cumhuriyet hükûmetinin bir namus borcu olmalıdır milletine karşı. Bu düzenlemeyle soruşturmaların önünü kesme, üzerini örtme, delilleri itibarsızlaştırma çabaları beyhude çabalardır.

10'uncu madde gayrimenkullere, hak ve alacaklara el koymada kriteri değiştiriyor. "Kuvvetli şüphe" yerine "somut delillere dayanan kuvvetli şüphe" aranır hâle geliyor. Yani el koymalar zorlaştırılıyor. 17 Aralıkta ortaya çıkan ve kaynağı belli olmayan o kara paraların âdeta güvenceye alındığı gibi bir şüpheyle karşı karşıyayız.

Yine, el koymada BDDK, Sermaye Piyasası Kurulu, MASAK, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan rapor alınması zorunlu hâle geliyor. Bundan önce bilirkişilik kurumuyla bu işler düzenlenmeye çalışılıyordu ama burada bir zorunluluk getiriliyor. Sanıyorum burada Adalet ve Kalkınma Partisi de bu madde üzerine bir önerge verecek, buna bir üst sınır getirmeye çalışıyor. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla bu sınır üç ay. Üç ayda atı alan Üsküdar'ı geçer. Dolayısıyla bunun da suçlular açısından caydırıcı bir tedbir olması ortadan kalkmış oluyor.

Yine, el koyma işi suç örgütü kurmak amacıyla örgüt kurma suçundan arındırılıyor. Hakikaten soruyoruz arkadaşlar: Bu suç neden koruma altına alınıyor? Acaba şu olabilir mi: Hepiniz biliyorsunuz, 17 Aralıkta yapılan operasyonda şüphelilerin, savcıların topladığı, işte, mahkemeye çıkardığı şüphelilerin hemen hemen tamamı bu suçla ilgili yargılanıyordu. Dolayısıyla bunu siz koruma altına alır iseniz bunun anlamı şudur: Artık bu şahısların mal varlıklarına, hak ve alacaklarına el koyma durumunu ortadan kaldıracaksınız, öyle anlaşılıyor.

Yine, ayrıca ağır ceza mahkemesinde oy birliğiyle karar alma şartını getiriyorsunuz. Arkadaşlar, müebbet hapis için bile -Ceza Kanunu'muzdaki en ağır hapis- oy çokluğunu yeterli görüyorsunuz ama bu nasıl bir şeydir ki el koyma için oy birliği isteniyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Herhâlde birileri için mal insan canından çok daha kıymetlidir diye düşünüyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)