| Konu: | AK PARTİ GRUBUNUN, GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA BULUNAN 563, 521, 533, 531, 383, 429 VE 146 SIRA SAYILI KANUN TEKLİFİ VE TASARILARININ BU KISMIN 3, 4, 6, 7, 8, 9 VE 10'UNCU SIRALARINA ALINMASINA VE DİĞER İŞLERİN SIRASININ BUNA GÖRE TESELSÜL ETTİRİLMESİNE; 563 SIRA SAYILI KANUN TEKLİFİ'NİN İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 09.04.2014 |
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Lehte ya da aleyhte bir durum söz konusu değil, üzerine konuşacağız bu durumda.
Tabii ki Hükûmetin icra organı olması hasebiyle, Hükûmetin Meclisin gündemini öncelikle belirleme gibi bir hakkı vardır, bu hakka bir noktaya kadar biz de rıza gösteriyoruz ve buna itiraz etmiyoruz aslında. Dolayısıyla, bu öneriye, Hükûmetin bu gündem önerisine ilişkin olarak çok fazla söylenecek söz yok kendi açımdan ifade edeyim.
Ancak, bu konuya geçmeden önce, bu konuyla ilgili görüşlerimizi ifade etmeden önce bugün Konya'da vahim bir trafik kazası meydana geldi. Bu trafik kazasında 10 vatandaşımız yaşamını yitirdi, 11 vatandaşımızın da yaralı olduğu bilgisi var. Öncelikle yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz, ailelerine başsağlığı diliyoruz; yaralı olan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz.
İkinci önemli husus, dün Meclis çatısı altında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'na yönelik olarak gerçekleşen saldırıya ilişkin olarak da üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Bu saldırıyı kınadığımızı ve hiçbir şekilde bu tarz saldırıların tasvip edilemeyeceğini ifade etmek istiyorum.
Şimdi, Hükûmetin biraz sonra gündeme getireceği, Meclis gündemine taşıyacağı MİT Yasa Teklifi'yle ilgili olarak birkaç şey ifade etmek istiyorum.
MİT Yasa Teklifi, hangi koşullarda aciliyet arz etti de bu şekilde hemen gündeme getirildi bunu çok ayrıntılı olarak tartışmak ve konuşmak mümkündür ancak pekâlâ bunun yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden demokratik çözüm ve barış süreciyle bağlantılı bir gelişme olarak gündeme getirilip bunun burada tartışıldığını biliyoruz ancak resmin tamamının bu olmadığı da bir gerçekliktir. Bunun doğrudan demokratik çözüm ve barış süreciyle bağlantılı bir tasarı ya da bir niyet beyanı olmadığını ifade etmek istiyoruz. Tersine, Hükûmetin bu çözüm sürecinden kaynaklı olarak ortaya çıkan fırsatları kendi lehine kullanma alışkanlığıdır. Çözüm sürecinden kaynaklı ortaya çıkan fırsatları, Hükûmet, AK PARTİ kendi lehine değerlendirme arzusu içerisindedir. Dolayısıyla, eskiden laftı söylenirdi "Osmanlı'da oyun bitmez." diye ama bence artık bunu değiştirmek gerekiyor, AKP'de oyun bitmiyor. Tam bir oyun. Fırsat içerisinde fırsat. Çözüm sürecini fırsata dönüştürme, Hükûmet lehine, parti lehine AK PARTİ lehine fırsata dönüştürme gayretinin tezahürü olarak MİT Yasası'nı bugün tartışacağız. Bu gündem biraz da bunu belirlemekle ilgilidir. Sayın Başbakan geçenlerde bir televizyon konuşmasında ifade ediyor, bizim Hükûmetten dolayısıyla çözüm süreciyle ilgili olarak ifade ettiğimiz ve aciliyet arz eden gelişmelere ilişkin olarak ifade ettiğimiz taleplere- "bugüne kadar bizim önümüze getirilmiş bir talep yok." diyor. Öyle zannediyorum ki AK PARTİ grup başkan vekilleri Sayın Başbakanı bilgilendirmiyorlar. Meclisin gündemindeki yasa tekliflerini öyle zannediyorum Başbakana ifade etmiyorlar. Burada Sayın Canikli bulunduğu için Canikli'nin ismini telaffuz ederek söyleyeceğim. Sanırım Sayın Canikli, Meclis gündemiyle ilgili olarak Sayın Başbakana bilgi vermiyor. Neye dayanarak bunu ifade ediyorum? Sayın Başbakan diyor ki: "BDP'nin bugüne kadar bu sorunun çözümüne ilişkin olarak Meclis gündemine getirdiği herhangi bir yasa teklifi yok, bir önerileri olmamıştır." Ben de gösteriyorum, 14 Şubat 2014, müzakere çerçeve yasası kanun teklifi, 12 maddeden oluşuyor. Başbakan, bu tarihten bir buçuk ay sonra konuşuyor, diyor ki: "Böyle bir teklif yok." Olabilir, Sayın Başbakanın haberi olmayabilir, Meclis gündemine hâkim olmayabilir ama grup başkan vekilleri onun adına burada oturuyor, grup başkan vekillerinin Sayın Başbakana bu konuda bilgi vermesi gerekirdi. Galiba bilgi vermemişler, bilgi verilmediği için Sayın Başbakan da televizyon ekranlarında bu şekilde boşa düşmüş oluyor.
