| Konu: | TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 01.03.2014 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, bu maddeyi çok ciddi şekilde şöyle değerlendirebiliriz: Her şeyden önce, biz "ya da hukuka aykırı bir başka davranışla" ibaresinin metinden çıkarılmasını istedik çünkü "hukuka aykırı başka bir davranış" ibaresi ceza hukuk terimi olmayıp idare hukuku veya tazminat hukuku terimidir her şeyden önce. Yani, ceza hukukuyla alakası yoktur. Buna bağlı olarak da, ceza hukuku yoruma kapalıdır. "Hukuka aykırı başka bir davranış" ibaresi, yorum yoluyla suç üretme sonucunu doğurur.
Nitekim, cezanın asgari haddinin diğer taraftan iki yıl olması, ceza adaleti açısından ağır sonuçlar doğurabilecek her olayın oluş şekline, şiddetine, derecesine ve kastın yoğunluğuna göre hâkim cezayı tayin etme yetkisine sahip olduğuna göre, cezanın alt sınırının hiç olmazsa bir yıl olarak sınırlandırılması yerinde olacaktır. Zira, burada maddeye baktığımızda şunu görüyoruz: "Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla; a) Devletçe kurulan ve kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine." Yani üniversiteler, fakülteler. "Kişinin eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasına", "Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara ve bunların eklentilerine girilmesine ve orada kalınmasına engel olunması hâlinde..." Ki bu, şu anlama geliyor: Üniversitede öğrenciler bir şekilde boykot yaparsa ve öğrenimi engellemiş olurlarsa, böylece onlara ne kadar ceza veriliyor? İki yıldan beş yıla kadar hapis cezası veriliyor. Yani siz, bir öğrenci boykot etti diye veya herhangi bir şekilde üniversitede bir protesto sebebiyle belli bir zaman içerisinde -diyelim ki üç saat veya yarım gün- eğitimi engelledi diye, ona, üniversiteden ihraç etmenin de ötesinde iki yıl ila beş yıl hapis cezası vereceksiniz.
Bakın, o sıralardan hepimiz geçtik, üniversite sıralarından. Hatta, biz o dönemlerden biraz daha 68 yılından itibaren, 67, 68'den itibaren geçtik; boykotlar yapıldı, üniversitelerde fakülteler işgal edildi vesair.
Şimdi, içinizde o tarihlerde okumuş olan insanlar vardır, ondan sonraki 1970-1980 yılları arasında okumuş insanlar vardır. Nelere mal olduğunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz, birtakım dışarıdan gelen insanların, sağ-sol çatışmasıyla bu ülkede 5 bine yakın gencin hayatını kaybetmesine sebep olduğunu da biliyorsunuz ama o dönemde "sağcı" veya "solcu" denilen insanlar bugün aynı iş yerlerinde ortaklık yapıyorlar, birbirleriyle kucaklaşıyorlar.
Ha, şimdi diyelim ki gençliğin verdiği bir hatayla bir harekette bulunan insana, siz, iki ila beş yıl arasında hapis cezası verdiğinizde, bunu da hâkimin takdirine bırakarak yaptığınızda, zannediyorum ki bu demokratik ülkeler için ne kadar hakkaniyete uygun olacaktır?
Dolayısıyla, burada şunu göz önüne almak lazım: Demokrasi dediğimiz zaman, demokrasinin tabii ki başkalarının hak ve hürriyetlerini kısıtlayıcı hareketlerinden sarfınazar etmesi gerekir. Ama bu demek değildir ki böyle bir harekette bulunan insanın da tamamen, neredeyse idam edilecek derecede, tüm hayatını karartacak, istikbalini önleyecek bir sonuca götürülmesinin de doğru olduğunu herhâlde hiçbiriniz kabul etmeyecektir. Dolayısıyla, buradaki bizim teklifimiz, gerçekte bu şekliyle düşünülmüş olsaydı herhâlde reddedilmeyecekti ama gerek Sayın Bakan gerekse Hükûmet, Komisyon, maalesef, bu konuyu bu yönüyle düşünmedi. Yani, tekrar ediyorum, 1968'den itibaren üniversitede meydana gelen olaylar -ki Allah bir daha öyle olaylara sokmasın üniversitelerimizi- ama bu şekildeki getirilecek bir yasa ne kadar önleyici olacaktır veya ne kadar tepki doğuran bir hüviyet taşıtacaktır, bunları tekrar göz önüne almanızı istirham ediyorum. Desteklerinizi bu yönde buna göre vermenizi rica ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)