| Konu: | CHP GRUBUNUN, İZMİR MİLLETVEKİLİ RAHMİ AŞKIN TÜRELİ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN TARIMSAL DESTEKLEME SİSTEMİNİN İNCELENEREK YETERSİZLİKLERİN ORTAYA KONULMASI VE DESTEKLERİN ARTIRILMASINA YÖNELİK POLİTİKALARIN OLUŞTURULMASI AMACIYLA 17/4/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 28 ŞUBAT 2014 CUMA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 28.02.2014 |
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, uzunca bir süreden bu yana haram ile helalın, yalan ile doğrunun, riya ile ihlasın, hak ile batılın birbirine karıştığı bir süreci maalesef yaşıyoruz. Öyle ki ağızlarından "helal" lafını eksik etmeyenlerin yedikleri haram lokmalar içerisinde boğulma kertesine geldiklerine, haktan yana görünenlerin batıl batağında çırpındıklarına, kendisinden başka mümin tanımayanların yalan ummanlarında beyhude kulaçlar attığına şahitlik ediyoruz.
Temennim, halklarımızın bu yozlaşmadan, bu şamatadan ve bu hengâmeden daha fazla zarar görmeden bir an önce kurtulması ve bir daha böylesi durumlara maruz kalmamasıdır.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetlerinin hızla uygulamaya koyduğu neoliberal politikalardan etkilenen tarım sektörünün içine düşürüldüğü durum nedeniyle, geçmişte kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye, bugün birçok temel üründe ithalatçı konumuna düşürülmüştür maalesef.
Tarımsal üretimde geldiğimiz noktanın idrak edilmesi açısından AKP iktidarları döneminde çokça övünülen büyüme rakamlarına bakmamız yeterli olacaktır. 2003 yılından 2011 yılına kadar olan dönemde ortalama büyüme hızı 5,4 iken tarım sektöründe büyüme hızı 2'nin biraz üzerindedir. Ayrıca, tarım sektörünün gayrisafi millî hasıladaki payı yüzde 10'nun üzerinde iken geldiğimiz noktada yüzde 7'lerin altına düşmüştür.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, geçmişte, tarım alanında dünyanın kendi kendine yeten -nadir- yedi ülkesinden biri değil miydi? Ancak geldiğimiz noktada, ne yazık ki şimdi, buğday, arpa, baklagiller, pamuk, ayçiçeği ve son olarak da kırmızı eti ithal eder hâle düşürülmüştür bu ülke. Türkiye'de tarımın içine düşürüldüğü bu durumun yegâne nedeni, tarımda uygulanan yanlış politikalar ve yetersiz desteklerdir.
Bakınız değerli arkadaşlar, 2002 yılında mazotun litresi 1 lira 20 kuruş iken şimdi 4,5 liraya çıkmıştır. Tarımsal girdilerdeki bu artışlar sadece mazotla sınırlı kalmamış, zirai ilaç ve gübre fiyatlarında da 3 ila 4 kat arasında artışlar yaşanmıştır. Girdi fiyatlarındaki artışlara rağmen birçok ürünün fiyatı 2002 seviyesinde kalmış ve bu şartlar altında çiftçinin üretmesi çok zor bir hâle gelmiştir.
Ürün grupları itibarıyla bakıldığında, yağlı tohumlarda, baklagillerde, hububatta ve kırmızı ette Türkiye ihracatçı konumdadır. Diğer bir ifadeyle, üretimimiz yurt içi tüketimi karşılamıyor duruma düşmüşüz.
Değerli milletvekilleri, seçim bölgem olan Şanlıurfa'da tarımsal üretim kalemlerinden en önemli olanı, kuşkusuz pamuktur ve pamuk üreticilerinin karşılaştığı sorunlara da biraz değinmek istiyorum. Pamuk üretiminin özellikle çapalama ve hasat yönünden büyük oranda insan iş gücüne dayanması ve üretim girdilerinin aşırı kullanılması, üretim maliyetinin yüksek olmasında başlıca etkenlerdir. Bunun yanı sıra, sulamada yaşanan sorunlar ve kırk yıldan bu yana bitirilemeyen sulama projeleri nedeniyle çiftçilerimiz kuyu sularına ve dolayısıyla da elektrik enerjisine ihtiyaç duymaktadır. Bu durum da üretim maliyetlerini artırmakta ve çiftçilerimizin zararına üretim yapmasına yol açmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Urfa'da pamuğun fiyatını bir tek ÇUKOBİRLİK açıklıyor ve alım yapıyor. Yaptığım çalışmalardan çıkan sonuca göre Urfa'da son üç yılın pamuk fiyatları şöyle gerçekleşmiştir: Pamuk fiyatı 2010 yılında 800 lirayla açılış yapmış, 1.000 liraya kadar satışı yapılmış; 2011
yılında 1.500 liraya açılış yapmış, 2.500 liraya kadar yükselmiştir; 2012
yılında 900 liraya açılış yapmış, 1.200 lirayı zor görmüştür. İşte politikaların görünür yüzü budur. Yani 2012 yılı pamuk fiyatı 2011 yılı fiyatının yarısına bile erişememiş, gerisinde kalmıştır.
Fiyat bu savruklukta düzensiz seyrediyor çünkü düzenleyici kurum ÇUKOBİRLİK güçsüz, piyasayı düzenleyecek oranda alım yapamıyor, bazı yıllar neredeyse hiç alım yapmıyor; meydan doğrudan tüccar ve sanayicilere kalıyor. Fiyatlar da tüccarların vicdanı ile cüzdanı arasında bir yerde sıkışmış, bekliyor.
Değerli milletvekilleri, GAP bölgesi ile birlikte özellikle Urfalı çiftçilerimizi bir damla suya muhtaç eden bu politikaların baş aktörlerine bir hatırlatmada bulunarak sözlerimi tamamlamak istiyorum: Haram ve helali en az sizler kadar biz de biliriz. Kaçak kullanımı da bu noktada savunacak değiliz. Ancak, sizler, GAP aldatmacasıyla yıllardır avuttuğunuz çiftçilerimizi bu kuyulara muhtaç ederken, yıllardır uyguladığınız ekonomi politikalarıyla bölgeler arası makası sürekli açarken, gelir dağılımındaki payla dip, işsizlikte ise tavan yaptırırken, mevsimlik köle kervanına her yıl itina ile on binleri ekleyip milyonlara çıkartırken, bir karton sigara veya bir bidon mazota bir can bedel biçerken tüm bunları yapanlar ya da bu yapılanlara seyirci kalanlar, sizler, ne kadar biliyorsanız haramı ve helali, inanın ki en az biz de sizler kadar biliyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)