Evet, bizim beklentimiz şu: Bu yasa teklifiyle birlikte bunun derhâl Meclisin gündemine almasını talep ediyoruz. Müzakere çerçeve yasası kanun teklifimiz Meclisin gündeminde duruyor, Meclisin bunu bir an önce gündemine taşıması gerekiyor. Hükûmetin, bunu bir aciliyet olarak da bir an önce Meclis gündemine öncelikli olarak taşıması gerektiğini düşünüyoruz.
Bir diğer husus, biraz önce tartışmaları da burada sürdürüldü, Mısır'daki durumla ilgili olarak... Bakın, dünyanın neresinde olursa olsun ezilenlerden yanayız, mazlumlardan yanayız. Mısır'daki insanlık suçlarını, insanlık dramını kabullenmemiz mümkün değildir ve elbette ki Mısır'da, Suriye'de ezilen mazlumlardan yana tarafız, onların mücadelesinden yana tarafız. 529 idam kararını tasvip etmemiz hiçbir şekilde mümkün değildir. Bu kararları kınıyoruz. Ama şunu da bekliyorduk: İran patır patır insan asıyor. Bu Meclis İran'daki idamları niye bugüne kadar hiç gündemine taşımadı? Biraz sonra bizim de altında imzamız olan bir ortak deklarasyon yayınlanacak. Beklentimiz şudur: Aynı şekilde İran'daki idamlara karşı da bu Meclisin ortak tutum almasını arzu ediyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, ister Çin'de, ister İran'da, ister Rusya'da ister Amerika'da, ister Mısır'da, idamlara karşı ortak tutum içerisinde olalım. Bunu tek merkezli olarak ifade etmeyelim. Sadece bugün Mısır'da olduğu için Mısır'ı ifade etmeyelim, genel bir ilke olarak kabul edelim bunu ve bu genel ilke çerçevesinde tümüne karşı çıkalım.
Rabia selamınıza gelince: Bakın, biz bu konuda sizin samimiyetinize inanmıyoruz çünkü sizin telaffuz ettiğiniz Rabia selamı, mazlumların selamı olmaktan çıktı, mazlumları ifade eden, Mısır'daki mazlumları ifade eden Rabia selamı değildir. Ben bunu kendiliğimden söylemiyorum, Sayın Başbakan kendisi söylüyor, diyor ki: Ben bu Rabia işaretini yapıyorum ama bir de sorun nedir diye. Biz de sorduk, kendisi de ifade ediyor: "Ben bunu Rabia selamı olarak işaret ediyorum ancak bu Rabia selamı bizim açımızdan şu anlama geliyor: Tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak" E, Niye Rabia'nın arkasına sığınarak bunu söylüyorsunuz? Zaten her yerde söylüyorsunuz. Ancak Rabia selamını kendinize malzeme etmenin aracı olarak kullandığınız için. Mısır'dakiler bunu niye yapıyor biliyor musunuz? Açın medyaya bir girin, Google amcaya sorun. Rabia selamı orada da kimleri temsil ediyor: 1) Nasır'ı temsil ediyor. 2) Sedat'ı temsil ediyor. 3) Mübarek'i temsil ediyor. 4) Mursi'yi temsil ediyor. Alın birini vurun ötekine birbirinizden farkınız yok. Nihayetinde burada mazlumları savunurken, Mübarek'i savunmanın bir anlamı yok, bu katliamların bir failidir o. Kırk yıl Mısır halkını cenderenin altında tutmuş bir diktatörden başka bir şey değildir. Şimdi işaretleri dahi tahrif etme yoluna giderek manipülasyon yaratmanın bir anlamı yok. Eğer gerçekten herkes bu dört işaretini, bu Rabia işaretini kendi özgür koşullarından yola çıkarak tarif edecekse en kolayını biz tarif ederiz, en kolayını biz tarif ederiz. Bizim yaşadığımız coğrafya dört parçaya bölündü ve dört parçada sömürülüyoruz. Biz bu işareti en rahat yapabilecek durumdayız ancak bunu hiçbir zaman söylemedik, bu şekilde bir tahrifasyonun içerisine girmedik, tahrif etmedik. Mazlumların yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Mısır'daki mazlumların yanındayız, dün de yanındaydık, bugün de yanındayız. Suriye'deki mazlumların yanındayız; Arap olsun Türkmen olsun Alevi olsun Sünni olsun Kürt olsun kim olursa olsun, orada zulme maruz kalan, zulme uğrayan tüm mağdurların yanındayız ve onların mücadelesini paylaşıyoruz. Ancak bunu hiçbir kılıfın arkasına sığınmadan, hiçbir şeyi tahrif etmeden dosdoğru buradan söylemek mümkündür. Şimdi, bu kadar manipülasyon yaratmanın, bu kadar gelişmeleri kendimiz açısından fırsata dönüştürmenin bir anlamı yoktur diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)