| Konu: | TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 30.04.2014 |
CHP GRUBU ADINA İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Evet.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, tatil olması veya herkesin bir an önce uçaklara yetişmesi anlamında bir söz aldım ancak ifade etmemiz gereken hususlar var. Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanını burada yakalamışken onunla ilgili bazı sorunlarımızı da ifade etmemiz lazım.
564 sıra sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Tasarısı'nın görüşülmesinde bölüm üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakanımın her zaman itiraz ettiği, ancak bu 1980'li yıllardan önce ülkemiz tarımda kendi kendine yetebilen tarım ülkesiyken yanlış tarım politikalarıyla tarımda net ithalatçı konuma geldiğimizi ifade etmek istiyorum çünkü Sayın Bakan yaptığı konuşmalarda ithalattan bahsetmeden hep ihracatçı olduğumuzu ifade ediyor. Ülkemizin son on bir yılının dokuzunda tarım ürünlerinde dış ticaret net açığı verildiğini ifade etmek isterim. Uluslararası standart sanayi sınıflamasına göre 2000 yılında tarım ihracatı 1 milyon 659 dolar iken tarım ithalatı 2 milyon civarındaydı. 2013 yılında 5 milyon 916 bin dolar tarımda ihracat varken ithalat 7 milyon 774 bin dolardı. Yani bunu sınıflama anlamında ifade ediyorum ama şunu da söylemem lazım: Uluslararası standart ticaret sınıflamasına göre de gıda maddeleri konusunda ihracatçı olduğumuzu da ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, bankalarla ilgili bir iki konuda görüşlerimi ifade etmek istiyorum çünkü Sayın Bakan konuşmalarında Ziraat Bankasına geri dönüşlerin yüzde 98'lerde olduğunu ifade ediyor. Ama şöyle bir hafızalarımızı yokladığımız zaman, 2000 yılında tarıma verilen kredilerde özel bankaların payı binde 4'tü arkadaşlar. Ama 2000 ile 2013 yılları arasında yerli ve özel yabancı bankaların toplam payı yüzde 36 civarında. Yani bu rakamın arttığını ifade etmek istiyorum ve sonra, 2013 yılı sonu itibarıyla yerli ve özel yabancı bankaların kullandırdığı kredi miktarı 36,4 milyar TL.
Şimdi buradan şunu hemen söylemem lazım: Yani çiftçinin kullandığı kredi miktarının tarım destekleme ödemelerinin 4 katını geçtiğini ifade etmek isterim. Acaba bu durum çok iyi midir? Çiftçilerin durumunu gerçekten iyi olarak mı yoksa bankalardan bankalara ödemeler yaparak bu noktalara geldiğini mi ifade etmemiz lazım?
Değerli milletvekilleri, 30 büyükşehirde 16 bini aşkın belde ve köyün, ilçe belediyelerine mahalle olarak katılması neticesinde 2012 yılında il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı yüzde 77,3 iken 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra bu rakam yüzde 91'e yükselmiştir. Değişik bir ifadeyle, belde ve köylerde yaşayanların oranı yüzde 22,7'den yüzde 8,7'ye düşürülmüştür. Bunu da, Sayın Bakanın, bu konulardaki rakamlar üzerindeki en önemli çalışmalarından bir tanesi olarak ifade etmek istiyorum.
Ancak, burada, bu yasayla ilgili bir görüşümü de sizlerle paylaşmak isterim: 30 büyükşehir, 51 ilde de il özel idareleri var. Şimdi, bu yasayı uygulayabilmeniz için sizin toprak envanterini çıkarmanız lazım, toprakla ilgili sınıflandırmaları yapmanız lazım, onun için de teknik elemana ihtiyaç var. Ama gelin görün ki 30 büyükşehir de yani nüfusun yüzde 70'inin yaşadığı bu büyükşehirler de 30 Mart akşamı bir anda tamamen mahalleye dönüştü ve bunun neticesinde de değerli arkadaşlar, il özel idaresindeki teknik elemanlar, ziraat yüksek mühendisleri, gıda mühendisleri, çevre mühendislerinin hepsi darmadağın oldu, büyükşehirin veya il başkanlarının, ilçe başkanlarının taleplerine göre belli yerlere dağıtıldı.
Şimdi, buradan sormak istiyorum:
1) Bu yasayı nasıl uygulayacaksınız?
