| Konu: | 1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ'NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 05.05.2014 |
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Tabii ki 1 Mayısla ilgili gelişmeleri değerlendireceğim ama buraya özellikle poşuyla çıkmamın nedeni şu: Polisin daha önce Cihan Kırmızıgül üzerinde uyguladığı ve o nedenle yargılattığı uygulamanın bir başkasını 1 Mayısta gençler üzerinde, gençleri teşhir etme amacıyla zorla poşu takmaya çalışan polisin ve iktidarın uygulamalarını protesto etmek için bu poşuyu taktım.
Hepinizi bir kez daha saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, Başbakan, ustalık döneminde herhâlde yeni bir, tarihî bir uygulamayı Taksim'de başardı. Ustalık döneminde, sıkıyönetim koşullarında bile uygulanmayan... Hani sıkıyönetim koşullarında sokağa çıkma yasağı vardı, bir dönem 1 Mayısı kutlamak için sokağa çıkanlar, gözetim altına alındı. Burada ise -belirli bir bölgeye çıkmak- sıkıyönetim koşullarının ötesinde bir uygulamayla, oraya çıkanlar suçlu sayıldı, gözetim altına alındı.
Bakın, 171 arkadaşımız, hukuk dışı, yasa dışı yollarla ve zorla, baskıyla, dayakla gözetim altına alındı, işkence yapıldı. Ondan sonra dün bırakıldı, aileler seviniyor, biz seviniyoruz, onlar seviniyor. Sevinecek bir şey yok. İşte ileri demokrasinin ustalık döneminin Türkiye'yi ne noktaya taşıdığının ibret belgesi bu uygulamadır. Çünkü, o uygulamanın içinde tam da yapay bir uygulamayı başlatan savcılar, polis teşkilatı, bu arkadaşlarımızın hiç suçu yokken orayı bir abluka altına aldılar.
Bakın, 2 tane 1 Mayıs dünyada yasaklandı. Birisi Kamboçya, bir diğeri Taksim Meydanı. Şimdi, değerli arkadaşlarım, Kamboçya'daki yasağı anladık ama bizim açımızdan Kamboçya yasağının ötesinde şunu soruyorum, bu Mecliste herkese soruyorum: Çanakkale'de Anzaklar anıldığında bundan sonra onları Avustralya'ya mı göndereceksiniz? (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü, oradan da şehit vermiş insanlar, şehitleri için Çanakkale'ye geliyor. İşçiler de en temel haklarını kullanıyorlar. Defalarca söyledik "1 Mayıs, Türkiye işçi sınıfı açısından, emekçi halkları açısından Taksim Meydanı'dır." dedik ve "Bu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararıdır." dedik aynı zamanda ama hukuk tanımıyorlar.
Altını çizerek söylüyorum: Dün yapılan uygulamaların, o yasa dışı gözetim altına almaların esas sorumlusu iktidardır, Başbakandır, ilgili bakanlardır çünkü o iktidar yasa tanımıyor, Başbakan yasa tanımıyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararını tanımıyor; iki dudağı arasında "Yasakladım." diyor ve uygulamaya koyuyor. Onun için, aslında dün o 171 kişiyle ilgili yapılan uygulama esas, yasa dışıdır.
İşte, Beşiktaş'ta genel başkan yardımcılarımızdan, Sayın Şafak Pavey'in yaşadığı sorunu biliyorsunuz; diğer taraftan, Mahmut Tanal'ın yaşadıklarını biliyorsunuz; bizim, Şişli'de Sezgin Tanrıkulu ve Musa Çam'la beraber yaşadıklarımızı biliyorsunuz. Abluka altına alınmış, tam bir ceberut anlayışla, tam bir faşist yaklaşımla bu bayramı da bize zehir ettiniz. 1 Mayıs böyle bir gün değildir; işçilerin birlik, mücadele günüdür oysa iktidar, işçilere müdahale günü olarak bu bayramı bu noktaya taşımıştır. Buradan bir kez daha kınıyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)