| Konu: | BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 25.02.2014 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de konuşmamda böceklerden bahsedeceğim ama Sayın Başbakanın odasında bulunan böceklerden değil, ormandaki böceklerden bahsedeceğim bu akşam size. Bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun teklifinin 24'üncü maddesiyle ilgili konuşacağım.
Hazırladığınız bu kanun teklifinde yine döktürmüşsünüz. Okuyanınız var mı bilmiyorum, tüm düzenlemeleri kendi çıkarlarınıza nasıl uygunsa öyle yapmışsınız, her şeyi kılıfına uydurmuşsunuz, kanun teklifinin 24'üncü maddesi de onlardan biri. Bakın, madde açık, ne diyor: "Yapılan ihalelere karşı açılan davalarda idari yargı mercilerince verilen kararların gerekleri mevcut ihale dokümanında ve sözleşmelerde gerekli düzenlemeler yapılarak yerine getirilir ve işler buna göre yürütülür." Nereden geldi, böyle, durup dururken nasıl böyle bir kanuna ihtiyaç oldu diyeceksiniz. Sebebi şu: İstanbul'a yapılacak olan üçüncü havalimanı, gerekçesi bu aslında bu kanunun. Geçen sene, hatırlıyorsunuz o yapılan ihaleyi. Havuza para aktaran müteahhitlerin aldığı bu konsorsiyum, bu havalimanını yaparken İstanbul'un kuzey bölgesinde, Arnavutköy ormanlarını talan etmek üzere bir proje hazırladı.
Ben İstanbul'u iyi bilirim. O canım Arnavutköy ormanlarını da iyi bilirim. Bakmaya kıyamazsınız. Hakikaten yemyeşil bir doğa harikası. Gözünüzden kıskanırsınız. Ama bu arkadaşlar buraya havalimanı yapacaklar. Hangi havalimanını yapacaklar, biliyor musunuz? Üçüncü havalimanı. Hani daha önce Başbakanın Büyükşehir Belediye Başkanıyken itiraz ettiği, yapımını çok saçma bulduğu, çağ dışı bulduğu havalimanını yapacaklar. Bu havalimanını yapmak için 700 bin ağaç kesilecek, evet, 700 bin ağaç. O ağaçlardaki kuş yuvalarını, sincap yuvalarını düşünün, hepsi telef olacak. Hani böcekler dedim ya, hemen aklınıza Başbakanın odası geldi! Öbür böcekler de telef olacak. Doğa hakikaten mahvolacak.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Havaalanı yapmayalım yani! "İstemezük..."
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - İstanbul'un giderek artan nüfusunun içme suyu ihtiyacını karşılayan bu ormanların betonlaştırılması yağan yağmurun toprağa karışmasına da engel olacak. Siz hep lafı böyle anlarsınız ya. Havalimanı yapmak için daha düzgün alanlar bulunabilir, orman katliamına ihtiyaç yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Bırak Allah aşkına.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Böylece yer altı suları, dereler ve akarsular da beslenemeyecek. Yani halkın içme suyu ihtiyacı doğrudan engellenecek. Proje alanı sınırının batısında Terkos Gölü var. Hâliyle, Terkos Gölü'nü besleyen dereler tehlike altında kalacak. Küçükçekmece, Büyükçekmece ve Sazlıdere havzaları da imha edilecek.
Sadece bu kadar da değil. Havalimanı hizmete girdiğinde çok yoğun bir araç trafiği de yaşanacak. Günlük ortalama 100 bin araçtan bahsediliyor. Oradaki hava kirliliğini düşünebiliyor musunuz arkadaşlar? Bu yoğunluk, İstanbul trafiğini, zaten yoğun olan İstanbul trafiğini, gerçekten, bir arapsaçına çevirecek. Havaalanıyla ilgili, benim saydığım bu olumsuzlukları hâliyle yargı da gördü. İstanbul 4. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi ve inşaat durdu. İnşaat durdu ama Adalet ve Kalkınma Partisi durmadı. Hazırladığınız kanun teklifinin içine yargının verdiği yürütmeyi durdurma kararının önüne bu maddeyi eklediniz yani hep yasaların önünden arkasından dolaştırarak birtakım maddelerle yasaları delmeye devam ediyorsunuz. Allah encamınızı hayreyleye ama iyi gitmiyor emin olun, bakıyorum, görüyorum, iyi gitmiyor. Keşke iyi gitse!
Üçüncü havalimanı projesi usulsüzlük, rant ve doğa katliamının birleşimidir. Buraya nereden bakarsanız bakın, katliam, yağma ve şaibedir bu. Biraz insafa davet ediyorum sizi. Biraz Allah korkusuna sahipseniz, 700 bin ağaç kesilecek, buna acıyın. 700 bin ağaç çok önemli bir miktar, insanın vicdanı sızlar ama olanın sızlar tabii. Bir ağaç kaç yılda yetişiyor, biliyor musunuz? Ektiğiniz bir ağacın size yüzünü dönmesi bile asgari on sene alıyor. Bu ahir ömrümüzde kaç tane ağacın yetişmesine tanık olabileceğiz, düşünün.
Siz de bunları biliyorsunuz aslında, ben biliyoru, ama söylemeye diliniz varmıyor, tıpkı daha önce iddia edilen hırsızlıkları, yolsuzlukları, arsızlıkları söyleyemediğiniz gibi. Sizden istirham ediyorum: Lütfen şu at gözlüklerinizi çıkarın artık, gerçekleri görün beyler. Hayatta her şey siyaset değil. Hayat devam ediyor. Bu şekilde susarak, koruyarak, saklayarak hiçbir yere varamazsınız ama gerçekleri haykıranlara destek verirseniz tarih sayfalarında yerinizi alırsınız.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)