| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 05.06.2014 |
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de görüşülmekte olan kanun tasarısının 7'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesiyle ilgili görüşlerimi ifade edeceğim ve daha çok Türkiye'de yaşanan ve görülen, kadına yönelik cinsel taciz ve tecavüz suçlarında yaşanan ve uygulanan cezasızlıklar üzerinde partimiz olarak görüşlerimizi ifade etmeye çalışacağım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki Türkiye'de her geçen yıl aslında kadına yönelik cinsel ve fiziksel şiddetin korkunç boyutlara ulaştığı ve bunların cezasız kaldığı ve devlet eliyle de bunların desteklendiği yıllar olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle 2014 yılında sadece üç buçuk ay içerisinde 61 kadının erkekler tarafından katledilmesi, yine onlarca kadının intihar etmesi, intihara sürüklenmesi, yine aynı zamanda cinsel taciz ve tecavüzlere uğraması, kadın cinsine ve kimliğine yönelik savaş durumunun da bir göstergesi olarak algılanmaktadır.
Değerli arkadaşlar, ceza yasalarında yapılan değişikler ne yazık ki cezaların artırılmasına yönelik tamamen şeklî düzenlemelerdir çünkü bunlar uygulanan ve verilen cezalarla da karşımıza çıkmaktadır ki bu suçları işleyenler, kadınlara yönelik cinsel taciz ve tecavüzde bulunanlar hiçbir zaman yargılanmadı, sorgulanmadı ve ceza almadılar. Dolayısıyla, bugün burada belki bu cezaların artırılmasına yönelik bir kanun teklifini görüşüyoruz ama bunun da şeklî bir kanun teklifi olmaktan farklı bir yöne gitmeyeceğini de açıkça ifade etmek isteriz.
Cinsel şiddetin en yoğun yaşandığı fakat görünmez olduğu bir konu da özellikle cezaevlerinde ve gözaltına alınan kadınlarda yaşanmaktadır. Bu gerçeklik, ne yazık ki çatışmalı süreçlerde, özellikle 90'lı yıllarda yoğun bir biçimde kadınlara yönelik bu suçlar işlendi ama bugüne kadar da değişen bir şey olmadı, bugün bile cezaevlerinde ve gözaltına alınan kadınlara yönelik cinsel taciz ve tecavüz olayları ne yazık ki yaşanmaktadır.
Değerli arkadaşlar, gözaltında cinsel tacize ve tecavüze uğrayan kadınların bir kısmı İnsan Hakları Derneği'ne, bir kısmı sivil toplum örgütlerine başvurdular ama bunların büyük bir çoğunluğu da bu acıdan ve bu korkunç olaylardan dolayı seslerini çıkarmadılar, köşelerine sığındılar. Dolayısıyla, bizlerin bugün kadın milletvekilleri olarak, kadın parlamenterler olarak bu kadınların yaşadığı sorunları dile getirmek, onların yaşadığı bu acıları, onların yaşadığı bu utancı dile getirmek bizim görevimiz ve bunlarla ilgilenilen konularda da söz sahibi olmamız bir görevdir diye ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu konuda bu yasadan da bir şey çıkmayacağının altını çizerken birkaç örnek de vermek istiyoruz aslında. Bunun en sabit örneği, en gözle görülür örneği Musa Çitil davasıdır. Ne yazık ki Musa Çitil, özellikle 90'lı yıllarda Mardin'de görev yaptığı sırada cinsel taciz ve tecavüz suçundan yargılanan bir insandır ama yine aynı zamanda, Mardin'de 13 kişinin ölümünden sorumlu tutulan, yine Mardin'de 13 kişinin ölümünden sorumlu tutulmasına rağmen 13 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan bir insandır. Bu insanın davası Çorum'a taşındı ama ne yazık ki bir hafta önce Çorum'da bu insan beraat etti. Hiçbir şekilde cezalandırılamadı Musa Çitil ve bildiğimiz kadarıyla, duyduğumuz kadarıyla da AKP iktidarı tarafından, AKP Hükûmeti tarafından da koruma altına alınan bir insandır.
Bir dahaki maddelerde tekrar söz hakkı alıp Musa Çitil'in yaptığı cinsel taciz ve tecavüzlere maruz kalan kadınların çığlıklarını bu kürsüden anlatmaya devam edeceğim diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)