| Konu: | TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 01.03.2014 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi amacıyla hazırlanmış olan bu kanun teklifinin 17'nci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, kanun teklifinin gerekçesine baktığınızda, insan haklarından ve demokrasi ilişkisinden bahsediyor bütün paragraflarında ve Sayın Bakan, bu kanun teklifi, tali komisyon olarak Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna sevk edilmiş durumda. Ben, Meclis İnsan Hakları Komisyonunun hem üyesiyim ve Başkan Vekilliğini sürdürüyorum ama böylesine, temel hakları, hürriyetleri ve doğal olarak da insan haklarını ilgilendiren bir konuda, bu konunun İnsan Hakları Komisyonunda görüşülmemesi son derece ciddi bir eksikliktir. Niçin gelmemiştir Komisyonumuza? Yani, bizim komisyon, özel bir ihtisas komisyonu, kanunla kurulmuş tek komisyondur Mecliste ve insan hakları alanında bir süzgeçten geçmesi gerekirken, oradaki arkadaşlarımızın yapacakları yapıcı eleştirilerle ve katkılarla huzurunuza çok daha mükemmel bir teklif olarak gelmesi mümkünken bu olanaktan maalesef mahrum olarak bu kanun bugün görüşülüyor ve birazdan da yasalaşacak. Bu konuda eleştirilerimi iletmek istiyorum. Böylesine önemli konuların -lütfen- komisyonlarda ciddi bir şekilde görüşülmesini temin etmek hepimizin görevi olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, demokrasi-insan hakları ilişkisi sadece kimi hak ve hürriyetlerde yapılan değişikliklerle sağlanamaz. Demokrasinin ana temellerinden bir tanesi yolsuzlukların üzerine gidilmesi, Hükûmetin şeffaf olması ve hesap vermesine bağlıdır. Bakın, geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisinin hazırlatmış olduğu bir afiş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından -ki kendisi de reddetmedi- Başbakanın danışmanıyla yaptığı bir görüşme sonucu, maalesef, billboardlarda yer almadı. Ne deniliyordu bu afişimizde? Aynen şöyle deniliyordu: "Yurttaş vergisini veriyorsa Hükûmet de hesap vermelidir." Değerli milletvekilleri, ne var bunda? "Yurttaş vergisini veriyorsa Hükûmet de hesap vermelidir." Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bundan rahatsız oluyor, Başbakanın danışmanını arıyor, yaptıkları konuşmadan anlaşılıyor ki danışman da Başbakanı arıyor ve "Bu afişler asılmasın." deniyor. Değerli arkadaşlarım, böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bir de ayrıca diyor ki: "O afişi astırmamak benim için bir şereftir." Böyle bir demokrasi anlayışı olmaz değerli milletvekilleri. Kendimizi aldatmayalım. "Bu afişi astırmamak benim için şereftir." diyen bir Belediye Başkanını taşıyamazsınız, taşımamalısınız. Eğer samimiyseniz bu konularda açıklama yapmak durumundasınız. Ne var bunda? "Yurttaş vergisini veriyorsa Hükûmet de hesabını verecek." Kimse hükûmet, o verecek. Yani bunları atlayarak, bunları görmezden gelerek demokrasiyi sağlayamayız.
Bu teklif son derece eksiktir. Cumhuriyet Halk Partisi düşüncenin, ifade ve inanç özgürlüğünün güvence altına alınmasını, seçim barajının düşürülmesini, faili meçhul cinayetlerin araştırılmasını, din ve vicdan özgürlüğünün sağlanmasını, cemevlerinin ibadete açılmasını, Siyasi Partiler Yasası'nın değişmesini, Diyarbakır Cezaevinin müze olmasını, mayınlı arazilerin temizlenip topraksız köylüye verilmesini, tutuklu siyasetçi, gazeteci ve öğrenci ayıbına son verilmesini, özgür medyanın mutlaka tesis edilmesini, Uludere'nin mutlaka ama mutlaka aydınlatılmasını istemektedir. Bunları yapmadığımız müddetçe bu taleplerimiz ve teklifler maalesef eksik kalacaktır.
Umuyorum ve diliyorum ki bundan sonraki teklifleri hep beraberce oturur, beraberce hazırlarız ve beraberce burada tartışarak getiririz. Ülkemiz açısından, demokrasi açısından, insan hakları açısından son derece yararlı çalışmaları böyle bir mutabakatla yaparsak daha verimli olur diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)