| Konu: | BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 25.02.2014 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu yerel yönetimler kanunuyla ilgili olarak defalarca huzurunuza geldim, birçok sefer bu konuyla ilgili görüşlerimi sizlere arz ettim şahsım ve partim adına.
Değerli arkadaşlar, bu kanunlar ilk olarak paldır küldür Meclise geldiği zaman da ısrarla şunu söyledik: Lütfen, bu kanunları böyle günübirlik, kendi ihtiyacınıza göre düzenlemeyin, doğru düzgün düşünelim, tartışalım, konuşalım, memleketin ihtiyacı neyse bu ihtiyaca binaen bir seferde derli toplu bir kanun düzenlemesi yapalım, bu kanunları böyle çıkaralım dedik ama maalesef, her seferinde, iktidar partisi, bu tavsiyelerimizi, önerilerimizi, tekliflerimizi değerlendirmedi ve şimdi de tekrar, yine, bu klasik torbanın içerisine, eski asker hurçları vardı, nasıl her şey doldurulursa, yine bu torbanın, hurcun içerisine bir şeyler doldurarak yine bir madde, bu yerel yönetimlerle ilgili, idareyle ilgili doldurulmuş ve getirilmiş bulunuyor. Burada da ne yapılmak isteniyor, bunun artısı ne, eksisi ne, yine bilen yok. Onun için, daha önceki eleştirilerimizi yineliyoruz: Bu şekle lütfen son verin. Bu, ülkeyi yönetme şekli değil. Kendi ihtiyacınıza göre size lazım olanı değil, ülkenin ihtiyacına lazım olanı getirirseniz, belki biz de doğru düzgün bir yola girmiş oluruz.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu yerel yönetimlerle ilgili, özellikle bugünkü maddenin konusu olan vergilerle alakalı olarak itirazlarımızı yine defalarca söylemiştik. Mantık olarak, mantalite olarak, sistem olarak, merkezin yetkilerinin yerele devredilmesi doğru ama siz öyle yapmıyorsunuz, yerele devrediyormuş gibi yapıyorsunuz; yine, bir taraftan çay kaşığıyla verdiğinizi büyük kepçeyle toparlayıp tekrar el altından bütün yetkileri merkeze alıyorsunuz. Jeotermal kaynakların tıpkı yerel yönetimlere bırakılmaması gibi, maden ruhsatlarının bırakılmaması gibi, koordinatör vali uygulaması gibi birçok mevzuda yine bütün yetkileri bir şekilde merkeze alıyorsunuz.
Şimdi, vergi meselesinde de dünyada bunun örnekleri var. Mesela, yerinden yönetimin, eyalet sisteminin olduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde ve yine dünyanın bu şekilde yönetilen birçok ülkesinde yerel vergi koyma yetkisi var belli sınırlar içerisinde yerel yönetimlerin. Yerel teşvikleri belirleme yetkileri var. Mesela, Kastamonu yerel yönetimi büyükşehir -ki şu an büyükşehir değil, öyle farz edelim- olduğu vakit -Kastamonu bir ormancılık şehri, büyük bir şekilde bu sanayi var- bu konuda yerel vergileri indirebilmeli. Yine aynı şekilde, bir turizm şehrinde -bu Antalya olur, Marmaris olur, Bodrum olur veya tarih, kültür ve din turizmiyle ilgili Urfa olur, Diyarbakır olur, Erzurum olur- yine belli vergileri indirebilmeli, teşvikler sağlayabilmeli veya artırabilmeli, ilave kaynaklar üretebilmeli. Şimdi, siz, bu yetkileri yerel yönetimlere vermediğiniz vakit, yine bütün bu oranları ve bütün bu miktarları merkezden belirlediğiniz vakit o yerel yönetimin eli kolu yine bağlı. Yani kendine bir imkân, bir rant üretip bu üretilen rantı tekrar kamuya döndürebilme yetkisi eğer yoksa bu yerel yönetimlerde, zaten orada klasik bir vergi memuru gibi, bir defterdar gibi, bir mal müdürü gibi çalışmaktan öte bu ekonomik mevzularda, vergi konularında bir yetkisi olmaz.
Teşvikler de aynı şekilde, imar yetkileri de aynı şekilde. Mesela ne yaptınız? Türkiye'de şu an en fazla konuşulan imar yolsuzlukları. Kalktınız bu imar yetkisini ilçe belediyesi, büyükşehir belediyesinden birçok alanda aldınız. Mesela Ulaştırma Bakanlığında, Karayolları, Devlet Demiryolları, Özelleştirme İdaresi kendi imarını kendisi yapıyor, kendi rantını kendi üretiyor. Peki, o zaman, şehrin bütünlüğüyle olan ilişkisi ne? Yerel yönetimin bunlardan istifadesi ne? Bunların hepsi yine pas geçilen, baypas edilen mevzular olarak önümüzde duruyor.
Uzun uzadıya konuşmak lazım ama maalesef bu imkânı da bu Mecliste bulamıyoruz. Bu şekilde, ekonomik olarak bu düzenlemelerle de yerel yönetimlerin bir yere varma şansı yok.
Hepinize saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)