2) Bu yasanın altyapısı için gerekli olan teknik elemanları bu 30 ilde nasıl bulacaksınız?
Bu konuda Sayın Bakanın görüşlerini almak istiyorum ancak bir şeyin de altını çizerek söylemek isterim: Zaten muhalefetten gelen önerilere de çok sıcak bakmadıklarını biliyorum ama dilerim ki Toprak Reformu Genel Müdürlüğünün artık illerde, daha çok 30 ilde, büyükşehirlerde bir yapılanmaya ihtiyacı var yani en azından büyükşehirlerin bu konudaki noksanlığının bu Genel Müdürlüğün taşra teşkilatlarının kurulmasıyla giderilebileceğini ifade etmek istiyorum.
Arkadaşlar, Sayın Bakan az önceki konuşmasında şöyle dedi: "İşte, arazilerin azalması söz konusu değil." ÇKS sistemiyle, başka sistemlerle bunların olduğunu ifade ediyor ama 2013 yılı sonu itibarıyla 1,7 milyon çiftçi tarımdan ayrılmış arkadaşlar. Neden ayrılmış? Kendi isteğiyle mi ayrıldı? Varoşlara geldi, orada hizmet sektöründe, sanayi sektöründe iş mi buldu? Hayır ama ayrılmak durumundaydı çünkü geçinemiyordu ve bu noktalara gelerek ayrılmış olduğunu ifade etmek istiyorum.
Genel ekonominin büyüme hızının çok altında kalan tarımdaki bu büyümenin... Son on bir yılda ülke ekonomisi yani gayrisafi yurt içi hasıla yüzde 5 büyürken tarımdaki büyüme hızı yüzde 2,3'te kalmıştır. Bunu da çiftçi temsilcileri ile ziraat oda başkanlarının basına verdiği bilgiler ışığında ifade ettikten sonra biraz da bölgemle ilgili çok kısa bir iki konuya değinmek istiyorum.
Bunlardan bir tanesi: Değerli milletvekilleri, Bursa Karacabey İkizce köyünde, 2.320 dönümlük bir alanda KOTİYAK yani küçük işletmeli bir organize sanayi kurulmak isteniyor. KOTİYAK adı altında bir kooperatif kurdular, kooperatifin üyeleri zannediyorum 8 ila 10 civarında. Organize sanayi bölgelerinde yer almaları mümkün değil, çünkü orası onlar için pahalı. "Burası birinci sınıf tarım arazisi, biz buradan alalım." ifadesiyle yola çıktılar. Ne oldu? Yola çıktılar ama sivil toplum örgütleri ve diğer kuruluşlar, ziraat mühendisleri odası, ziraat odaları karşı çıkınca o zaman bir başka çözüm bulmaları gerekiyordu. Arkadaşlar başka çözümü de şöyle buldular: KOTİYAK, TOKİ'yle görüştü ve TOKİ'ye devretti. Şimdi, 2.320 dönümlük birinci sınıf tarım arazisinde TOKİ, Bursa'da bir emlak bürosu açmış, köylüleri oraya çağırıyor, dönümü 15 bin liradan burayla ilgili kamulaştırma yapmak üzere çalışma yapıyor. Yani TOKİ'nin bir görevinin de artık bu olduğunu arkadaşlar özellikle ifade etmek istiyorum.
Bir başka konu: Yine Bursa'da Yenişehir'de -Bursalı ve Tarım Komisyonundan olan arkadaşlarım da var, yüksek sesle onun için diyorum, onlar da inşallah duyar. Telefonla görüşüyorlar, telefon görüşmesi biter zannediyorum- bir oto test merkezi yapılıyor. 2.600 dönümlük mera arazisine kurulmak isteniyor. Bu merkezin burada yapılmasının yanlış olduğunu... Ama oradaki arkadaşlara, seçim öncesi maalesef milletvekili arkadaşlarımız 1.500 kişinin çalışacağını söylemişlerdi ancak bu kadar çalışanın olmayacağını ve bu kadar bir istihdamın yaratılmayacağının altını çizmek istiyorum çünkü oradaki 2 köyün -Karacaali ve Karaköy- çiftçilerinin maalesef merasız kalacağını söylemek istiyorum.
Bunu şunun için anlattım: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanının, toprakların korunmasıyla ilgili bunları yaparken meralarımızın korunmasında da bizlere yardımcı olması gerektiğini ifade ediyor ve hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)