| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 26.02.2014 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinize hayırlı geceler diliyorum.
Biraz Meclisin de havasını yumuşatmak üzere müsaade ederseniz bir fıkra anlatmak istiyorum konuya uygun olarak. Fıkralar gerçek olmasa da insanları güldürürler, fıkra bu ya: AKP Hükûmeti yine başta, Erdoğan on bir yıldır Başbakan, on bir yılda neler olmuş neler, yani yalan da olsa insanın inanası geliyor. Türkiye dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinden birisi olmuş, ihracatını 500 milyar dolara çıkarmış.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Olacak, olacak, hepsi olacak.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - İşsizlik sıfırlanmış, artık insanlar iş beğenmemeye başlamış. Fert başına millî gelir 50 bin dolar olmuş, artık insanlar paralarını nereye koyacağını bilemediği için ayakkabı kutularında istif etmeye başlamışlar. Dershaneler kapatılmış ama ne gam yani bütün özel okullar ücretsiz olmuş, bütün fakir fukara çocuklarına açılmış. Keşke gerçek olsaydı ama dedim ya fıkra bu. Başbakan Erdoğan artık demiş ki: "Artık yapacağım bir şey yok, sıkıldım." Fakat, futbolda da işte eskisi gibi yine kötü sonuçlar alınmaya devam ediyor "Ben futbol millî takımının başına geçmek istiyorum." Demişler ki: "Ya, siyaset başka spor başka Sayın Başbakan, ne yapıyorsunuz?" Demiş ki: "Ben hesap adamıyım, nasıl siyasette başarılı olduysam sporda da başarılı olurum." Tabii, emir demiri keser, Başbakana hayır mı denecek? Eşofmanlarını giymiş, futbol millî takımının başına geçmiş. Ondan sonra, hakikaten bir bir böyle maçları kazanmaya başlamış. Her kazandığı maçtan sonra da Sayın Erdoğan'a soruyorlar, aynı cevabı veriyormuş "Efendim, ben hesap adamıyım." Avrupa şampiyonu olmuş, dünya kupası finallerine gitmiş, birinci tur, ikinci tur, finalde Brezilya'yla oynuyoruz, tek kale maç yapıyor Türkiye. 70'inci dakika, eşofmanıyla Sayın Erdoğan yan hakeme koşmuş, bir şeyler anlatmaya çalışmış. Yan hakem, bunu, elindeki bayrak sopasıyla itmiş "Git kardeşim ya." demiş. Sonra tekrar gelmiş, bir şeyler anlatmaya çalışıyor, gene yan hakem refüze etmiş. Orta hakem düdüğü çalmış ve oyunu durdurmuş, koşarak yan hakemin yanına gitmiş.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Seviye bu işte, seviye bu. Senin seviyeni göstermesi bakımından çok güzel bir konuşma yapıyorsun, bravo!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Demiş ki: "Ne yapıyorsunuz, burada sizi izlemekten ben maçı seyredemiyorum, ne oluyor?" Yan hakem de demiş ki: "Efendim, tutturmuş bir hesap adamıyım, hesap adamıyım." "Eee?" "10 numarayı çıkarıp yerine oyuna 5 tane 2 numara koyacakmış." İşte arkadaşlar, bakın, hesap adamı Sayın Erdoğan'ın, bakın, devlet adamlığı da böyle, eğitime bakışa da böyle, dershanelere bakışı da böyle.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ya, çok komik ya! Ya ne kadar komik!
ÜLKER CAN (Eskişehir) - Fıkraların sonunda gülünür!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, hele hele eğitimde el attığı her yeri kurutmuş... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, ya, bir fıkradır, biraz tahammül edeceksiniz ya, ne var bunda?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ya, bak, Hoca devamını bekliyor, nereye bağlayacağını bekliyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Hakaret yok, bilmem ne yok, tahammül edeceksiniz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ya, tamam da Özcan Hoca bunu nereye bağlayacak diye bekliyor. Özcan Hoca bekliyor, bunu nereye bağlayacak diye.
BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım lütfen!
Sayın Konuşmacı, siz de hakaret etmeyin lütfen.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Bağlayacağım, müsaade edin.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ama gülmedi Hocam.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Hesap adamının nerelere el attığını bağlayacağım.
5 tane bakan değiştirmiş, 5 defa, sözde, reform yapılmış, ortaya çıkan manzara bu. Yani işte hesap adamının Türkiye'yi getirdiği nokta, millî eğitimi getirdiği nokta bu.
Değerli arkadaşlar, millî eğitim şu anda gerçekten çok zor durumda, çok kötü durumda. Bunu görmeniz lazım. Sizin hobilerinizi gerçekleştirmek üzere millî eğitim alanında yapmış olduğunuz her bir sıkıntı milyonlarca öğrenciyi, öğretmeni ve öğrenci velilerini ilgilendiriyor. Yani burası -kimse kusura bakmasın- bir siyasetçinin babasının çiftçiliği değil. Millî eğitim politikası siyaset üstü olmalıdır. Bakın, bu Mecliste sürekli uzlaşma komisyonları kurulur. Siyaset üstü olması gereken millî eğitimde partiler üzeri bir uzlaşma komisyonu kurulup, böyle beş yıllık, on yıllık çerçeveler niye tayin edilmez? Sayın Bakan, mesela böyle bir öneri getirebilirsiniz.
Evet, değerli arkadaşlar, bizim, hırsları aklının önünde olmuş ve bir inat uğruna binlerce, milyonlarca öğrenciyi ateşe atmak, özellikle fakruzaruret içerisinde olan öğrencileri ateşe atmak demek olan bu tasarıya destek vermeyeceğimizi ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)