| Konu: | 562 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN ANAYASA'YA AYKIRI OLDUĞU GEREKÇESİYLE GENEL KURULDA GÖRÜŞÜLÜP GÖRÜŞÜLEMEYECEĞİ HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 26.02.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Aslında, burada tartışılması gereken konu samimiyet olayı. Elimizde bir İç Tüzük var, bu İç Tüzük her tarafa doğru esnetilebilir, yoruma açık bir İç Tüzük ve yine bu İç Tüzük'ün de dayandığı bir darbe Anayasa'sı var. İşimize geldiği zaman kendi görüşümüz doğrultusunda İç Tüzük'ü yorumluyoruz, işimize gelmediği zaman da bu İç Tüzük'ü örnek göstererek burada belli şeyleri savunuyoruz, bütün sıkıntı oradan kaynaklanıyor. Aslında, bugün bu gelen tasarı ya da teklifin burada görüşülmesinde bir sakınca yok çünkü İç Tüzük'ün 38'inci maddesinde, zaten Anayasa'ya aykırılık açısından komisyon gündemine gelmeden önce bir durum varsa komisyon bunu tespit eder ve reddeder diyor. Dolayısıyla, komisyon bunu eğer reddetmemişse ve görüşmelerden sonra Genel Kurula göndermişse bunda herhangi bir sıkıntı yok. Ama, burada sıkıntı şuradadır: Özellikle, Sayın Akif Hamzaçebi Bey'in de belirttiği gibi, AKP Grubunun buradaki daha önceki uygulamalarında buna tam tezat uygulamalar yapıldı. Plan ve Bütçe görüşmeleri sırasında, bizim muhalefet şerhimize Plan ve Bütçe görüşmelerine başlamadan önce, gündemde olmadan önce, bir gün önce, CHP'yle, MHP'yle ortaklaşarak ve ortak oy kullanarak o muhalefet şerhinde "Kürdistan" sözcüğü geçtiği için müdahale edildi.
Şimdi, Ahmet Bey diyor ki: "Anayasa'ya aykırılık durumu burada görüşülemez, usul tartışmasının yeri burası değildir." E, doğru. O zaman niye peki bizim muhalefet şerhimizi, üstelik gündemde olmadan bir gün önce burada diğer partilerle ortaklaşarak görüştünüz ve Parlamento tarihlerinde, dünya Parlamento tarihinde olmayan bir utancın altına imza attınız? Bir partinin muhalefet şerhinde ne yazıp yazılmamasına siz karar verdiniz, muhalefet şerhimizi çıkardınız.
Burada, bu muhalefet şerhinin çıkarılmasına dayanak yaptığınız Anayasa'yı savunacak tek bir milletvekili yoktur. Militarist, faşist bir darbe Anayasa'sından bahsediyoruz. Biz, bu durumla ilgili konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de götürdük. Bununla ilgili hukuki süreci tamamen takip edeceğiz ve Parlamento tarihindeki bu utanç sayfasını 82 Anayasa'sına değil, uluslararası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin standartlarına göre ortadan kaldıracağız.
Anayasa'ya aykırılık durumuyla ilgili şeyler varsa, zaten burada, İç Tüzük 84'te belirtiliyor: "İlgili madde sırasında Anayasa'ya aykırılık önergesi verilir, bu önerge diğer önergelerin önüne alınır ve Genel Kurul tarafından da bu oylanır." deniyor. Dolayısıyla, aslında bu tasarı ve komisyon raporunun Genel Kurula gelmiş olması zaten Anayasa'ya aykırılık açısından gerekli tetkik, denetim mekanizmasından geçtiğini gösterir ve burada, Genel Kurulda görüşmelere geçilmesi gerekir. Ama tekrar ediyorum: Her üç siyasi partinin de, özellikle Plan Bütçe görüşmesi sırasında bizim muhalefet şerhimize yapmış oldukları müdahale böylesi bir tartışmayı da beraberinde getiriyor.
Bu İç Tüzük'ü de bir an önce değiştirmek gerekiyor; bu 3 siyasi parti, 4 siyasi parti hâlâ bir İç Tüzük'ü değiştiremiyorlar, bir darbe Anayasası'nı değiştiremiyorlar. Bu İç Tüzük'ün aynı maddesini okuyan iki kişi farklı yorumlar ve kendisine göre onu uygulamaya koyar. Sıkıntı ve sorun da biraz oradadır.
O nedenle, ben, diğer bütün siyasi partilerin hem İç Tüzük'le ilgili tartışmalarında hem de Anayasa'ya uygunluk tartışmalarında daha samimi ve ciddi olmalarını temenni ediyorum, bu çağrıyı yapıyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)