GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:83
Tarih:30.04.2014

ALİ HALAMAN (Adana) - Başkanım, teşekkür ederim.

564 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi hakkında yani vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Hepinizi saygı, sevgiyle selamlarım.

Bu kanun temel kanun, 25 madde, 2 bölüm. Biz genelde 1'inci madde üzerinde önerge verdik. Önergenin gerekçesi, maddeye karşı... İşte, toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, yeter gelirli tarımsal arazilerin kalkınma ilkesine uygun esasları belirlemeyi amaçlıyor bu 1'inci madde. Yani araziyi birleştirme, toplulaştırma kanunu.

Şimdi, kanunun genel muhtevası, sulu tarım arazilerine veya cazip arazilere, yeniden, kamu adına tanzim yapmayı... Bu tanzimi yaparken de genelde Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeleri misal vererek bu kanunu iyi yaptığını söylüyor Bakanlık; "Batı'da, gelişmiş ülkelerde şöyle." diyor: "O ülkelerde çiftçi sayısı az, bizde çok. Batı'da köyde yaşayan insan az, bizde çok." deyip köyde yaşayanların ektiğini, biçtiğini, bunların değerini düşürtme noktasında zorlayıcı sebepler ortaya koyarak köylünün şehre göçmesini sağlıyor. Dolayısıyla -köyün tüzel kişiliklerini zaten ortadan kaldırdılar- işsizliğin artmasını, işsiz güçsüz insanların çoğalmasını, asgari ücretle çalışmayı öneriyor bu kanun. Sonra da "Sen tarlana takımına iyi bakmadın, iyi biçmedin, sürekli zarar ediyorsun, dolayısıyla korunmak istiyorsun Bakanlık tarafından; biz bunları Bakanlık olarak yapamayız. Siz bu tarlaları, iyi yapacak olan firmalar var, şirketler var, yapmak isteyenler var, bunlara satın." diyor bu kanun. "Eğer çalışmak isterseniz de bunların yanında -yapamadığınız için- asgari ücretle çalışın, onlar size iş imkânı verecek." diyor yani kanunun mevzusu bu.

Şimdi, bu kanun, bundan önce çıkan kentsel dönüşüm kanunlarına benziyor biraz. Kentsel dönüşüm akabinde çıkan AVM merkezleri var. Biraz, bu AVM merkezlerinin kurulmasını amaçlayan bir kanuna benziyor. Bu toplumda, kentsel dönüşümden, AVM merkezlerinin kurulmasından sonra esnafların ortadan kalkmasından bu toplum memnun mu da bu kanundan memnun olacak?

Şimdi, küresel sermayenin, kapitalist piyasa anlayışının tesirinde kalarak çiftçinin elindeki geliri yeter arazilere göz dikmek bu kanunun gereği değil mi? Şimdi, AKP iktidarı olarak, on iki senedir, ya, bu çiftçinin, tarımla uğraşanın, cazibeli çiftçilik yapanların gübre işini mi hallettiniz, gübre işini mi çözdünüz? Çiftçinin kullandığı zirai ilacın alım satımını doğru düzgün yaptırdınız mı? Tohum işini hallettiniz mi? Misal, son zamanlarda özel kanun çıkardınız, Bursa'da Cargill firmasına, Pioneer firmasına özel yer verdiniz, Türkiye'nin tohum ihtiyaçlarını mı karşıladı? Ziraat Bankasının, tarım ve kredi kooperatiflerinin veya ara faizcilerin faizlerinin altında inleyen çiftçinin meselesini çözdünüz de bu kanun mu kaldı? Çiftçinin traktörüne mi baktınız, pulluğuna mı baktınız? Çiftçilik yapanların sorunlarını çözüp, bu memlekette ıslah çalışması yapıp ekilmeyen tarlaları ekilir hâle mi getirdiniz? "Tarımda gelir arttı." deniyor. Eğer gelir arttıysa çiftçiler tarlasını ekemez hâle niye geliyor? Niye o zaman, sen çiftçilere "Tarlanı sat." diyorsun? Narenciyede ihracat mı arttı? Son zamanlarda, nisan ayında, şubat ayında bizim Adana bölgesinde -Valencia cinsi var, Trablus cinsi var- bu portakallar satılmadığı için ağaç başında kaldı, dibine döküldü ya. İhracat nereden arttı? Kim portakal alıyor, satıyor?

Dolayısıyla, bu kanun -dünün ağalık sistemi- bugün kravatlı ağalar yaratmak için önümüze getirilen bir kanun.

Ben, her şeye rağmen Türk milletine hayırlı uğurlu olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)