| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 15.04.2014 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz 563 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddeyle, 3'üncü maddeyle MİT'e sınırsız yetkiler verilmektedir. MİT'in her kurumdan, aklınıza gelebilecek her kurumdan belge, bilgi alması âdeta bir kanun emri hâline getirilmekte ve bu yetkilerle MİT sınırsız bir şekilde, denetlenemez bir biçimde bir zırha büründürülmektedir.
Şimdi, hangi MİT'ten bahsediyoruz değerli milletvekilleri? Bakın, bu MİT'in bu verdiğimiz yetkilerle görevini yapacağına inanıyor musunuz? Ben bir başka açıdan konuyu irdelemek istiyorum. Size 28 Aralık 2011 tarihinde Uludere'de 34 yurttaşımızın öldürüldüğü olayı bir hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, Uludere'de 28 Aralık 2011 tarihinde gece 21.39'da başlayıp dört bombayla, en sonuncusu 22.24'te olmak üzere, 34 yurttaşımızın öldürülmesinden sonra, saat 23.00'te Şırnak Valisi Uludere Kaymakamlığının verdiği haber üzerine kriz masası kurdurmuş, birçok haber ajansı gece birden itibaren, Uludere'de 34 yurttaşımızın öldürüldüğünün haberini geçmiş, sivil vatandaşlarımızın, köylülerimizin, Uludere'de yaşayan yurttaşlarımızın ailelerinin 112 Acil Servisi aramalarından dolayı bütün doğu ve güneydoğu önemli bir olayın olduğunu haber almış ve gece bir buçuktan sonra hastanelere ölüler, yaralılar gelmeye başlamış, MİT, bu olaylar olduktan sonra, tam on iki saat sonra, Uludere Komisyonuna verdiği bir yazıda "Biz MİT olarak bu olayı ancak on iki saat sonra öğrendik." diyebilmiştir. Şaşırdınız değil mi? Yani sağır sultan duymuş, 34 yurttaş ölmüş ve MİT bu olayı ertesi gün tam 9.35'te öğrendiğini yazılı ve resmî olarak İnsan Hakları Komisyonumuza bildirmiştir. Aynı gün Başbakan bir açıklama yapmıştır değerli milletvekilleri: "MİT'in bu olayda bir istihbarat bilgisi yoktur, kimseyle paylaştığı bir istihbarat bilgisi yoktur." demiş, MİT yine aynı gün açıklama yapmıştır ve nedense, Uludere'de, MİT, Başbakan, bakanlar, Hükûmet, İnsan Haklarının AKP'li üyeleri, mülkiye müfettişi tarafından, raporlarında, korunma altına alınmıştır. Şimdi, düşünebiliyor musunuz, sınırınızın hemen sıfır noktasında 34 yurttaşınız öldürülecek, bütün kamuoyu ayağa kalkacak ve MİT "Benim bu olaydan tam on iki saat sonra haberim oldu, önceden haberim yoktu." diyebilecek değerli arkadaşlarım. Böyle bir şey olabilir mi değerli MİT yöneticileri?
Kendi güvenliğimizi emanet ettiğimiz MİT'in verdiği bilgiye bakın. Ama elbette o MİT'in söylediği de doğru değildi, Başbakanın söylediği de doğru değildi çünkü operasyonun olduğu gün Millî Güvenlik Kurulu vardı ve MİT, bir gün önce, Millî Güvenlik Kuruluna verdiği istihbarat raporunda PKK'nın aralık ayı içerisinde Türkiye'ye sızacağı bilgisini Millî Güvenlik Kurulu Sekreterliğine bildirmişti. Peki, bu niçin böyle olmuştu? Çünkü MİT'in korunması gerekiyordu Başbakan açısından, bakanlar açısından. Elbette devletin bir kurumu bir yerde gerçeği saklar ama devlet kayıtları bir gün gelir, gerçeği yüzümüze vurur.
Bakın, önceki gün, 10 Nisanda burada bakanlar adına Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay aynen şu konuşmayı yaptı değerli arkadaşlarım -tutanaklardaki konuşmasını sizlere okuyorum- Sayın Beşir Atalay dedi ki: "Millî İstihbarat Teşkilatının topladığı istihbarat verileri terörle mücadelede gerekli tedbirlerin alınması ve karar alıcılara önemli konularda destek olmak içindir. Örneğin, Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından Silahlı Kuvvetlere verilecek istihbarat çok önemlidir. Bu itibarla, MİT yurt içindeki yapısını daraltmakta ve yurt dışındaki faaliyetlere odaklanmaktadır. Yurt içinde ise ağırlığını sınır ve sahil bölgelerinde terör ve casusluk, bu ikisi üzerinden Silahlı Kuvvetlerin yaptığı bütün operasyonların istihbaratını MİT verir. Şu anda en yakın çalıştığı kurum ve en çok bilgi verdiği yer ise Silahlı Kuvvetlerdir." diyerek MİT'in Uludere'deki istihbarat faaliyetlerini Sayın Beşir Atalay burada teyit etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim, Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Devamla) - Şimdi buradaki açıklamaları bekliyoruz. Olayın olduğu gün Başbakanın yaptığı açıklama mı doğrudur, MİT'in İnsan Hakları Komisyonuna gönderdiği yazı mı doğrudur, yoksa Beşir Atalay'ın birkaç gün önce huzurunuzda yaptığı açıklamalar mı doğrudur?
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)