| Konu: | Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 20.02.2014 |
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu getirdiğiniz teklifin 18'inci maddesi üzerinde tam nokta atışı bir madde getirdiniz diye bir konuşma yapacaktım ama şu anda önümde bir önerge daha var, hem Anayasa'ya aykırı hem İç Tüzük 87'ye açıkça aykırı. Bir önerge veriyorsunuz maddede ve diyorsunuz ki "Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, görev değişikliği, naklen yer değiştirme, hepsinde eğer mahkeme yürütmeyi durdurma kararı ve iptal kararı vermişse kadro boş ise atanır, boş değilse başka bir kadroya atanır." demişsiniz.
Şimdi siz, evet, çok becerikli olduğunuz söylenemez Adalet Bakanının falan ama yani bu kadar da herhâlde bir adamı görevden aldığınızda da yerini boş bırakacak kadar da beceriksiz olmazsınız. Bunu bir maddeyle getirmek yerine, İç Tüzük 87 açık, bir önergeyle getiriyorsunuz. Arkadaşlar, bu nasıl...
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Yeni madde ihdası.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) - Yeni madde ihdası; neyle yapıyorsunuz? Bir önergeyle. İç Tüzük açık açık söylemiş ama diyorsunuz ki: "Boş ver, olsun. Nasıl olsa Anayasa'ya ne aykırılıklar yapıyoruz."
Arkadaşlar, zaten getirdiğiniz ilk öneri de hem Anayasa'ya hem hukukun bilinen bütün ilkelerine aykırıydı. Böyle bir şey olabilir mi? İlkinde de demiştiniz ki: "Mahkeme kararlarının, süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi durumunda ancak ilgili idare aleyhine açılır." Oysa bu kanunun istisnalarından önemli bir istisnaydı bu; eğer mahkeme kararını otuz gün içinde bir kamu görevlisi bilerek yerine getirmiyorsa kendisi aleyhine de tazminat davası açabilecektiniz. Bunları getiriyorsunuz 93/A'yı getirdiğiniz gibi, sonra da iki yıl sonra "Aa, biz bunları bilmiyorduk şimdi farkına vardık." diyorsunuz. Arkadaşlar, bu kadar aymazlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi bir mecliste hiç yapılmamalı, Uganda'nın meclisinde bile yapılmayacak bir şey.
Sevgili arkadaşlar, şunu söyleyeyim: Sakın, sakın, biz kendi kendimizi kandırıyoruz, Sayın Bakan da bizi kandırıyor, boş ver, kandırılmış sayalım zannetmeyin. Biz özel yetkili mahkemeler için hem 23'üncü Dönemde hem de 24'üncü Dönemde daha bu Meclis kurulur kurulmaz, ilk seçildiğimizde teklif verdik. Siz ne yaptığınız? "Boş ver" dediniz, "Suç ortaklarımız çok güzel iş görüyor, şimdi onların yaptıklarını engellemeyelim." dediniz. Net böyle söylediniz.
Şimdi, getirmişsiniz bize demokratikleşme filan, ancak "Alo Fatih", "Alo bilmem ne" bunları ikna edebilirsiniz. Bunlarla ikna ettiğinizde, gözünüzün kılı olacak insanları ikna edebilirsiniz. Aksi takdirde Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarını, onurlu, namuslu, dürüst insanlarını ikna etmeniz mümkün değildir.
Şunu söylemek istiyorum: Arkadaşlar, bu olacak gibi değil. Üç madde getirdiniz burada. Söylüyorum tekrar, üç madde. Hadi hepsini atladık, hepsini atladık, şu son getirdiğiniz maddede önergesiyle beraber diyorsunuz ki: "Mahkeme karalarına uyma." İkincisi: Getirdiğiniz el koymadaki karar. Böyle bir kararı çocuklarınızın yüzüne bakarak anlatamayacaksınız, bunu söylüyorum. El koymada -arkadaşlarım da anlattı- kurumlardan rapor al, beş ayda rapor al sonra el koyarız. Bunu niçin getirdiğinizi siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz ama insafın, her şeyin bir ölçüsü var. En insafsızı şu: Soruşturmalar bitsin, hakkımızda açılmış davalar bitsin ama o söylediğiniz kumpas üyeleri tarafından, çete üyeleri tarafından yargılanmış, mahkûm olmuş insanlara ne? Hiçbir şey yok, hiçbir madde yok. Burada sadece Bakanın: "Merak etmeyen, Sayın Başbakanım söyledi, marttan sonra bakacağız." Biz, bu Bakanın neyine güveneceğiz ki 30 Marttan sonra söylediğine güvenelim, sizlerin neyine güveneceğiz ki 30 Marttan söylediğine o insanlar güvensin.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)