| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 28.02.2014 |
D. ALİ TORLAK (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 18'inci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugünkü millî eğitim sistemimizin temel ilke ve hedefleri cumhuriyetimizin ilk yıllarında tespit edilmiştir. Bu ilke ve hedefler doğrultusunda yapılacak eğitim çalışmaları cumhuriyet döneminin ilk yıllarında çıkarılan kanunlar ve diğer mevzuatlarla belirlenmiştir. Zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlar çerçevesinde belirlenen ve ihtiyacı karşılamak üzere hazırlanan diğer düzenlemeler, yaklaşık doksan yıllık Türk millî eğitim sistemimize yön vermiştir. Ancak, sonradan çıkarılan bu kanun ve diğer mevzuatların büyük bir çoğunluğu, gelişen yenilikler ve olaylar karşısında, 1920'li yıllarda millî eğitim sisteminde yapılan tespitlerin içini dolduramamıştır. Aksine, zaman zaman o tespitlerin boşlukta kalmasına da neden olmuştur.
Bununla birlikte, aradan geçen yaklaşık bir asırlık zaman diliminde dünyada ve ülkemizde ciddi gelişmeler olmuş, kültürel, sosyal, siyasal, bilimsel, ekonomik ve teknolojik değişimler yaşanmıştır. Sosyal ve fen bilimleri başta olmak üzere, eğitim bilimleri alanında ve uygulamalarında çok ciddi yöntemler ortaya çıkmıştır. Öğrenme ve öğretme süreçlerinde, öğretim içeriğinde, hedef ve yöntemlerde yeni reformlar geliştirilmiştir. Eğitim ve iletişim teknolojisi alanında büyük buluşlar gerçekleştirilmiştir. İşte tam bu gelişmelerin ve değişimlerin Türk millî eğitim sistemine bir türlü dâhil edilemediğini görüyoruz.
Öte yandan, bir bütün olarak eğitim sistemimiz, özellikle milletimizin bazı dönemlerde kaydettiği gelişmeler karşısında yetersiz kalmıştır. Toplumsal gelişmenin önünde giderek onları eğitmesi ve 21'inci yüzyıla hazırlaması gereken millî eğitim sistemimiz, birçok yönden onun gerisinde kalmış, bir bakıma işlevini yapamaz hâle düşürülmüştür. Bugün artık millî eğitim sistemimizin, yıllardır birikerek büyüyen sorunlarından dolayı toplumu eğiterek 21'inci yüzyıla hazırlamak şöyle dursun, farkında olmadan, toplumun önünde bir engel olduğu anlayışı giderek yaygınlık kazanmaktadır. Böyle bir ortamda Hükûmet "Çok gerilerde kalmış olan eğitim sistemimizi 21'inci yüzyıla nasıl taşırız?" üzerinde çalışma yapmak yerine, eğitim sisteminin beklentilere cevap vermesi sağlanmadan dershane sistemiyle oynanması, anlaşılır bir durum değildir. Burada önemli ve öncelikli olan, dershanelere olan ihtiyacın tamamen ortadan kalkması ve kaldırılmasıdır. Bu sağlanmadan ve millî eğitim sistemimiz beklentilere cevap verecek düzeye getirilmeden, sırf başka maksatlarla dershane sistemiyle oynamak, telafisi çok zor olacak boşluklara ve çalkantılara meydan verecektir. AKP Hükûmetinin bu tasarıyla dershaneleri kapatma kararının bir ihtiyaçtan öte, âdeta cemaatle bir restleşmenin eseri olduğu gün gibi ortadadır. Bu yasa tasarısının, Türk eğitim sistemi tüm safhalarıyla planlanmadan, sırf birilerini zorda bırakma maksadıyla hazırlandığı anlaşılmaktadır. O nedenle, dershaneler konusunda iyi niyetli görmediğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Çünkü dershanelerin kapatılarak özel okula dönüştürülmesi Milliyetçi Hareket Partisinin yıllar öncesinde belirlediği bir hedeftir ancak evvela dershanelere olan talep ve yönelimin bitirilmesinin şart olduğunu da devamlı savunmuşuzdur. Dolayısıyla, bu yönüyle baktığımızda, eğitim bir süreçtir. Eğer mükemmel bir eğitim sistemi kurulur ve özellikle öğrenme ve öğretme süreçleri, eğitim bilimleri ve evrensel doğruların ışığında doğru, verimli ve kaliteli bir şekilde düzenlenir ve yönetilirse gerçekten bireysel, toplumsal ve ulusal gelişme ve ilerlemenin yolu açılmış olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısıyla yaşanacak en önemli sorunlardan birisi de işsiz öğretmenlerin içinde bulunduğu çıkmazın daha da artacak olmasıdır. 1 Temmuz 2015 itibarıyla en az altı yılını dolduran dershane öğretmenlerinin sınavsız, kuralsız, sadece mülakatla kadroya alınması, torpili olanların hiçbir kritere bağlı kalmadan, sırf torpilli diye istihdam edilmesi anlamına gelecektir. Yaklaşık 310 bin öğretmenin atama beklediği Türkiye'de bu öğretmenlerin sınavsız olarak atanmaları, atama bekleyen öğretmenlerimize büyük bir haksızlık olacağı gibi vicdanla izah edilemeyecek bir düzenleme olduğunu belirtiyor, önergemize desteğinizi bekliyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)