GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, ADANA MİLLETVEKİLİ ALİ HALAMAN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN NARENCİYE ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERİLMİŞ OLAN (10/91) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN BİLGİSİNE SUNULMAK ÜZERE BEKLEYEN DİĞER ÖNERGELERİN ÖNÜNE ALINARAK 21 ŞUBAT 2014 CUMA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:66
Tarih:21.02.2014

ALİ HALAMAN (Adana) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Tarım, narenciye, çiftçilik, hayvancılıktan dolayı vermiş olduğumuz Meclis araştırma önergesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygı sevgiyle selamlarım.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen... Salonda uğultu var.

ALİ HALAMAN (Devamla) - Bugün, burada tarımı konuşmak cidden zor çünkü müthiş bir kuraklığın yaşandığı bir dönem. Dolayısıyla, tarım ne kadar bilimsel, teknolojik olarak yapılsa da tarımın direkt iklim şartlarıyla ilgisi var, bundan dolayı tarım uzun dönemdir iyi gitmiyor.

Tarım, ülke için önemli olduğu kadar, insanlık için de önemli bir sektördür. Ülkemizin önemli bir kısmı tarımla uğraşmakta, büyük bir kısmı da tarımda çalışmaktadır. Bu nedenle, tarım sektörüne sadece ekonomik anlamda kâr ve zarar noktasından bakmaktan ziyade, tarıma sosyal ve ekonomik açıdan ayrı bir gözle bakmak daha doğru olur.

Son zamanlarda, özellikle bugünkü iktidar döneminde yani on iki on üç yıllık dönemde, tarımın gayrisafi millî hasılaya katkısı düşük tutulmuş, tarımsal ihracatımız tarımsal ithalatımızı karşılayamaz duruma gelmiş, ekilen ve biçilen tarımsal araziler azalmış, tarım toprakları terk edilmiş, tarımdan kaçış hızlanmış, tarımda çalışanların sayısı düşmüş, köylerimiz boşalmış, çiftçimizin, köylümüzün geliri her geçen gün azalmış, dolayısıyla borç batağına sürüklenmiş; Hükûmet, tarımı yokluğa, çaresizliğe mahkûm etmiştir. Tarım sektöründe binlerle ifade edilen kişi işini kaybetmiş, tarımdan kopmuş ve kırsaldan şehre doğru bir kaçış başlamış. Ek olarak bunlar devlete yük getirmiş, bütçesini yükseltmiş.

Tarımsal girdi fiyatları aşırı şekilde artmış olup çiftçilerimiz gübre alamaz, arazisini yeterince ekemez, işleyemez duruma gelmiştir. Dolayısıyla, ilaç ve akaryakıt fiyatlarının artışı önlenememiştir Hükûmet tarafından.

İcraların sürekli arttığı, iflasların tarım kesiminde sürekli yoğunlaştığı, problemlerin çığ gibi büyüdüğü bir dönemi yaşarken mevcut Hükûmet tarım kesimine duyarsız kalmakta. Nüfusun yaklaşık üçte 1'ini oluşturan tarım kesimindeki insanlar, tarım kredi kooperatifleri, Ziraat Bankası ve arada merdiven diplerinde tefecilik yapan insanlara teslim edilmiştir.

Son günlerde yine tarımda, özellikle narenciye bahçelerinin durumu... Hem kuraklıktan kaynaklanan hem fiyatlardan kaynaklanan nedenlerle narenciye piyasası oluşmamıştır. Narenciye sürekli olarak bundan on-on iki sene önce alanını geliştirirken piyasa fiyatları oluşmadığı için, bundan dolayı narenciye alanları eskiye göre hem dönüm olarak düşmüş hem kalitesi düşmüş hem de üreticiler mallarını satamaz hâle gelmişlerdir.

