| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 10.04.2014 |
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de şahsım adına, birinci bölümle ilgili düşüncelerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum.
Ancak çok önemli ve sıcak bir gelişme var, bununla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bolu'da bir anayasal suç işleniyor. Henüz birkaç gün önce seçilmiş Bolu Belediye Başkanı kontrol altına alamadığı bir gazeteyi, yayın politikasını belirleyemediği yirmi altı yıllık bir köklü gazeteyi kapatmak için, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen faaliyet içerisinde ve Sayın Valinin çabalarına rağmen de bu faaliyetler hâlâ devam ediyor. Ben, yüce Türk milletinin kürsüsünden, yaşanan bu olayı lanetlediğimi ifade ediyorum. Bu konuda AKP'li yetkililerin de gereğini yapmasını beklediğimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Evet, sayın milletvekilleri, burada görüşmeleri izliyoruz hep birlikte, bu önemli yasayla ilgili. Ben, aynı zamanda İçişleri Komisyonu üyesi olarak bu görüşmelerin önemli bir kısmını Komisyonda da takip etme şansı buldum. Öncelikle şunu ifade etmeliyim: Sayın Bakanın bugünkü tavırlarının bir benzeri Komisyon görüşmeleri sırasında da vardı. Üstelik, Sayın Bakanın bir sözü beni çok şaşırttı. Sayın Bakan, az önce görme fırsatı bulduk, hemen hemen her maddeyle ilgili Hükûmet veya AKP Grubu bir önerge vermiş, değişiklik önergesi vermiş ve bunların tamamı da, bu değişiklik önergelerinin tamamına yakını da, Komisyon gündeminde iken konu, Komisyon üyesi milletvekilleri tarafından gündeme getirilmiş olan konulardı ama Sayın Bakan çıktı burada, "Bu, Hükûmet tasarısı değil." dedi, sanki 2 AKP'li milletvekili arkadaşımızın hazırladığı bu teklifi daha önce hiç görmemiş gibi. Komisyonda bu yasa teklifi görüşülürken sanki Hükûmeti temsilen orada oturmuyormuş gibi bir tavır içerisine girdi.
Ben sizlere soruyorum: Sayın Bakan bu tavrıyla iyi polis-kötü polisi mi oynamak istiyor, yoksa bu teklifi veren -veya verdirilen- 2 arkadaşını mı satıyor veya o Komisyonda bu görüşmelerde bulunan milletvekillerinin aklıyla, zekâsıyla dalga mı geçiyor? Bu sorunun cevabını bulmamız lazım.
Sayın Bakan bu teklif Komisyonda görüşülürken Hükûmeti temsilen orada bulundu arkadaşlar, bütün bu eleştirileri dinledi ama öyle anlaşılıyor ki ya duymazlıktan gelmiş ya da okuduğunu ve konuşulanları anlamamış. Biz o zaman da ifade ettik, "Sayın Bakan, bu yasa bu şekilde geçerse, bu değişiklik bu şekilde geçerse MİT dünyanın en çok tartışılan istihbarat örgütlerinden bir tanesi olur; Türkiye Cumhuriyeti devleti bir muhaberat devletine dönüşür, Millî İstihbarat Teşkilatı devletin istihbarat teşkilatıyken Hükûmetin istihbarat teşkilatı hâline gelir." dedik, bunları anlattık. "Yasama tekniğine uygun olmayan ifadeler var." dedik, bunları da defalarca söyledik ancak Sayın Bakan bugün sanki o konuşmalar olmamış gibi "Önergelerimiz var." diyerek dün -bu önergeleri biraz önce getirdiler- aslında bizim söylediğimiz birçok hususu bugün bu önergeleri vermek suretiyle kabul etmiş olduğunu ifade ediyor.
Ben yasa teklifiyle ilgili düşüncelerimi 2'nci maddede ayrıca ifade edeceğim. Ancak, görüşmelerin başından itibaren Sayın Bakan Beşir Atalay buradaydı, sizler de üslubuna son derece şaşırdınız, ben görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki ilk olmuştur bir bakanın bir milletvekiline hakaret ettiği açıkça ve bunun sonucunda ilgili Bakanın kınanmamasını da ben kınıyorum Sayın Başkanım. Böyle bir şeyi kabul edebilmemiz mümkün değil.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Hayır, şeyleri istedim. Getirecekler, ona göre konuşacağız.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Üstelik Sayın Bakanın kürsü konuşmalarında âdeta kahvede konuşur bir hatip gibi konuşmasını da kendisine yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Seçimden bahsetmesin mi?
TANJU ÖZCAN (Devamla) - AKP grup başkan vekillerinin de kendisini uyarmasını beklediğimi ifade ediyorum. Böyle bir şey olmaz. Sayın Bakan -belli ki özel bir sorunu var, bir şeye canı sıkılmış- bütün sinirini Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden almaya çalışıyor. Bunu kabul edebilmek mümkün değil, bunu Türkiye Cumhuriyeti milletvekili olarak içine sindirebilmek mümkün değil; bunu iktidar partisi grubu olarak seyretmeniz, bize göre, mümkün değil.
Teşekkür ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)