GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:27.02.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 562 sıra sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısının 8'inci maddesi üzerine, Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Genel olarak, eğitimde ilkokuldan üniversiteye kadar azalmaksızın devam eden, öncelikle talep yüksekliğinden kaynaklanan, eğitimde niteliği sağlayamama ya da çağın ve toplumun ihtiyaçlarına uygun müfredat geliştirememe ve kaliteli eğitim verememe sorunu vardır. Bunların yanında, eğiticilerin niteliği ve niceliği, açılan çok sayıda üniversitede öğrenim elemanı yetersizlikleri, mesleki eğitimin yetersizliği, mesleki eğitimin önemsenmemesinin öğrencileri dershanelere ve işsizliğe mahkûm etmesi, yetenek inşası temelli eğitim yerine sınav odaklı eğitim, yarışmacılığı, dershaneciliği, üretime ve yaratıcılığa dönük olmayan ezberci eğitimi, eğitimin evrensel normlara yaklaşamaması, eğitime yeterli bütçe ayrılmaması gibi birçok konu da eğitimin sorunları arasında sayılabilir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetin getirdiği öneriyle, 1 Eylül 2015 tarihine kadar özel okula dönüşme taahhüdünde bulunan dershanelere hazine taşınmazları üzerinde eğitim tesisi yapmaları için kamu arazilerini yirmi beş yıllığına çok düşük ücretler karşılığında kullanma hakkı verilecek. Ayrıca, hazine arazisi üzerindeki, Millî Eğitim Bakanlığına ait okullar ve okulların ek binaları on yıla kadar kiraya verilebilecek; devlete ait, arazisi değerli okulların birer birer özel sektöre verilmesi, dershanelerin kapatılması ve özel okula dönüştürülmesi, kamusal kaynakların, eğitimin ticarileştirilmesi ve her geçen gün daha fazla oranda piyasalaştırılması için özel okullara, dolayısıyla, sermaye aktarılması olarak karşımıza çıkarılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, yapılması gereken, halkın ödediği vergilerden oluşan kamu kaynaklarının kamusal eğitim için kullanılmasıdır. Kamu kaynakları özel çıkarlar için değil, halkın yararı gözetilerek değerlendirilmeli ve sadece eğitimde değil, bütün hizmet alanlarında kamu harcamaları artırılmalıdır. Halktan toplanan vergilerin, kamu okulları için harcanmayıp çeşitli yöntemlerle özel okullara aktarılmak istenmesi, kabul edilemez ve karşısında durulması gereken bir durumdur. Nitelikli bir eğitim sistemi oluşturmak için tek başına eğitim sisteminin kamusal nitelikli olması ve kamu kaynakları tarafından finanse edilmesi de yeterli değildir.

Değerli milletvekilleri, kamu tarafından herkese eşit ve parasız olarak sunulması gereken eğitimin, bilimsel ve demokratik bir içerikte olması, kamusal nitelikli bir eğitim sisteminin oluşturulması açısından zorunludur. Bu temelde, dershanelerin kapatılması, herkesin özgür, bilimsel ve eşit fırsatlarda eğitim alabilmesinin önünü açmak adına olacaksa, elbette desteklenmelidir. Ancak, "dershaneleri kapatmak" adı altında asıl hedeflenen, özel okulların yaygınlaştırılması, eğitimin bir kamusal hizmet olmaktan çıkarılıp kâr amaçlı bir ticaret sektörüne dönüştürülmesidir. Hükûmetin bu neoliberal politika ve projelerine de karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, eğitime yeterince kaynak ayrılmaması, eğitimde kalitenin gün geçtikçe düşürülmesi, yeni tasarıyla da özel okulların dershaneciliğin yerini alması, ayrıca eğitim hakkı ve sosyal devlet anlayışının bir kenara itilerek özelleştirmeden medet umulması gibi nedenlerle, eğitim gibi çok önemli bir kamusal, toplumsal hizmetin ticari piyasaya devredilecek olması, hukuk devletinin zayıflamasından sonra sosyal devletin de sonu anlamına gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, bu yasa tasarısı, eğitimin temel meseleleri ortada dururken bu sorunları çözme gayreti yerine sorunları başından savma, temel eğitimi bile toplum için lüks bir tüketim malzemesi hâline getirme maksadı taşımaktadır. Herkese ana dilinde, eşit fırsatlarda, özgür, bilimsel, parasız bir eğitimin sunulduğu sosyal devlet ilkesinin güçlendirilmesi ve bu çerçevede yerel yönetimlere de bölgesel özgünlükler noktasında yetkiler verilmesi, çağdaş demokrasilerde uygulanan ve bizce de en doğru yöntemdir.

Bu gerekçelerle önergemizin kabulünü yüce Meclisten talep ediyor, tekrar sizleri saygıyla selamlıyorum.