| Konu: | Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 20.02.2014 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin çerçeve 15'inci maddesinin değiştirilmesiyle ilgili bir kanun teklifi geldi önümüze. Daha önce, kolluk kuvvetlerinin üst amirlerinin soruşturulmasıyla ilgili müsaadeyi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu veriyordu, bunu beğenmemişsiniz. Komisyonda kanun hazırlamışsınız, demişsiniz ki: "Bunu da Adalet Bakanına bağlayalım." Yani İstanbul Emniyet Müdürü hakkında soruşturma yapacak mısınız? "Adalet Bakanı karar versin, savcılar yapmasın bu işi. Savcı da bir paralel devlet işi olabilir. Adalet Bakanı bizim adam." Ama ne olduysa ondan sonra tekrar ayılmışsınız. Kanun buraya gelmiş, bir önerge daha vermişsiniz. Demişsiniz ki: "Hayır, Adalet Bakanı olmasın, yine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna gelsin." Ya, arkadaşlar, kanun yapmak ciddi bir iş. Yani, komisyonda kanunu değiştiriyorsunuz, buraya gelince tekrar eski hâline çeviriyorsunuz. Bakın, iletişimle ilgili, İnternet'le ilgili yasa daha Cumhurbaşkanının onayından çıkmadan, buraya gelmeden 4 maddeyi birden değiştirmeye kalktınız. Yani ciddi şekilde bu devleti idare etmediğinizi hep anlatıyorum; burada da bir kere daha toslamışsınız, maalesef böyle. Bütün bunların hepsi de sadece paralel devletten kurtulmanın tezahürü.
Bakın, bundan önce bütün illerde -ben Kocaeli milletvekiliyim, diğer illeri de takip ederim- KOM ve istihbarat şube müdürlüklerini hep cemaate mensup polis müdürlerine verirlerdi. Yani emniyet müdürü kim olursa olsun ama KOM ve istihbarat müdürü mutlaka cemaate mensup olurdu. Şimdi, "Cemaatle ayran içtik, ayrı düştük." dediniz. Bütün onların hepsi görevden alındı.
O zaman bir de bir adam vardı, Devrimci Karargâh Örgütü Lideri olarak cezaevine attınız; Hanefi Avcı. Neydi kitabının ismi? "Haliç'te Yaşayan Simonlar." Şimdi, "Haliç'te Yaşayan Simonlar" kitabının yazarı çok muteber adam oldu. Bizzat cezaevine gidiyorsunuz, ondan isimler alıyorsunuz. Cemaate mensup dediğiniz, o KOM ve istihbarat şube müdürlerini aldığınız yere Hanefi Avcı'nın size önerdiği isimleri atıyorsunuz. Yani o kadar değişiyorsunuz ki bu kadar değişikliği kabul etmek, takip etmek çok zor gerçekten. Bir gün "iyi" dediğinize yarın "kötü" diyorsunuz, bir gün "düşman" dediğinize yarın "dost" diyorsunuz. Ya, bu Hanefi Avcı ne kadar kötü bir adamdı ki içeri attınız? Niye? Cemaatin hakkında kitap yazmıştı. "Sen cemaatin hakkında nasıl kitap yazarsın?" dediniz, attınız adamı içeri. Şimdi, "İyi ki yazmışsın kardeşim. Senin elemanların kim, bana onu söyle." Benim kendi ilimdeki emniyet müdürü de dâhil şu anda Hanefi Avcı'nın çalışma arkadaşlarından seçiliyor, şu anda onların hepsi makbul adamlar.
Ben, konuyla çok ilgili olmamasına rağmen bir kere daha gündeme getirmek istiyorum: Arkadaşlar, bu Engin Alan konusunu çözün. Bu Meclisin ayıbıdır bu. 1 milletvekili hâlâ cezaevinde duruyor. Bu meselede, hiç böyle sağa sola pas vermeyin, başka bahanelerin arkasına da sığınmayın. Engin Alan, muzaffer olmuş, başarılı bir askerdir ve bizim milletvekilimizdir; Türk milletinin ete, kemiğe bürünmüş hâlidir. Engin Alan'ın orada cezaevinde kalması bu Meclisin de ayıbıdır. Bununla ilgili "Dur biraz daha yatsın, Başbakanımızın gönlü olsun." ayıbından da kurtulun bir an önce. Başbakanın kini geçtiyse geçti ya, bu ne kindir böyle?
Engin Alan, cezaevindeyken 3 yakınını kaybetti. Önce kendi silah arkadaşı damadını kaybetti, sonra annesini kaybetti, en son eşinin annesini kaybetti ve bu adam 70'e yaklaşan yaşıyla cezaevinde sizin inadınız yüzünden yatıyor. Bu ayıptan bir an önce kurtulun.
5 BDP milletvekilini çıkarttıktan sonra seçim bölgenize gittiğinizde size soracaklar: "BDP milletvekillerini çıkartıp Engin Alan'ı orada yatırmak size yakışıyor mu?" diyecekler. Sadece Van'da milletvekiliniz yok sizin; Çankırı'da var, Kırşehir'de var, Yozgat'ta var. Karşınıza çıkacak soracaklar size Engin Alan'ı, emin olun cevap veremeyeceksiniz. Engin Alan yüzünden bazı salonlarda konuşma yapamayacaksınız, iddia ediyorum ve benim bu sözlerimi de hatırlayın. Engin Alan'ı orada cezaevinde tutup burada BDP'li milletvekillerini sıralarına oturtmak, bu sizin ayıbınız, bu ayıbı bir an önce tamamlayın.
Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)