| Konu: | TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 30.04.2014 |
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 564 sıra sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nda görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Televizyonları başında bizleri izleyen, inadına üretim yapan, karşılığını alamayan çiftçilerimizi, köylülerimizi ve sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime Bursalı çiftçilerin telefonlarına gelen çiftçi borçlarının ertelenmesiyle ilgili mesajla başlamak istiyorum. Sayın Bakan mart ayı sonunda yaşanan don nedeniyle ürünleri zarar gören 60 ildeki çiftçilerin borçlarının ertelenmesiyle ilgili çalışma başlatıldığını ifade ediyor. Bakanın bu haberi bir şirket tarafından çiftçilere SMS'le gönderiliyor. Çiftçiler bizi arayarak, Bakandan böyle bir mesaj geldi algısıyla, umutla neticelendirmelerini bekliyorlar. Ancak, çiftçilerimiz bilmiyorlar ki 2004 yılında Karadeniz'de meydana gelen don olayı nedeniyle çiftçilerin 153 milyon TL alacakları henüz ödenmemiştir. Çiftçilerimiz, köylülerimiz bu yıl kuraklıkla mücadeleye hazırlanırken, son günlerde don ve dolu olaylarıyla karşı karşıya geldiler. Ülkemizin her tarafından don ve dolu haberleri alıyor ve üzülüyoruz. Malatya'da, Karadeniz'de, son olarak İzmir Kemalpaşa'da, Kayseri'de, bütün Türkiye'nin her tarafından bu afetlerle ilgili haberler alıyoruz. Bu don olaylarının bir bölümü de 29, 30, 31 Mart tarihlerinde yaşanan; Giresun, Trabzon, Ordu, Samsun'daki belli aralıklarla yani rakımlardaki oranlara göre yüzde 30 ile yüzde 100 arasındaki don zararlarıdır. Bunu şunun için anlatmak istiyoruz: Biliyorum, Sayın Bakan TARSİM'le ilgili sigortadan bahsedecek, afet bölgesi ilan etse bu alanlardaki çiftçilerin yüzde 40'ından fazla veya yüzde 40'tan az olmak üzere mal mülklerinin olmasından bahsedecek. Daha doğrusu, çiftçilerin bu sıkıntılarına çözüm bulmayacak ama biz buradan görevimizi yaparak değerli çiftçi kardeşlerimizin, köylü kardeşlerimizin, Hükûmete veya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına umut bağlamamasını ve bu bakımdan onları uyarmak anlamında ifade ettiğimizi belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, çiftçilerin bu talepleri Tarım Bakanlığı tarafından Ziraat Bankası borçlarının ertelenmesi veya tarım kredi borçlarının ertelenmesi, yeniden yapılandırılması şeklinde değil; özel bankalara da borcu var, ilaççıya borcu var, sulama birliklerine borcu var. O zaman, bir masa etrafında oturularak bugün çiftçilerin sahibi olarak gözüken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanının nezdinde bunlara çözüm bulunması gerektiğini ifade etmek istiyorum çünkü çiftçilerimiz bununla uğraşırken bir bakıma da kendilerini zor durumda bırakan son zamanlarda alınan ithalat kararları... Bu konuda da Sayın Tarım Bakanından açıklama bekliyorlar çünkü Bursa'da mısırla ilgili hasat mevsimi geldiği zaman değerli arkadaşlar, Adana'da önce hasat biter, Karacabey'e geldiği zaman bir bakarsınız ki Karacabey'de mısırla ilgili hasat yapılırken Bandırma'da da bir gemi yüklü mısırın olduğunu ifade etmek istiyorum.
Başka, çiftçi kardeşlerimizi uyarmak anlamında şunu da ifade etmek isterim: 12 Nisan 2014 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak 2014'te uygulanacak tarım destekleri belli oldu ancak karar incelendiğinde, destekleme miktarlarında artışa gidilmediğini, çiftçilerimizin yine kaderleriyle baş başa bırakıldığını belirtmek isterim.
