GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, 26/2/2014 TARİH VE 3698 SAYI İLE İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL VE KAYSERİ MİLLETVEKİLİ YUSUF HALAÇOĞLU TARAFINDAN AZERBAYCAN'IN HOCALI ŞEHRİNDE 25-26 ŞUBAT 1992 TARİHİNDE ERMENİ SİLAHLI GÜÇLERİ TARAFINDAN PLANLI OLARAK YAPILAN KATLİAM VE İNSANLIK DIŞI İŞKENCELER SONUCU 106'SI KADIN, 63'Ü ÇOCUK OLMAK ÜZERE 613 AZERBAYCAN TÜRKÜ'NÜN KATLEDİLDİĞİ HOCALI KATLİAMI HAKKINDA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN GENEL GÖRÜŞME ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 26 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:68
Tarih:26.02.2014

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin de bildiği gibi bugün 26 Şubat ve bundan yirmi iki sene önce Azerbaycan'ın Hocalı şehrinde yapılmış olan bir katliamın, bir soykırımın 22'nci yıldönümü.

Değerli milletvekilleri, biz eğer bugün burada, Hocalı'ya yapılan haksızlığı, oradaki tek suçu Türk ve Müslüman olmak olan kardeşlerimize yapılan haksızlığı burada sadece konuşmalarla geçiştirirsek emin olunuz ki bundan sonra da benzer soykırımlar, tek suçları Türk ve Müslüman olan dünyanın birçok yerindeki kardeşlerimizin peşini bırakmayacaktır. Bugün Telafer'de aynı tehlike var. Bugün iç karışıklıklarla çalkanan Ukrayna'nın Kırım Özerk Bölgesi'nde aynı sorun, aynı sıkıntı ve aynı tehlike var. Bugün Doğu Türkistan'da, yine tek suçları Türk ve Müslüman olan Doğu Türkistan Türkleri için de aynı sorun, aynı sıkıntı var. Haddizatında, sadece Türk ve Müslüman olmaları değil, insan olmaları münasebetiyle dünyanın neresinde olursa olsun bilinçli katliamlara, bilinçli bir şekilde yapılan soykırımlara, daha doğrusu, yapılan bütün soykırımlara dur diyebilmek için Hocalı soykırımının Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi, konuşulması ve uygun bir hâl çaresinin burada yüce Meclis tarafından verilmesi lazım.

Azerbaycan sadece Hocalı soykırımıyla karşı karşıya kalmamış, 20 Ocak 1990'da yine Rus tankları Bakü'ye girdiğinde de Azerbaycan Türkleri katledilmiş, 31 Martta Ermenilerin Azerbaycan Türklerine karşı yapmış olduğu soykırımda da yine benzer neticeler, benzer manzaralar gözükmüştür. Bu sebeple, Azerbaycan'da, değerli arkadaşlar, karanfil çiçeği, insanların sevgililer gününde sevgilisine verdiği, bir kutlamada, doğum günü kutlamasında insanların birbirini tebrik etmek için vermiş oldukları çiçek, gül, karanfil ve özellikle de karanfil Azerbaycan'da şehadetin bir sembolü hâline gelmiştir. Ben de Azerbaycan'daki bu şehadetin sembolü olan karanfil çiçeğini yüce Meclisimizin, gazi Meclisimizin kürsüsüne bırakıyorum ve bununla da gazi Meclisimizin bu konuya sessiz kalmaması gereğinin altını bir kez daha çiziyorum.

Bugün teşekkür ediyorum grup başkan vekillerine ve bütün partilerin milletvekillerine, bu konudaki duygu ve düşüncelerini buradan paylaştılar. Ancak, bu yetmez. Biz başka soykırımlar, başka katliamlar olmaması için bugün Hocalı soykırımının timsalinde insanlık adına, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi etnik kökenden, hangi inançtan gelmiş olursa olsun insanlığa karşı işlenen suçlara burada Meclis olarak bir cevap vermemiz gerektiğine inanıyorum.

Elbette ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin dış politikasına karşı gelmeyecek, dış politikamızla çelişmeyecek, bizim uluslararası alanda sürdürdüğümüz mücadeleyle çelişmeyecek birçok şey yapılabilir değerli arkadaşlar. Klasik "Biz bu tür konuları Mecliste görüşmüyoruz, bize karşı suçlamaları biz Mecliste görüşmüyoruz." bahanesiyle veyahut da "Öyle bir sebeple karşı tarafa iletiyoruz." gibi bir konuyu gerekçe göstererek bu konuda sessiz kalmamızı kimse bizden beklemesin. Haddizatında, kimsenin de bu konuda bizim, Mecliste neyi kabul edip etmediğimize bakamayarak, isteyen istediği kararı maalesef ki alıyor. Genelde, bu anlamda parlamentolarda siyasi kararlar alınıyor. Yüz sene önce arşivlere bakılmadan, tarihçiler dinlenilmeden parlamentolardan alınıyor bu kararlar. Ancak bugün burada bizim konuştuğumuz konu, ne tarihçilere bırakılacak kadar tarihî bir olay ne de daha arşivlere bakılacak kadar soğumuş, acısı dinmiş bir olay değil. Yirmi iki sene öncesinde, bütün dünyanın gözü önünde kamera kayıtlarıyla, filmlerle, fotoğraflarla ispatı ve delili sadece bizim tarafımızdan değil veyahut da Azerbaycanlı kardeşlerimiz tarafından değil, aynı zamanda Bulgar gazeteciler tarafından, Fransız gazeteciler tarafından hatta ve hatta Rus gazeteciler tarafından, daha ötesini söylüyorum, Ermenilerin o savaşta yer alan, o katliamda yer alan, o soykırımda yer alan Ermenilerin yazmış olduğu kitaplarda, hatıratlarda insanların derisini nasıl soyduklarının bütün detaylarıyla anlatıldığını görmekteyiz. Bütün detaylarıyla Ermeni gazetecilerin, Ermeni yazarların ve hatta bu soykırıma iştirak edenlerin yazmış oldukları şey ortada iken, bizim hâlâ bunu birtakım gerekçelerle "tarihi, tarihçilere bırakalım, bu konular parlamentoların görevi değil" gibi söylemlerle bu konuya sessiz kalmamız elbette ki beklenemez.

Değerli milletvekilleri, eğer bu konuda bir kanun çıkaralım demiyorsanız, bir kanun çıkarmaya bu konuda karşıysanız, o zaman gelin, Azerbaycan'da, Hocalı kentinde katledilen kardeşlerimizin 26 Şubat günü Türkiye'nin bütün şehirlerinde anılması için bir karar kabul edelim. Makulde bir araya gelelim. Hocalı soykırım anıtının dikilmesi için bir karar kabul edelim. Dolayısıyla, siz, eğer bu konuda bir şey yapma arzusunda iseniz, burada yapacağımız şey belki acıları dindirmeyecektir ama en azından bir nebze olsun o acıları sadece söylemle değil, eylemle de paylaştığımızı burada göstermemiz lazım ve bununla da biz, yirmi iki sene önce Hocalı kentinde yapılan soykırımın altını çizerek ifade ediyorum, Ermeniler tarafından, Azerbaycan'da tek suçları Müslüman olmak olan, Türk milletinin bir parçası olmak olan, oradaki Kürt kökenli vatandaşlarımızın da, Ahıska kökenli vatandaşlarımızın da ve Azerbaycan Türklerinin de katledilmesine sessiz kalmak istemiyorsak ve bunu da bir kanunla düzenlemek istemiyorsanız eğer, gelin, 26 Şubatı Hocalı'da yaşanan soykırımı veya Hocalı'da yaşanan katliamı veya Hocalı'da yaşanan acıyı anma günü olarak, Hocalı'da katledilenlere bir soykırım anıtı, bir katliam anıtı dikerek onlara karşı olan kardeşlik borcumuzu, onlara karşı olan insanlık borcumuzu bu şekilde yerine getirelim ve bunu da burada sadece Milliyetçi Hareket Partisi veya başka bir parti tarafından değil yüce Meclisimizi oluşturan bütün partiler tarafından ortak alınacak bir kararla yapalım. Emin olunuz ki Dışişleri Bakanlığımızın düşünmüş olduğu o çekincelerin hiçbirisine bir halel getirmeyecektir bu. Yıllarca bu konuları çalışmış bir arkadaşınız olarak ifade ediyorum, dış politikanın inceliklerine az çok vâkıf olan bir arkadaşınız olarak ifade ediyorum. Biz bu konuda makul bir netice çıkarabiliriz, biz bu konuda makul üzerinde anlaşabilir ve bu konuda hem bir kardeşlik borcunu hem de insanlık borcumuzu yerine getirmiş oluruz. Eğer Honduras bunu kabul ediyorsa, eğer Pakistan bunu kabul ediyorsa, eğer başka ülkeler bunu kabul ediyorsa Türkiye'nin bu konuda sadece birkaç beyanatla bunu geçiştirmesinin kabul edilemeyeceğini ifade etmek istiyor, makulde buluşacağımız ümidiyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)