GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, 24/4/2014 TARİHİNDE İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SÜLEYMAN ÇELEBİ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN 1 MAYISTA TAKSİM MEYDANI'NDA EMEKÇİLERİN KUTLAMA YAPMASINA İLİŞKİN TARTIŞILAN SORUNLARA ÇÖZÜM BULARAK TÜRKİYE'NİN ALTINA İMZA ATTIĞI ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE, YASALARA UYGUN TARTIŞMASIZ VE GERİLİMSİZ 1 MAYIS KUTLAMALARI İÇİN DOĞRU POLİTİKALARI VE ANLAYIŞLARI ORTAYA ÇIKARMAK AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN GENEL GÖRÜŞME ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 24 NİSAN 2014 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:81
Tarih:24.04.2014

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, niyetimiz tabii sataşma değil, bu saikle de ben söz almış değilim.

Öncelikle, 1 Mayıs işçi kardeşlerimizin, tüm emekçilerin bayramını kutluyorum ve bu 1 Mayısı bayram yapan, tatil yapan, emek ve dayanışma günü yapan iktidar da bu iktidardır.

Bakın, değerli kardeşler...

MUSA ÇAM (İzmir) - O bir lütuf değil ama, o bir lütuf değil.

AHMET AYDIN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, yıllar yılı bir mücadele verdiniz, yıllar yılı emek mücadelesi verdiniz, 1 Mayıs noktasında bütün işçi kardeşlerimiz bir mücadele verdi. Bu yıllar süreci içerisinde nice hükûmetler geldi geçti, nice baskılar uygulandı, nice zulümler uygulandı, nice sıkıntılar yaşatıldı ama o 1 Mayısı işçilere bayram eden, o 1 Mayısı tatil eden, Emek ve Dayanışma Günü yapan, emeğin hakkını veren iktidar bu iktidardır. Bunun bir defa altının çizilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, Anayasa'mızın 34'üncü maddesinin az önce bir fıkrası okundu. Evet, ilk fıkra öyle diyor. Devamında ne diyor? "Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî egemenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir." Yine Anayasa'mızın 34'üncü maddesinin son fıkrası: "Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir." Şimdi, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu açık, miting alanları belli, uygulanan düzenlemeler belli, şartlar belli. Tabii ki arzumuz insanların özgürce kendini ifade edebilmesi, bayramını bayram tadında yaşaması ve bu bayramı bayram tadında yaşarken de başkalarına zindan etmesin. Bu bayramı hep beraber, el ele, gönül gönüle yaşayayım istiyoruz. Yani, birçok konfederasyon var, birçok işçi derneği var, memur sendikaları var. Şimdi, bakıyorum, özellikle bir sendikanın hakikaten ciddi bir ısrarı var. Arkadaşlar, yani başka bir yerde de halay çekilebilir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bir sendika değil bahsettiğiniz, milyonlardır.

AHMET AYDIN (Devamla) - Eğer kutlama yapacaksanız buyurun kutlama yapılsın, çelenkler konulsun, basın açıklamaları yapılsın, bu alanlar bellidir. Şimdi, hepimiz siyasetçiyiz, illerimize gidiyoruz. İllerimizde istediğimiz yerde miting yapabiliyor muyuz?

MUSA ÇAM (İzmir) - O farklı bir şey.

AHMET AYDIN (Devamla) - Yapamıyoruz. Nerede ne eylemin yapılacağı bellidir, bunlar önceden düzenlenmiştir, meydanlar bellidir. Peki, çok daha büyük bir meydanda, çok daha geniş bir alanda türkülerle, şarkılarla, halaylarla el ele, gönül gönüle, omuz omuza bu bayramı bayram tadında yaşamak varken bu ısrar niye? Niyetimiz üzüm yemek değil mi, bu bayramı bayram olarak yaşamak değil mi? Bunu yapalım. Yine bildirimizi sunalım, yine eleştirilerimizi yapalım, yine açıklamalarımızı yapalım ona da amenna. Tabii ki her türlü fikre de saygılı olacağız ama arkadaşlar, toplumun bir düzeni, bir nizamı var ve bu düzene, bu nizama, bu hukuka hepimiz uymak zorundayız.