Değerli milletvekilleri, dekar bazlı olarak mazotta bir artış var, 70 mililitre. Yani değişik bir ifadeyle daha da iyi anlatabilmek için, bu bardağın şu kısmı kadar bir, dekara mazot artışının yapıldığını ifade etmek istiyorum yani Tarım Bakanlığının çiftçilere bakışının, desteklemelerinin ne olduğunun bilinmesi anlamında.
Ayrıca bölgem olarak da Güney Marmara havzasında kütlü pamuğa ve zeytinyağına bir miktar artış yapılırken bizim 11 bin imzayla talep ettiğimiz sofralık zeytin maalesef Bakanlık tarafından hiç dikkate alınmamış, bölgemizde mısır, buğday, arpa, çeltik, kuru fasulye ve nohutta ise artış yaşanmamıştır.
Değerli milletvekilleri, toprakla ilgili bu çalışmanın olumlu olabilmesi için çiftçilerin, üreticilerin desteklenmesi ve küçük çiftçilerin korunması gerekir. Aksi hâlde yeni yoksul kitleler yaratılarak hizmet sektöründe, sanayi sektöründe işsiz bırakılarak varoşlara yerleştirilecektir. Bu yasanın gerektirdiği yapılanma yapılabilir ancak Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası gereği büyük ovaların belirlenmesi, tarımsal arazi varlığımızın belirlenmesi, diğer bir ifadeyle detaylı toprak etüt çalışmalarının yapılması gerekir ancak bu Hükûmetin, bunu yapacak kurumları, Büyükşehir Yasası'yla oradaki teknik elemanları dağıtarak nasıl yapacağı konusunda soru işaretlerinin olduğunu ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, bu yasayla ilgili bir yorumu, Dünya gazetesi köşe yazarı Ali Ekber Yıldırım'ın görüşlerini sizinle paylaşmak istiyorum: "Tasarının genel olarak tarım arazilerinin ve işletmelerinin bölünmesini önleyerek daha verimli bir tarımsal üretimi hedeflediği söylenebilir. Ancak satır aralarına bakıldığında, bu yasa tasarısı, giderek yok olan küçük çiftçiliği, aile işletmeciliğini kaldırarak yerine şirketlerin, toprak sahibi büyük işletmelerin ve yatırım yapan veya yapacak olan yerli ve yabancı sermayeye toprak kazandırma yasası olarak tanımlanabilir. Birleşmiş Milletler 2014 yılını Aile Çiftçiliği Yılı ilan etmişken Türkiye'de böyle bir düzenlemeyle aile çiftçiliğini yok etme girişimi size de anlamlı gelmiyor mu?" diyor değerli köşe yazarımız.
Köşe yazarımızın bu yorumlarına bir de telefonlarla çiftçilerimizden aldığımız yorumları da eklemek istiyor ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Ankara'ya 17 kilometre mesafedeki bir çiftçi kardeşimiz şöyle sesleniyor, diyor ki: "Ben bu yasayı çok iyi inceledim, okudum. Bu yasayla siz, kardeşleri birbirine düşüreceksiniz, kardeşler arasında ilişkilerin en asgari düzeye inmesini sağlayacaksınız, kardeşlerden bir tanesi bu arazilerden birisini aldığı takdirde hepsinin ona yanlış bakmasına sebep olacaksınız. Siz, bu yasayla yeni toprak ağaları yaratacaksınız ve bizim alamadığımız bu arazileri, zengin kişiler, sermaye grupları köylere kadar gelerek bunları toplayacaklar ve yeni toprak ağaları yaratılacak." Sonra bir şey daha söylüyor, diyor ki: "Arazinin değeri düşecek çünkü biz satamayacağız. Biz suluda, kuruda, dikili ve örtülüdeki oranların altında satamayacağımız için maalesef arazimizin değeri düşecek." Son olarak da şunu diyor değerli milletvekilleri: "Kızlar için yani kadınlarımız için cinsiyet ayrımı olacak, onlar hiçbir zaman, hiçbir şekilde topraklarından pay alamayacaklardır."
Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum; sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alışlar)