GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563)
Yasama Yılı:4
Birleşim:76
Tarih:15.04.2014

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Hemen konuşmamın başında bir şeyi işaret etmek istiyorum ki 2002 yılından bugüne kadar geçen on iki yıl içerisinde olduğu kadar devletin kurumları hiçbir dönemde bu kadar tartışılmamıştır. Hatta devletin çok özel kurumları hiç bu kadar şahsiyetsizleştirilmemiştir, devletin kurumlarının yöneticileri üzerinde hiç bu kadar spekülasyon yapılmamıştır ve bunlardan sayın iktidar mensupları hiç ama hiç mesuliyet duymamaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti çok köklü bir devlettir, geniş ve tarihten gelen birçok deneyimleri ve tecrübeleri vardır. Biz, Millî İstihbarat Teşkilatının, genelde, mutlaka ki çağdaş, modern, her türlü alanda gelişmesini ve milletler ailesinde yarışta Türk milletinin en iyi şekilde önde olması için her türlü bilgiyi, donanımı mutlaka ki yürütmeye aktarmasını isteriz, ama bugünkü görüştüğümüz yasa, inanın ki bu teşkilat açısından da içler acısıdır.

Değerli milletvekilleri, arkadan dolanarak kanun yapmakla bu işler olmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu meselelerini doğru tartışmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil eden siz değerli milletvekilleri meselelerinize sahip çıkmalısınız.

Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakan 30 Mart akşamı balkondan bir konuşma yapıyor ve balkondan yaptığı konuşmada Suriye'yle savaş hâlinde olduğumuzu anlatıyor. Siz değerli milletvekilleri, ancak savaş ilan etmekle yetkili olan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, böyle bir şeyden haberiniz var mı? Ve bugün verdiğimiz MİT, verecek olduğunuz -verdiğimiz demeyelim çünkü biz vermiyoruz- MİT yasa teklifiyle ilgili olarak, son görüşmelerde dışarı sızan bilgiler istikametinde Suriye görüşmeleri ve başka görüşmelerde, acaba Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine konu teşkil eden Goeben ve Breslau gibi gemilerin sadece bir tek kişinin, Enver Paşa'nın emriyle boğazdan geçişine izin verilip ve devletin diğer kurumlarının hiç haberi olmadan Birinci Dünya Savaşı'na girmek gibi bir yükümlülüğün altına girdiğimizin idrakinde olabiliyor musunuz?

Bakın, Suriye'nin bombalanmasından, oradaki Süleyman Şah'ın türbesinin bombalanmasından ve böyle bir neticeyle Türkiye'nin Suriye'ye savaş açmasından bahsediliyor. Ve bunların elbette ki netice itibarıyla... Ben gelişmeleri çok hayretle izliyorum.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakana bir şey sordum, belli bir tarihten beridir MİT'in İstihbarata Karşı Koymasının daire başkanlığı ve müsteşar yardımcılığı düzeyinde kaç değişiklik yapıldığını sordum. Bunu neden sormuştum? Bunu şundan dolayı sordum: Bu memlekette Genelkurmay Başkanının odası dinlendi, ortalığa saçıldı; ana muhalefet partisinin genel başkanının özel hayatına girildi, tasfiye edildi ve Milliyetçi Hareket Partisinin 10 Başkanlık Divanı üyesinin özel hayatına girildi. Sayın Başbakanın kendi odası dinlendi. Sayın Başbakan diyor ki: "Cumhurbaşkanının da odası dinleniyor." Ve Suriye görüşmeleri ortalığa saçılıyor.

Acaba, bu ülkede İstihbarata Karşı Koyma ne iş yapar Sayın Bakan? Eğer siz bunları sormadıysanız -bunlar nereden kaynaklandı, niçin tedbir alınmadı- bu tedbiri almayanlar hâlen görevdeyse burada bir şey vardır, bunu siz yapıyorsunuz Sayın Bakan. Bu bütün psikolojik harekâtı, bu sızmaları, bu dışarıya verilen bilgileri siz kendi kontrolünüzde veriyorsunuz o zaman ve dolayısıyla onları görevden alamıyorsunuz.

Sayın Bakan, kozmik odadan dert yandınız. Sayın Bülent Arınç'ı ben dinlemek isterim bu konuyla ilgili olarak. Acaba, yeni kozmik odalar mı meydana getirilmeye çalışılıyor? "Paralel devlet." diyorsunuz. Paralel devlet... Vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak birincil görevi olan devletin polisini, hâkimini, savcısını hırsızlığı yakaladığı için görevden alanlar mı paralel devlettir, devletin asli görevini yerine getiren ve vatandaşın can ve mal güvenliğini koruyanlar mı acaba paralel devlettir?

Bunları, bu tanımları yüksek sesle konuşarak, basın yayın organlarını kuşatıp psikolojik harekâtı yöneterek, terimler ve kavramlar üzerinden siyaset yürüterek ve bunu, bizzat, hele bu yasayla da MİT'e yaptırarak bu devleti çok büyük tehlikeye attığınızı sizlerle paylaşmak istiyorum ve saygıdeğer milletvekillerinin dikkatine sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)