| Konu: | YURT DIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZIN SİYASAL VE TOPLUMSAL SORUNLARI İLE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 03.06.2014 |
DURDU ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızın siyasal ve toplumsal sorunlarıyla ilgili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında gündem dışı söz aldım, o vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızın siyasal, toplumsal ve sosyal sorunları henüz tam olarak çözümlenememiştir. Geçici, kısmi ve bölgesel çözümler, var olan sorunları ortadan kaldırmadığı gibi, karmaşık ve yeni sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle, yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin karşılaştığı sorunlara çözüm üretmek ve bu sorunları ortadan kaldırmak, yüce Meclisin en önemli görevlerinden birisidir.
Hâlen yurt dışında 4 milyonu AB ülkelerinde, 300 bini Kuzey Amerika'da, 200 bini Orta Doğu'da, 150 bini Avustralya'da olmak üzere 5 milyondan fazla yurttaşımız yabancı ülkelerde yaşamaktadır. Buna karşın, göçmen vatandaşlarımızın Türkiye tarafından çözülmesi gereken sorunları hâlâ varlığını koruyor. Çifte vatandaşlık, Türkiye'de siyasal temsil hakkı, emeklilik hakkı, vize sorunları, öğretmen ihtiyacı, iki dilli eğitimin sağlanması, eğitimde fırsat eşitliği, pasaport harçları, dövizli askerlik, vatandaşlık hakları, konsolosluk hizmetleri ve resmî temsilci statüsünde olan kurum ve kuruluşlarda görülen partizanlık gibi birçok sorun ortadan kalkmamıştır.
Avrupa'da elli yılı aşkın bir göç tarihi olmasına rağmen vatandaşlarımız hâlâ eşit haklara sahip değil. Bu durum, Avrupa'daki demokrasi açısından da kabul edilemez. Maalesef, eğitimde, iş yaşamında, kamu görevinde başta olmak üzere, hayatın birçok alanında ayrımcılık sürmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde birtakım bürokratik engellerin kaldırılması gerekir.
Aile birleşimi anayasal bir haktır ve bu konuda Anayasa'yı ihlal eden engelleyici unsurlar kaldırılmalıdır.
Avrupa'nın birçok ülkesinde işsizlik artmaktadır. Bunun nedeni, uygulanan denetimsiz neoliberal ekonomik politikalardır. Göçmen işçilerin yaşanılan işsizlikten ve ekonomik krizden sorumlu tutulması büyük bir çarpıtmadır. Bu görüş ve tutumlarla hem uluslararası toplumun hem de Türkiye Cumhuriyeti devletinin daha etkin mücadele etmesi gerekiyor.
Hükûmetin yurt dışında yaşayan yurttaşlarımıza yönelik politikaları son derece tutarsız, çözüm üretmeyen, dışlayıcı ve göstermelik politikalardır.
Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, göçmen işçilerin sorunları ve bu sorunları çözmeye yönelik bir kurum olarak görülmektedir. Bu kurum, maalesef, iktidarın arka bahçesi olmaktan öteye gidememiştir.
Türkiye, göçmenlerimizi yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almaları ve siyasi hayata aktif olarak katılmaları için teşvik etmekle birlikte, gurbetçi vatandaşlarımızın siyasal temsil sorununu henüz çözememiştir.
Seçme ve seçilme ve siyasi temsil hakkının korunması ve geliştirilmesi, tüm demokratik rejimler açısından en önemli meşruiyet sorunudur. Sadece seçme hakkı tanınması veya belirli bir sınıfa, kimliğe, gruba seçilme ve siyasi temsil hakkının verilmesi, parlamenter demokrasiyi tartışmalı hâle getireceği gibi, demokratik hukuk devleti ilkelerini de sakatlayacaktır.
Yurt dışında yaşayan 3 milyona yakın vatandaşımız, sadece seçmen olarak sürece katılmış ve mavi kartlılar bu haktan mahrum edilmiştir. Bu sistemin tam işleyebilmesi için, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın seçilebilmelerinin de önü açılmalıdır.
Daha önce vermiş olduğum kanun teklifinde... Özellikle de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, seçmenin yüzde 5,3'üne denk gelmesi göz önünde bulundurularak, sadece yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın Parlamentoda temsil edilmesinin önü açılabilir.
Ayrıca, 298 sayılı Kanun'un 95'inci maddesine göre, oyların hazır bulunanların huzurunda tasnif edilmesi gerekir. Şimdi, ne yazık ki, yurt dışında oylar kullanılacak, dört gün boyunca devam edecek, odalarda saklanacak, sonra bir uçakla, kargoyla Türkiye'ye getirilecek. Değerli arkadaşlar, 100 metre mesafede bile oyların tartışmalı olduğu bir ülkede, oyların 3-4 bin kilometre mesafeden getirilmesi, bir tartışmaya neden olacaktır. O yüzden, oyların, kullanıldığı ülkelerde sayılması şarttır ve bu problemin bir an önce çözülmesi lazım. Aksi takdirde, özellikle Avrupa'da, Türkiye bu konuda sonucu ne olursa olsun çok tartışmalı bir sürece girecektir.
Ben, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bütün problemlerinin çözüleceği bir dünya umuduyla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)