GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:99
Tarih:06.06.2014

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

14'üncü maddeye ilişkin verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Meclisi bu tarz palyatif yasal düzenlemelerle meşgul etmek âdeta Meclisi rutin dışı çalıştırmak anlamına gelir ve öyle görünüyor ki mevcut hâliyle eğer atmosfer, Meclis atmosferi bu şekilde devam eder ve bu şekilde giderse biz bu yasama yılını bu yasaya ilişkin olarak tartışmalarla geçireceğiz ve yeni bir düzenlemenin Meclis gündemine gelme şansı yok. AKP'nin kendisinde zaten rehavet başlamış, artık 326'nın toplamı 185 edemiyor, yarı oranında düşmüş, küçülmüş AKP. Bunun sebepleri üzerinde durmak lazım. Niye bu durumdayız? Niye Meclis çalışamıyor? Mecliste görevli milletvekilleri, görevi yasa yapmak olan milletvekilleri neden Meclis çalışmalarına bu kadar kayıtsız kalıyorlar? Zannederim başta AKP'nin grup yönetiminin üzerinde düşünmesi, sorgulaması gereken bir durumdur bu. Şimdi, işin aslı bu.

Bu tarz yasalarla, tırnak içinde "reform" adı altında buraya getirilen gündemlerle Meclisi meşgul etmek yerine bu ülkenin ihtiyacı olan yasaları Türkiye'nin gündemine getirseniz, Meclisin gündemine getirseniz burada sürekli oturan 550 milletvekili bulursunuz. Ancak, bunu yapmadığınız için, Türkiye'nin temel sorunlarına cevap verecek yasal düzenlemeleri Meclisin gündemine taşımadığınız için problemle karşı karşıyayız. Bir isteksizlik durumu söz konusu çünkü herkes şunu biliyor ki: Bir yıl sonra, pekâlâ, bugün yaptığımız yasal düzenlemeleri bir yıl sonra tekrar burada "Ya, orada bir virgülde yanlışlık yapmıştık, yeniden düzeltelim." deme noktasına geliniyor. Her birimiz kendi komisyonlarımızda defalarca bu durumla karşı karşıya kaldık.

Şimdi, hiç kimsenin konuşmadığı ama 10 Ağustos itibarıyla Türkiye'nin gündemine gelecek bir kaos vardır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması, 10 Ağustos itibarıyla Türkiye'de çifte hiyerarşi gerçekliğini önümüze koyacaktır. Mevcut yasalara göre Cumhurbaşkanını halk seçip burada Hükûmet, Başbakan Cumhurbaşkanının yetkilerini mevcut Anayasa çerçevesinde tutma ve bugüne kadar alışagelmiş düzeni devam ettirme şansına sahip değildir. Valiniz bir ama valiye talimat veren iki. İkili bir mekanizmanız olacak. Vali bu durumda Cumhurbaşkanının talimatını mı dinleyecek yoksa Başbakanın ya da Hükûmetin ilgili bakanın verdiği talimatı mı dinleyecek? 10 Ağustostan itibaren siz bunu yaşamaya başlayacaksınız. Bu gerçeklik ortada dururken böylesi bir yasal düzenlemeyi, daha doğrusu herkesin sözünü verdiği yeni anayasayı Türkiye'nin gündemine getirmemiş olmak, tartışmamış olmak ve Türkiye'yi yeni bir anayasaya kavuşturmamış olmak en ciddi sorunlarından bir tanesidir. Alın size 10 Ağustostan itibaren Türkiye'de çifte hiyerarşi sistemiyle yüz yüze kalacaksınız. O dönem ne yapacaksınız? Bir yılı nasıl idare edeceksiniz? 2015'ten itibaren... Herkes, önümüzdeki dönemde, yazdan itibaren yeni anayasa sözünü tekrar kamuoyuna vermeye başlayacak, tüm partiler bunu yapacak; siz de yapacaksınız, muhalefet de yapacak. Ancak, bunu 2015 sonbaharından önce gündemleştirme şansınız da yok. Bu arada kalan dönemde Türkiye'deki çifte hiyerarşi sistemini nasıl idare edeceksiniz? Emanetçi Başbakanla bunu idare edeceğinizi düşünüyorsanız bu ülkenin artık 1990'ların, 1980'lerin, 1970'lerin ülkesi ve halkı olmadığını bilmeniz gerekiyor. Böyle bir gerçeklikle yüz yüze kalacağız, bunu size hatırlatmak istedim.

Teşekkür ediyorum.