Başbakan, hukuk dışılığı önermiyor; tam tersi, hukuka davet ediyor. Hukukun sınırları belli ve bu hukuk sınırları içerisinde hepimiz bu işlemleri, bu eylemleri gerçekleştirmek durumundayız.

Yine yanlış bir algı, yanlış bir söylem kullanıldı. Başbakan "Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayacağım." demedi ki.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Dedi.

AHMET AYDIN (Devamla) - Demedi, "Kararını uygulamayacağım." demedi. "Evet, bu karar verilmiştir, bu karar uygulanacaktır; lakin ben bu karara saygı duymuyorum." dedi.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Niye uygulamadı?

AHMET AYDIN (Devamla) - Bu da her birimizin hakkıdır ama karar uygulandı. "Karar uygulanacaktır." dedi "Uygulanmayacak." demedi, diyemez. Başbakan da, Cumhurbaşkanı da, bu ülkede yaşayan hiç kimse "O karar uygulanmayacak." demedi. Yargıya hepimiz tabiyiz, hepimiz bağlıyız. Ne dedi? "Karar uygulanacaktır ama bu karara ben katılmıyorum." dedi. Düşüncesini, kanaatini... Şimdi siz her ifadeyi kullanıyorsunuz, her düşünceyi açıklıyorsunuz. Sayın Başbakan "Ben bu karara saygı duymuyorum." dese niye katılmıyorsunuz? Duymayabilir. Bir hukukçu olarak ben de o kararı eleştirdim, Twitter'la ilgili verdiği karar... Bireysel başvuru yolları çok açık ve nettir ve bunu getiren iktidar da biziz. Niçin getirdik? Özgürlükler adına getirdik.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hadi oradan!

AHMET AYDIN (Devamla) - Eğer bir kişi, bir vatandaş hakkını hukukunu yerel tüm süreçlerde tüm mahkemelerden elde edemiyorsa, hakkın korunması noktasında hakkına kavuşamıyorsa bir kez daha Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmek zorunda kalmasın; yine o yol açık kalsın ama ondan önce, oraya gitmeden önce, daha kolay uygulanabilir olan, daha ekonomik bir yol olan, herkesin uygulayabileceği bir yol olan bir de bireysel başvuru yolunu kullansın ama bunu yaparken de ne dedik? "İç hukuk yollarını tüketeceksin." dedik. Eğer sen iç hukuk yollarını tüketmeden her konuyu bireysel başvuru mantığıyla Anayasa Mahkemesine götürürsen peki, diğer mahkemelere ne gerek var? Kapatalım o zaman; Yargıtayı da, Danıştayı da, bütün mahkemeleri kapatalım; bütün hususlarla ilgili, sadece hakkın korunması değil, tüm hususlarla ilgili her önüne gelen bireysel başvuruyu götürsün. İşte geçtiğimiz günlerde de YSK kararını götürdüler. Yani böyle bir şey olabilir mi, hukuk bellidir; Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45'inci maddesi ve devamında bellidir, hangi şartlar dâhilinde bu işin olacağı bellidir; "Saygı duymadım." demesi bu yoldandır. Hukuk çiğnendiği içindir ve bu hukukun bundan sonra çiğnenmemesi noktasında hepimizin gayret sarf etmesi lazım.

Değerli arkadaşlar, işçinin yanında olan bir iktidarız; esnafın, çiftçinin yanında olan bir iktidarız ve hiç kimsenin yapmadığı 1 Mayısı zulüm günü, zindan günü olmaktan çıkarıp bayram gününe getiren iktidarız. Lütfen arkadaşlar, bu hukuka da saygı gösterelim ve bundan sonraki süreçlerde de siyasetçiler olarak bizler de sorumlu davranmak durumundayız, sorumluluğumuzun gereğini yapmak durumundayız. Bu ülkede hiç kimsenin hakkının çiğnenmemesi noktasını sonuna kadar savunalım ama birisi hakkını, özgürlüğünü kullanırken de bir başkasının özgürlüğüne de zarar vermesin diyoruz ve hukuk sınırları içerisinde bunu yapalım diyorum.

Tekrar hepinize çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)