GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:99
Tarih:06.06.2014

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün burada, 18 yaşında, üniversiteye hazırlanan bir gencin, bir kız öğrencinin hayatının nasıl bu hukuk sistemi tarafından mahvedildiğini anlatmıştım. Şimdi, bugün, yine spesifik bir örnek vermek istiyorum. Sayın Adalet Bakanı da not alırsa... Türkiye'deki bu hukuk sisteminin mağdur ettiği ikinci örneği, İlhan Çomak'a uygulanan hukuk üzerinden anlatmaya çalışacağım.

İlhan Çomak, 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde öğrenciyken gözaltına alınıyor. On altı günlük bir gözaltı ve yine, her zamanki gibi uydurulmuş bir iddianameden sonra da devlet güvenlik mahkemesi tarafından yargılanmaya başlanıyor. 1994'teki bu gözaltı ve cezaevi sürecinden sonra, 2000 yılında İlhan Çomak müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. Yine, 2000 yılında da Yargıtayca ceza onanıyor. Bu, Yargıtayın cezayı onamasıyla birlikte, İlhan Çomak 2007 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruyor ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi adil bir yargılanma olmadığı için yargılanmanın yenilenmesi kararını veriyor ve o dönemde İlhan Çomak'ın avukatı da Yargıtaya, kanunen lehine olan hükümlerin uygulanması için başvuruyor; Yargıtay da dosyayı bozuyor. Yani özetle, 1994'te gözaltına alınıyor, 2000'de müebbet hapis, 2007 yılında AİHM kararı bozuyor, Yargıtay da dosyayı bozuyor.

Şimdi, normalde olması gereken, bu arkadaşımızın tahliyesiyle ilgili bir sürecin işlemesi -dosya bozulduğu için hem AİHM hem Yargıtay tarafından- ama maalesef, o dönemde İlhan Çomak cezaevinde tutulmaya devam ediliyor ve 2013 yılına kadar da AİHM'in kararı gereği bütün yeniden yargılama başvuruları da reddediliyor. 2013 yılında da -yani aradan altı yıl geçiyor- ortada bozulmuş bir dosya var ama boşu boşuna cezaevinde geçen bir süre ve ortada bir mağduriyet var. 2013 Ocak ayında, Yargıtay bozma kararından sonra tekrar eski cezaya hükmediyor ancak bu arada, 2013 yılının Nisan ayında, dördüncü yargı paketiyle birlikte Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin önünde bulunan 220 dosya için yeniden yargılamanın yolu açılıyor ve İlhan Çomak'ın başvurusuyla da 19 Aralıkta yeniden yargılama süreci başlatılıyor.

Yani özetle, bu kadar karışık bir dosyadan, 1994'ten 2014'e kadar, yirmi yıl boyunca yargılaması süren bir insanın cezaevindeki mağduriyetinden bahsediyoruz, yirmi yıl boyunca bir insanı haksız yere cezaevinde tutan bir hukuksuzluktan bahsediyoruz arkadaşlar. Ne hukuka sığar bu ne insanlığa sığar ne de vicdana sığar. Bununla ilgili, sosyal medya üzerinden sayısız imza kampanyaları düzenlendi, Bakanlığa dilekçeler verildi, yine farklı girişimlerle, sivil toplum örgütlerinin girişimleriyle kamuoyunda bir farkındalık yaratıldı ama maalesef, İlhan Çomak'ın tutukluluk hâli hâlâ devam ediyor; yirmi yıldır kesintisiz süren bir yargılama süreci, ortada sonuç olarak olmayan bir yargı kararı ve cezaevinde olan bir insanın, bir öğrencinin, bir üniversite öğrencisinin mahvolmuş hayatı.

Şimdi yargıyla ilgili bir düzenleme yapacaksak işte tam da bu mağduriyetleri ortadan kaldırmak için yapmalıyız. İsterdik ki bu yargı paketi buraya getirildiğinde Adalet Bakanlığının da bilgisi dâhilinde olan İlhan Çomak'ın ve ona benzer mağduriyet yaşayanların durumunu giderecek bir düzenleme de bu yargı paketinde olsun.

Umarım ki Sayın Bakan bu aktarımdan sonra İlhan Çomak'ın durumunu özel olarak inceler ve kendi Bakanlığının da müsebbibi olduğu bu mağduriyeti kaldırma noktasında bir çalışma başlatır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)