| Konu: | MUSUL'DA YAŞANAN OLAYLARLA İLGİLİ MECLİSTE BİR GENEL GÖRÜŞME YAPILMASI VE TÜRKİYE'NİN IŞİD ÇETELERİNE KARŞI BAŞTA KÜRTLER VE TÜRKMENLER OLMAK ÜZERE BÜTÜN HALKLARLA DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLACAK BİR DIŞ POLİTİKA BELİRLEMESİ GEREKTİĞİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.06.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, aslında, gündüz yapılan oturumlarda da biz parti olarak görüşümüzü ifade etmiştik; bu kadar vahim bir durum ortadayken, Orta Doğu'da dengeleri tamamen altüst edebilecek bu kadar güçlü gelişmeler yaşanıyorken bu Meclisin tek gündeminin bu konu olması gerektiğini ifade etmiştik. Kaldı ki Başkonsoloslukla ilgili baskın haberi ve rehin alınan 80'in üzerindeki vatandaşımızın durumu bile böylesi bir günde Meclisin tek gündeminin bu konu olması gerektiğini bizce ortaya koyuyor, gözler önüne seriyor.
Doğrusu, ben, Sayın Bakanın burada yapmış olduğu kısa açıklamayla tatmin olmadım. Burada ifade edilen kapalı kapılar ardındaki toplantıların sonuçlarının paylaşılacağı yerdir Meclis. Bütün ülkeyi ilgilendiren, 76 milyonu ilgilendiren birtakım kararlaşmalar yapılıyorsa, bazı politikalar belirleniyorsa onun ortaklaştırılacağı ve hayata geçirileceği çatı bu çatıdır. Dolayısıyla, Hükûmetin bugünkü tavrını, bugünkü tutumunu biz son derece yanlış buluyoruz. Çok geç olmadan, bir an önce Meclisin sadece bu gündem üzerinden bir genel görüşme yapmasını, siyasi partilerin ortaya koyacağı eleştiriler ve öneriler doğrultusunda ülke politikalarının belirlenmesini ve bu şekilde Türkiye halkına, Türkiye kamuoyuna Hükûmet tarafından doyurucu açıklamalar yapılmasının gerektiğini ifade ediyoruz.
Öte yandan, mevcut durumda, IŞİD'le ilgili gelişmelerin aslında çok önceden bu noktaya geleceğini biz öngörmüştük ve bu Meclis kürsüsünden buna dikkat çeken sayısız konuşmalar yaptık. Gerek IŞİD gerek El Nusra ve El Kaide'ye yakın silahlı çete unsurlarına Türkiye sınırlarının pervasız bir şekilde açılması ve Türkiye'nin, âdeta, Suriye'deki ve Orta Doğu'daki savaş sürecinde fiilî olarak bir taraf hâline getirilmesinin sonuçlarının ağır olabileceğini ifade etmiştik. Bugün yaşadığımız şey, muhalefetin yapmış olduğu uyarıların dikkate alınmamasının getirmiş olduğu bir sonuçtur.
Şimdi, bugün tekrar uyaralım: IŞİD, kendi başına hareket eden bir silahlı örgüt değildir. Arka planındaki küresel ve bölgesel hegemonik güçlerin politikalarını iyice incelemek gerekiyor. Açıktır ki bu bahsetmiş olduğumuz hegemonik güçler, Orta Doğu satranç tahtasında yeni bir hamle yapmışlardır ve bu yeni hamle yapılırken de Türkiye olağanüstü hazırlıksız yakalanmıştır; hazırlıksız yakalanması yetmiyormuş gibi, bahsetmiş olduğumuz Konsolosluk baskını ve vatandaşlarının rehin alınması pozisyonuyla da son derece küçültücü bir konuma düşürülmüştür.
Dediğim gibi, sadece bu gündemle ilgili, hepimizin görüşünü alacak bir genel görüşmeye ihtiyaç var. Rehin alınan vatandaşlarımızla ilgili hangi girişimlerde bulunuluyor, kimlerle görüşmeler yapılıyor, beklenti nedir, bunların mutlaka bir an önce açıklanmasına ihtiyaç var.
Son olarak da şimdiden bir önerimizi ifade edelim: Türkiye'nin burada yapacağı şey, Irak'taki farklı bütün halkları düşman olarak gören IŞİD çetelerine karşı Kürtler ve Türkmenler başta olmak üzere bütün halklarla dayanışma içerisinde olacak bir dış politika belirlemektir, Orta Doğu'nun geleceğinin de halkların ortak geleceğinden geçeceğini dış politika hâline getirmiş olan bir perspektifi ortaya koymaktır diye düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum.