| Konu: | AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA GÜN VE SAATLERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA BULUNAN 562 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN BU KISMIN 3'ÜNCÜ SIRASINA ALINMASINA VE DİĞER İŞLERİN SIRASININ BUNA GÖRE TESELSÜL ETTİRİLMESİNE; 562 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 26.02.2014 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin getirmiş olduğu grup önerisi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisinin önerisinde bugünle birlikte önümüzdeki 3 Mart Pazartesi gününü de dâhil eden bir çalışma düzeni öngörülüyor. Aslında, seçim sürecine girdiğimiz ve herkesin tatile girip bir an önce seçim çevrelerine gitmesi gereken bir dönemde 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan başlayan süreçte, bugüne değin ve bugünden sonra da süreceği anlaşılan süreçte AKP'nin sürekli olarak getirdiği yasalarla rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarını engelleme, örtme, karartma faaliyetlerinin ardı arkası kesilmiyor.
Demokratik bir ülkede iktidarlar, halkın özgürlük alanını genişletirken iktidarın gücünü sınırlar, iktidarın hesap verme olanaklarını artırır ve saydamlığı geliştirirken Türkiye'de tam tersi uygulamalar gerçekleşiyor. Değerli milletvekilleri, 4 bakan hakkında fezleke geldi bu Meclise. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Adalet Bakanı hakkında iki tane fezleke geldi. Nerede bu fezlekeler, nerede? İktidarın hesap verebilirliği ortada mı kalmıştır, yoksa iktidar hesap vermekten mi kaçmaktadır?
İktidar sözcüleri burada konuşuyorlar. İktidarın her türlü sözü, Başbakanın her türlü konuşması, attığı her adım birçok televizyondan canlı yayınlanırken, siz ta Fas'tan, MHP Genel Başkanının bir altyazısına dahi tahammül mü ettiniz de bunları söylüyorsunuz? Bir ana muhalefet partisinin liderinin, demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan bir siyasi partinin genel başkanının söylediklerini kesmek, Meclis TV'yi kesmek kimin haddinedir? Burada konuşan bir milletvekilimizin sözlerini kesmek, onu ekranda karartmak kimin haddinedir? Neden korkuyorsunuz? Niçin korkuyorsunuz?
İnternet'e düşen ses kayıtlarından bizler aylar öncesinden, yıllar öncesinden rahatsız olduk, bunu ifade ettik ama o zaman siz çok memnundunuz. Bırakın sorgulamaları, insanları bu görüntülerle mahkûm ettiniz, hayatlarını çaldınız. İnsanlarımızın hepsini hapishanelerde çürür hâle getirdiniz ama o zaman Başbakan hâlinden memnundu. Çünkü muhalefet hapse girince Başbakan memnundu ve İnternet'ten çıkan sesleri, görüntüleri görünce miting meydanlarından şunu söylüyordu: "Neler neler ortaya çıkıyor, görüyorsunuz. Her şey ortaya saçılıyor, pislikler ortaya çıkıyor. Daha neler ortaya çıkacak, göreceksiniz. Çeteler, mafyalar, karanlık güçlerin faaliyetleri bir bir ortaya saçılıyor." Bunu diyen ben miyim? Bu ülkenin Başbakanı söylemiştir bunları. O zaman aklınız neredeydi? O zaman -şimdi şikâyet ediyorsunuz paralel devletten- sizler, Başbakan miting meydanlarında "Beraber yürüdük biz bu yollarda." derken bizimle mi beraber yürüdünüz?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Milletle beraber yürüdük.
LEVENT GÖK (Devamla) - Yağan yağmurda bizimle mi beraber ıslandınız? Kiminle ıslandıysanız, kiminle yürüdüyseniz onlardan hesap sorun. (CHP sıralarından alkışlar)
Benim özgürlük alanıma girmeyin, ben yurttaşım, ben talep ederim, ben hükûmeti şikâyet ederim, hükûmet, şikâyet etme makamı değildir. Eğer siz on iki yıldır, iktidarda olduğunuzu farz edip de bu paralel devleti keşfedemediyseniz zaten sizlere geçmiş olsun değerli milletvekilleri. Kaldı ki eğer korkacak bir şeyiniz yoksa, Binali Yıldırım ne demişti zamanında: "Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun." Konuşun değerli arkadaşlarım, biz de çetelerle, her türlü yasa dışı işle mücadeleye varız ama siz bu işi çözmekle mükellefsiniz. Biz mağdur olduk, mağdur olduğumuz zaman söylediklerimizi dinlemediniz, yerine getirmediniz. O nedenle, şikâyet etmeye hakkınız yok.
Bakın, ortaya çıkan iddialar vahim. Ortaya çıkan iddialar konusunda soruşturma komisyonu kuralım diyoruz, reddediyorsunuz. Gelin araştıralım hepsini bunların, işin içine siz de girin biz de girelim. Neden korkuyorsunuz? Her şeyi karartarak, ekranları kapatarak, milletvekillerini susturarak, medyayı susturarak, Meclis TV'yi susturarak bunları kapatamazsınız. Bakın, bunları yaptığınız zaman neler oluyor değerli arkadaşlarım? Bunları yaptığınız zaman Avrupa'da yolsuzluk sıralamasında sonuncu sırada yer alıyorsunuz. Demokrasi sıralamasında sonuncu sırada yer alıyorsunuz. Ne yapmanız lazım?
Bakın, ne yapmanız lazım: Şimdi, geçtiğimiz aylarda, Fransa Maliye Bakanı, İsviçre'deki banka hesaplarında normal olmayan hareketleri açıklayamamaktan dolayı istifa etti değerli arkadaşlarım. Demokrasi mi? Alın size demokrasi. Peki, 2007 yılında Japonya Tarım Bakanı ne yaptı? Kira vermeden kullandığı ofisinde su, elektrik gibi bedava hizmetler için devlete 236 bin dolar fatura ettiği için, seçim öncesinde kampanyasına bağış yapan iş adamlarına ihaleler verdiği için suçlandı, soruşturma aşamasında bunlara dayanamadı ve intihar etti. Aralık 2013'te Tokyo Valisi, 5 bin dolar rüşvet aldığı iddia edilince halk arasındaki şüpheyi gideremediğini belirterek çıktı televizyonların karşısına özür diledi ve istifa etti.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sarıgül, kendini astı mı?
LEVENT GÖK (Devamla) - Demokrasi mi istiyorsunuz? İşte size demokrasi. İnsan hakları mı istiyorsunuz? İşte, size insan hakları. Bunları yaparsak demokrasi olur.
Bakın, her türlü iddiayı gidermek hepimizin görevi. Gelin, burada soruşturma komisyonları kuralım, fezlekeleri getirelim; onlar hakkında da hepimiz bir komisyon kuralım. Bizim hakkımızda da varsa bizim hakkımızda da getirin; onları da koyalım buraya, birbiri ardına koyalım. (CHP sıralarından alkışlar) Yolsuzlukların üzerine, AKP'li demeden, MHP'li demeden, CHP'li demeden birer birer gidelim. Meydan okuma böyle olur. Meydan okuma, muhalefetin iddiaları gündeme geldiği zaman onu örtmekle olmaz; tam tersine, hesap verilebilir olacaksınız.
Bütçe görüşüyoruz, Sayıştay raporları gelmiyor. Nerede bu Sayıştay raporları, fezlekeler nerede? Bu fezlekelerin peşindeyiz biz değerli arkadaşlarım. Bunları yapmadan hiçbir zaman aklanamazsınız.
Bakınız, geçtiğimiz günlerde burada konuştum, pek çok arkadaşınız şikâyet etti. "Ankara'da tam 4 milyon insanı ilgilendiren bir arama kararı verildi." dedim, ayağa kalktınız; "Ankara'da olağanüstü hâl ilan edildi." dedim, ayağa kalktınız. Bunu takip ettim, ısrarla takip ettim; nitekim, mahkeme, çok güzel bir kararla, hakikaten hukuk tarihine geçecek bir kararla bu kararı kaldırdı. Fena mı oldu şimdi? Muhalefetin gücünü gördünüz mü? Muhalefet lazımdır değerli arkadaşlar. Muhalefet hesap soracaktır, iktidar hesap verecektir; bu işin kuralı bu. Yarın biz de iktidar olduğumuz zaman, siz de bizden hesap soracaksınız, siz de bizden soracaksınız.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ne zaman?
ÜLKER CAN (Eskişehir) - Ne zaman?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Levent Bey, ne zaman olacak o iş? Vakti saatini bir söylesene.
LEVENT GÖK (Devamla) - Hesap sormak sizin hakkınızdır, hesap vermek de bizim hakkımızdır. Biz hesap vermeye açığız ama siz hesap vermiyorsunuz.
Bakın, değerli milletvekilleri, siyaset, bir zenginleşme aracı değildir. Bakanlar, milletvekilleri, Başbakan, hepimiz her zaman malımızın mülkümüzün değerini, bedelini ve nereden aldığımızı kanıtlamak durumundayız. Siyasetçiler, bu dünyadan Harun gelip Karun gitmeyecektir değerli arkadaşlarım, gitmeyecektir. Benim de bir yolsuzluğum varsa ortaya koymak sizin görevinizdir.
Bakın, bugün İnternet'e resimler düştü. İslam âlimleri, hadislerden yola çıkarak Hazreti Muhammed'in evinin temsilî bir resmini yapmışlar. Bakın şu sadeliğe; bir tek yatak, üç dört tane çanak çömlek ve Hazreti Muhammed'in zenginlikten son derece ari, son derece gönül içerisinde...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Çok iyi ilerleme var sizde, maşallah, maşallah!
LEVENT GÖK (Devamla) - ...son derece insanlarla barışık ve hiçbir zenginliğe tevessül etmeyen şu fotoğrafı bugün ibret verici bir şekilde İnternet'te yayınlandı. Bakın, bize yol gösteren, hepimizi aydınlatan, dürüstlüğüyle, hesap verebilirliğiyle hepimize örnek olmuş Hazreti Muhammed'in...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Çok iyi gelişme var vallaha.
LEVENT GÖK (Devamla) - ...yaşam tarzının ne kadar mütevazı olduğunu hepimiz bir kez daha ibretle gördük.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Çok iyi gelişme var Levent Bey sizde.
LEVENT GÖK (Devamla) - Din adına söz edenler, eğer zenginseniz, Harun gelmiş Karun çıkıyorsanız, Hazreti Muhammed sizin yolunuzdan değildir. Bizler, her zaman siyasette geldiğimiz gibi gitmenin yollarını aramalıyız. Siyaset, zenginleşme aracı değildir, siyaset, tam tersine, topluma hizmet aracıdır. Bu nedenle, bugün getirdiğiniz bu teklif, sizlerin bugünlerde iddialarla gündeme gelen rüşvet, yolsuzluk ve tüm iddiaları aklamak, karartmak ve üstünü örtmek için gösterdiğiniz çabalardan başka bir şey değildir. Elbette bunun hesabını halkımıza vereceksiniz, halkımız hesabını sizlerle paylaşacak ve 30 Martta mutlaka ama mutlaka gereğini yapacaktır.
RECEP ÖZEL (Isparta) - İnşallah, inşallah.
LEVENT GÖK (Devamla) - Çünkü, biliniz ki Türk halkındaki namuslular, namussuzlardan daha cesaretlidir. (CHP sıralarından alkışlar)