| Konu: | MHP GRUBUNUN, MHP GRUP BAŞKAN VEKİLİ İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL TARAFINDAN, VATANDAŞLARIN ARTAN BORÇLARI VE BUNUN YOL AÇTIĞI SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 14/2/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 3 HAZİRAN 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 03.06.2014 |
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Günal, biraz sabredeceksiniz, dinleyeceksiniz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sen beni dinlemedin de onun için.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, değerli arkadaşlar, doğru, tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarına baktığımızda ve geçmişle 2002 yılını mukayese ettiğimizde ciddi artışlar olduğunu görüyoruz. Tabii şunu söylemek lazım: Aralık 2002 yılında 2 milyar 325 milyon 910 bin düzeyinde olan toplam tüketici kredilerine takipteki tüketici kredilerinin oranının yüzde 2,42 olduğunu görüyoruz. Nisan 2014'e geldiğimizde, kredi hacmi bu kadar artmış olmasına rağmen, takipteki tüketici kredilerinin toplam tüketici kredilerine oranının ise yüzde 2,27 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bu, BDDK'nın kendi verisidir.
Tabii, değerli arkadaşlar, şunu vurgulamak lazım: Endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçiş noktasında halkın tüketim alışkanlıklarında da ciddi şekilde değişimler yaşandı. İnsanlar sürekli daha iyiyi ve daha yeniyi talep eder hâle geldiler. Son yıllarda yaşanan düşük faiz ve krediye erişimin de kolaylaşmasıyla birlikte hanehalkı borçluluk oranlarında hızlı bir artış yaşanmıştır. Esasen, ekonomideki uzun süreli büyüme, gelişme ve iyi gidişat da tüketimi tetiklemektedir çünkü vatandaşlarımızın ekonominin iyi gideceğine dair beklentileri onları tasarruf yerine tüketime doğru yönlendirmektedir.
Evet, Milliyetçi Hareket Partisinin önergesine baktığımızda, önergenin gerekçesini okuduğumuzda sadece yasal düzenlemelerle bunun önünün alınamayacağını söylüyorlar. Doğrudur, sadece yasal düzenlemelerle bu konuyu, sorunu çözmeniz tabii ki mümkün değil ancak kredi kartı kullanımının sınırlandırılması, taksit sayılarının azaltılması -doğru söylediniz- bir sorunu ortadan kaldırmaz ama ne yapar?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Geliri artıralım, geliri.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Ancak, büyümeyi, buradaki gelişmeyi yavaşlatır.
Şimdi, bununla ilgili olarak da burada Merkez Bankasının bu konuya ilişkin yayınlamış olduğu rapora baktığımızda raporda şunu ifade ediyor: "Son dönemde hanehalkı yükümlülükleri içinde payı en hızlı gerileyen kalem kredi kartları olmuştur. Son beş yıldır bireysel kredi kartı bakiyesindeki artışı sürükleyen ve toplam bakiyenin yarısından fazlasını oluşturan taksitli işlemlerde son dönemde kaydedilen gerileme bu gelişmede belirleyici olmuştur." diyor. Demek ki alınan önlemlerin belli ölçüde faydalı olduğunu da bizim peşinen görmemiz ve kabul etmemiz, buna göre de bu tedbirleri almamız gerekiyor. Ama temelinde sadece bunlarla sorunu çözemezsiniz, halkımızın tüketim alışkanlıklarının mutlaka değişmesi gerekiyor. Eskiden evde bir televizyon olurdu, şimdi bakıyorsunuz neredeyse her odada bir televizyon. Benim çocukluğumda -hatırlıyorum- Ankara'da bizim sokakta 3 tane araba vardı, şimdi her evde 3 tane araba var. Yani, burada cep telefonları; sürekli olarak modelini yeniliyorsunuz. Yani, siz yapmıyorsunuz galiba güldüğünüze göre, sizin o şeyle alakanız yok, kullanmıyorsunuz herhâlde.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - 60'larda cep telefonu mu vardı? 60'larda cep telefonu mu vardı yani?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Ama ihtiyaca binaen değil, tamamen farklı tatminler içerisinde hepimiz aynı hatayı yapıyoruz, sürekli olarak ihtiyaçlar doğrultusunda değil ama işte yeni modeller, yeni şeyler, gidiyoruz sürekli olarak bu alımları maalesef yapıyoruz. Normalde...
