GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TUNCELİ MİLLETVEKİLİ HÜSEYİN AYGÜN'ÜN SATAŞMA NEDENİYLE YAPTIĞI KONUŞMASI SIRASINDA TEKRAREN ŞAHSINA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:87
Tarih:08.05.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Birbirimizle anlaşmak değil ama Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden konuşuluyor ve zabıtlara giriyor ve bana soru soruyor. Yani, bir arada anlaşabiliriz, her zaman için de konuşabiliriz, herhangi bir sıkıntımız yok bu konuda.

Ama, şunu söyleyeyim: Şimdi, demin diyor ki "Sayın Başbakanın bu özrü veyahut da taziyesinin bir anlamı yoktur." Şimdi, bir olay üzerine bir taziyede bulunan kişinin muhakkak ki aynı şekilde onların yaptıkları... Karşı taraftakini, madalyonun arka yüzünü de görmek mecburiyetiniz vardır. Yani, bir olayı, somut olarak sadece göründüğü biçimiyle mi, onun arka planını da görmek zorunda mısınız? Yani, bunu görmezseniz... O zaman biz Çanakkale'de niye savaştık kardeşim ya? Adamlara derdik ki: "Hoş geldiniz, buyurun, İstanbul'a kadar gidelim, siz İstanbul'da Beyoğlu'nda gezin, dolaşın, biz de sizi misafir edelim." Böyle bir saçmalık olabilir mi?

FARUK BAL (Konya) - Zaten şafak ayini yapılmıyor mu?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Ama, eğer biri vatana ihanet ediyorsa, bunlarla iş birliği yapıyorsa... "İsim veriyorum, hâlâ Yusuf Halaçoğlu değişmedi." diyor. Benim değişmem için bilgi sahibi olmamam lazım, görmemem lazım bunları. Sadece birilerinin duygusal anlatmalarıyla eğer ben anlatacaksam, o zaman bilim adamı da zaten olamam. Ben de diyorum ki "acımasız" diye nitelendiremezsiniz beni. Ben her insan için acırım ve burada "Bunlar Kürtlermiş, bunlar şunlarmış." denmesine karşıyım zaten. Bunlar Kürt olabilir, Türk olabilir, Alevi olur, Sünni olur, kim öldürülmüşse insan olarak görürüm ve bunların hepsine acırım, hepsinin yanında olurum.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hepsini araştıracağız zaten.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Ama, bakın, buraya çıkıp da "Şunlar şu, şunlar şu." dediğiniz zaman zaten meseleyi ideolojik safhaya soktuğunuz ortaya çıkar. Yapmayın. Ama, sen İtalyanlarla, bilmem nelerle iş birliği yapacaksın, gideceksin, oradan geleceksin, isyan çıkaracaksın, devlet dokunmayacak. Öyle bir saçmalık olabilir mi? Yanlış yapılmışsa, ama o sırada devlet yanlış yapmışsa onun da hesabını sorarsın.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Fareler gibi zehirleyecek, öyle mi diyorsunuz? Ayıp, ayıp Hoca, ayıp! Fareler gibi zehirleyecek, öyle mi? Kaldı ki anlattıklarınızın hiçbirinin gerekçesi yok, dayanağı yok.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Yapmış mı?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - İşte, ben de diyorum ki: Bakın, bunları araştırıp ortaya koymak gerekiyor. Bunu da Meclisin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Araştırmacı değil Meclis. Yapılmış bir olay üzerine çıkar. Ben size belge söylüyorum.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Hocam, sizin kaynaklarınız masum insanlar için ne söylüyor?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Benim kaynaklarım masum insan için değil, olayı anlatıyor.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Ama masumlar için bir şey söylemiyor.

OKTAY VURAL (İzmir) - Kabul edin o zaman, kabul edeceksin o zaman.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Şimdi, ben, bir şeyin arkasında, "Olmuş mu, olmamış mı?"nın peşinde koşmam, ben ne olduğunun peşinde koşarım.