Aynı narenciye de olduğu gibi Giresun'daki fındıkçılar taban fiyatını düşük bulmuşlar, Nevşehir'de yine patates üreticileri, dondan dolayı suni bir fiyat artışı olmasına rağmen, elektrik, su paralarını ödeyemez hâle gelmişlerdir. Mersin'deki, Bolu'daki, Antalya'daki emek verdikleri ürünlerini satamayan çiftçiler, zaman zaman sebze noktasında da Bakanlığa, Tarım Bakanlığına, dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine sürekli sitem etmişlerdir.

Tarım sektörü ülkemiz için hayati önemi olan bir sektör. Neden önemlidir? Çünkü, halkımızın yaklaşık yarısı kırsal alanlarda yaşamakta; yarıdan çoğu, doğrudan ve dolaylı olarak tarımla geçinmektedir.

İmalat sanayisinin, enerjinin, ulaştırma ve hizmet sektörünün tarım için çok büyük önemi vardır. Sanayimizin yarıya yakın bir bölümü tarımdan girdi sağlamaktadır. İç ticaretin en önemli unsuru tarımsal alışveriştir. İhracatımızın yüzde 10'u tarımdan kaynaklanır. Tarım sektöründe yaşanan sorunlara rağmen, sektör, halkımızın gıda, giyim ihtiyaçlarına yönelik elinden geldiği kadar gayret gösterip imkânsızlıklara rağmen o sektörlere ham madde yetiştirmek için uğraşmaktadır.

Bu başlıklar, bir ülkede sosyal dengelerin korunmasında ve kalkınmanın sağlanmasında en önemli temel konulardır.

Son on iki yıllık dönemde, AKP iktidarı, seçimlerden önce çiftçiye vaatte bulunarak "IMF dayatmasına son vereceğiz. Kotayı kaldıracağız. Herkes toprağına dilediği ürünü ekecek." dedi ama şekerde, tütünde, pancarda kotayı kaldırmayı bırak, bunların kotasını yükseltti. Şimdi, haşhaş ekimi vardı eskiden onu da bu dönemde yasak ettiler.

Köylünün ve çiftçinin tüzel kişiliklerini bu Büyükşehir Yasası'ndan dolayı yok ettiler.

Bu memleketin her tarafında sulama birliklerini ticari birlikler hâline dönüştürüp sırf çiftçiden -ürününden- yüksek fiyatla sulama parası toplayarak çiftçinin, kuraklığa rağmen,, susuz kalmasına vesile oldular.

Tarım il ve ilçe müdürlüklerini dosya toplayan, dosya takip eden bürokratik kurumlar hâline getirdiler. Ziraat Bankası, tarım kredi kooperatifleri ticari bankalara dönüştü. Dolayısıyla, bu ticari bankalardan faydalanamayan, yüksek faiz ödeyen çiftçi dara düştü, kendi hâlini ileriye taşıma noktasında sıkıntılı oldu.

Devasa tarımsal kuruluşlar vardı. Son zamanlarda, özellikle on yıllık dönemde tarım işletmelerini; TİGEM, Çukurova Tarım İşletmesi, FİSKOBİRLİK, TARİŞ, ÇUKOBİRLİK, ANTBİRLİK, bunları bu Hükûmet döneminde özelleştirip sattılar. Çiftçinin, tarımın kırk elli yıllık birikimleri heba edildi. Dolayısıyla, gübre fabrikaları Türkiye'de en çok tarıma dayalı hizmet verirken bu "özelleştirme" dedikleri kavramla bütün gübre fabrikalarını satarak çiftçiyi ithalata mahkûm ettiler. Dolayısıyla, gübre fiyatlarının yükselmesi, ilaç fiyatlarının yükselmesi önlenemiyor.

Bu önlenemeyen fiyatlar karşısında, yaşanan kuraklıktan dolayı çiftçimizin içine düştüğü durumu Bakanlık olarak, Hükûmet olarak ciddiye alıp ilgilenmenizi bekler, hepinize saygı sevgiler sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)