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Yani, Sayın Vekilim, suçlu millet mi? Ben onu demek istedim. Alınmayın yani suçlu millet mi oldu şimdi?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Siz öyle anlıyorsanız zaten yapabileceğim bir şey yok ama dediğim gibi, siz hiçbir zaman fotoğrafın tamamını göremiyorsunuz, belli bir noktaya "focus" oluyorsunuz. O "focus"un içerisinde, o noktanın içerisinde kaldığınız için zaten bu hâldesiniz yani Sayın Vekilim.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sen güzel görüyorsun "focus"u!
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Burada problem sadece hanehalkında değil, gerek kamu gerek özel sektör gerek hanehalkına baktığınız zaman zaten temel problemin Türkiye'de tasarrufların azalması noktasında yoğunlaştığını görüyorsunuz. Bu sadece kişilerle ilgili değil. Ama tüm bunlara rağmen... Sayın Günal da birtakım veriler verdi ama ben de bir iki şey söylemek istiyorum. Bakın, tüm bunlara rağmen Türkiye'de hanehalkı borcunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 21 ile avro bölgesi ortalaması olan yüzde 65'in üçte 1'i bile değil. Bununla ilgili o kadar...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Peki, millî gelirimiz avro bölgesinin kaçta kaçı? Kişi başına gelirimiz kaçta kaçı, bir de onu söyle bakayım.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Bakın, Türkiye Merkez Bankasının bu noktada bir açıklaması var: "Gayrisafi yurt içi hasıla ve harcanabilir gelire oranla hanehalkı borçluluğu diğer G20 ülkelerine oranla düşük seviyesini korumaktadır." diyor. Ayrıca, faiz ve kur riski de taşınmıyor. Neden? 2009 senesinde hanehalkının dövizle borçlanmasının önüne birtakım setler getirildiği için -ki bu oran toplam yükümlükte binde 2'ye kadar geriledi- bu sonuçları alıyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani araştırmayalım mı bunu?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, aynı şekilde 2008-2013 yılları arasındaki borçluluk seviyelerine de baktığınızda -sürekli olarak BRICS ülkeleriyle mukayese ediyorsunuz ya- BRICS ülkelerindeki bu borçların değişim hızı ortalamasının yüzde 7,4, Türkiye'de ise yüzde 7,1 olarak gerçekleştiğini görüyorsunuz. Çin'de bu oranın yüzde 13,6 olduğunu görüyorsunuz. Tabii Endonezya'da 3,2. Değişim hızı 2008-2013 yılları arasındaki...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Neyin değişimi?
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - 2002'ye göre kıyaslayın.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Sayın Günal, siz akıllı bir insansınız anlarsınız ama bugün herhâlde bir sorun var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sen resmin tamamını göstermiyorsun.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Toplam yükümlülüklerde konutun...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, duyuyorsunuz değil mi bunu?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Bakın değerli arkadaşlar... Sataşmadır Sayın Başkanım.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Hatip, sen bize çatma da millete konuş, millete! Bize laf atıp durma.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Evet, toplam yükümlülüklerdeki konutun almış olduğu payın, konut kredilerinin yüzde 33'e, taşıtın yüzde 4'e, tüketici dediğimiz ihtiyaç ve diğer kredilerin aldığı payın yüzde 36,8'e, bireysel kredi kartlarıyla ilgili olan borçlanmada ise yüzde 22,7'ye geldiğini görüyorsunuz. Yükümlülüklerde kredi kartlarının oranı alınan tedbirlerle ciddi manada düşüş göstermeye devam etmekte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani düşmesi çözüyor mu meseleyi?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Ayrıca gene araştırma önergesine baktığımızda buradaki vergi ve SSK borçlarından ve genel sağlık sigortasıyla ilgili prim borçlarından bahsediliyor. Gelen torba teklif ile de hanehalkı borçlarını azaltmaya yönelik olmak üzere genel sağlık sigortası primleri, sigorta ve vergi borçları yeniden yapılandırılacak.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani silince azalıyor!
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - İnşallah yarından itibaren de komisyonda bunları biz görüşmeye başlayacağız.
Burada şunu söylemek istiyorum: Yani Hükûmet ve AK PARTİ iktidarı meselelere hâkimdir, meseleleri takip etmektedir. Sizler iktidara geldiğinizde bu konuyu kendiniz değerlendirirsiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)