GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:99
Tarih:06.06.2014

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir devleti ayakta tutan en önemli güç adalettir; ne top ne tüfek ne fert başına millî gelirin yüksekliği ne de ağır silahlarla donatılmış kalabalık ordular. Eğer vatandaşlarında devletin, o devleti yönetenlerin adil olmadığı hususunda bir kanaat var ise saydığımız tüm kıymetlerin bir değeri olmaz. Osmanlıyı ayakta tutan güç, tam altı yüz sene, işte, adalettir.

Tebaa, sultana ve devleti yönetenlere karşı kadılara başvurabilmiş ve hakkını da alabilmiştir. Komisyon olarak, İç Tüzük Uzlaşma Komisyonu olarak İspanya Parlamentosuna ziyaretimiz esnasında değerli milletvekilleri, bizi kabul ettikleri salonda Kanuni Sultan Süleyman'ın portresinin duvarda asılı olduğunu görünce sebebini sual ettiğimiz zaman aldığımız cevap gerçekten, farklı partilerden olmamıza rağmen hepimizin hoşuna gitmişti. Sanırım, bu cevaptan sizler de hoşlanacaksınız. Aynen şöyle demişlerdi değerli milletvekilleri: "Cihana hükmeden bir padişahın, hiçbir mecburiyeti olmadığı hâlde kendisini de bağlayacak kanunlar çıkarması, hele hele o dönem düşünüldüğünde çok büyük bir olaydır. Bir parlamentonun duvarına en çok onun resmi yakışır." Amerika Birleşik Devletleri'nin Senatosunda da Genel Kuruluna asılmış, hukuka, demokrasiye hizmet etmiş 40 kadar bilim adamı, siyaset adamı ve hukukçunun resmi vardı ve yine bunlardan birisi Kanuni Sultan Süleyman'ın resmiydi.

Değerli milletvekilleri, defalarca dile getirdik, tüm parlamentolarda resmi olan atalarımızın, dedelerimizin anısını Türk Parlamentosunda yaşatamıyoruz. Bir köşe ayrılsa, kanunnameleriyle birlikte Fatih'in, Kanuni'nin, Kanuni gibi devlet adamlarının; Cevdet Paşa, Dursun Bey, Ebussuud Efendi, İbni Kemal, Koçi Bey, Kâtip Çelebi gibi gerçekten, serbest düşünceye, hukuka hizmet etmiş idareci ve düşünürlerin resimleri asılsa ve yine hukuka katkılarını gelecek nesillere bu şekilde aktarsak ve bunu el birliğiyle yapsak kötü mu olur değerli arkadaşlar? Bu konudaki sorumluluğun Meclis Başkanlığımızda olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Tüm Genel Kurulu da bu hususta hassas olmaya davet ediyorum.

Tabii, bu hususta hassasiyet belirtebilmek için Meclisin çoğunluğunu oluşturan AKP'nin de hukuk karnesine bir bakmak lazım. Eğer, işine geldiği kadarıyla demokrat ve keyfi yettiğince adil olursa -ki bugüne kadar maalesef çizdiği tablo budur- böyle bir hassasiyeti, hukuka saygıyı beklemek mümkün olur mu? Başbakanın yüksek yargıya göstermiş olduğu saygısızlık, hâkim, savcıya karşı sarf ettiği hakikaten her vicdan sahibinin yüreğini kanatacak ağır sözler ortadadır. Kendisini yargıya talimat verme konumunda gören, "Hâkim, savcının talimatlarını yerine getirmeyin." diyen, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk dosyalarında istediği gibi -maalesef- kalem oynatan zihniyetten galiba çok şey bekliyoruz.

AKP'nin bizatihi kendisi hukuk için risktir değerli milletvekilleri, tehdittir. Getirilen yargı paketlerinin numarası ne olursa olsun sadece AKP'nin ve Başbakanın günlük ihtiyaçlarına hizmet edecektir. Yargıya sunacağı en küçük olumlu bir katkı, efendim, yargıda iyileştirme sağlayacağı en küçük bir düzenleme bulunmamaktadır. Milletin zamanını çalmayın değerli milletvekilleri. Kanuni gibi kendinizi de bağlayacak hukukun mevcudiyetini istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Aslında tüm mesele budur.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)