| Konu: | MUSUL KONSOLOSLUĞUNA YAPILAN SALDIRININ HİÇBİR ŞEKİLDE KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, HÜKÛMETİN BU KONUDA MECLİSİ BİLGİLENDİRECEĞİNE VE BÜTÜN BUNLAR YAPILIRKEN MECLİSİN ÇALIŞMALARINA DEVAM ETMESİ GEREKTİĞİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.06.2014 |
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz de AK PARTİ Grubu olarak... Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprağı sayılan Musul Konsolosluğumuza yapılan bu hareket, işgal ve görevlilerimizin, vatandaşlarımızın, çalışanlarımızın rehin alınması, elbette, hiçbir şekilde hem kabul edilemez hem de bunu yapanların mutlaka yaptıkları bu eylemle mütenasip bir şekilde karşılığını bulması gerekir, karşılığının verilmesi gerekir. Bu konuyla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir bütün olarak, tüm siyasi partilerimizin, gruplarımızın aynı doğrultuda, aynı çerçevede bir araya gelmiş olmaları ve en kararlı bir şeklide kanaatlerini, düşüncelerini dünyayla paylaşmış olmaları son derece önemli ve gurur vericidir. Elbette, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu haykırışı, bu güçlü sesi, milletimizin birliği, bütünlüğü açısından da son derece önemlidir. O açıdan, ben, bütün gruplara, arkadaşlarımıza, milletvekillerimize bu vesileyle şükranlarımı arz ediyorum.
Tabii, biraz önce Sayın Bakanımız da açıkladı, konu çok sıcak, elbette, çok boyutlu da bir hadise. Şimdi ayrıntılı olarak bunların irdelenmesine belki şu aşamada gerek yok. Ancak, bununla ilgili, elbette, devletimiz her şeyden önce bütün organlarıyla, bütün yapılarıyla, kuruluşlarıyla olayın üzerine gidiyor, yapılması gerekenler yapılıyor. Bu çerçevede, yine Türkiye'nin, NATO'yu bu konu için olağanüstü toplantıya çağırdığı bilgisi de biraz önce ajanslara düştü.
Sadece bu değil elbette. Onun dışında ne yapılması gerekiyorsa mutlaka yapılacaktır, yapılmalıdır. Bu, milletimizin, hepimizin ortak arzusudur ve bu gibi konularda kesinlikle bir erteleme, bir zafiyet, bir zayıflık göstergesi anlamına gelecek bir tavır içerisinde olunamaz ya da politika eksikliği uygulamaya konulamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak da bu konuda devletimizin tüm organlarının hep birlikte yapmaları gerekenin elbette takipçisi -ki arkadaşlarımız da ifade ettiler- olmak durumundayız, takip etmek durumundayız. Milletimiz adına, bu millet iradesi adına bunu yapmak durumundayız.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii, bunlar, elbette son derece önemli. Şu anda ben de arkadaşlara katılıyorum. Son derece sıcak bir konu, önemli, hayati önemi haiz olan bir konu. Bunu elbette konuşacağız, konuşmamız gerekiyor. Muhtemelen yarın Hükûmetimiz, biraz daha olaylar... Yani, detaylı bilgi verme imkânı ortaya çıkacak ve yarın Hükûmetimiz bu anlamda, bu konuyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirecek ve bir tartışma, bunun müzakere edilmesi imkânı ortaya çıkacak. Onu yarın, inşallah, yapacağız.
Tabii, bunu konuşurken, bunları yaparken Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarına ara vermesi bana göre çok anlamlı değil. Bu gazi Meclis, en zor zamanlarda dahi, en sıkıntılı dönemlerde dahi çalışmaya devam etmiş, açık olmalıdır. Bu Meclisi açık tutmak zorundayız, her zaman açık tutmak zorundayız mümkün olduğu kadar. Dolayısıyla, yani çalışmalara ara vermesinin, konuştuğumuz konunun çözümü noktasında herhangi bir katkı sağlamayacağı açık. Tam tersine, Meclis, çalışmalarına devam etmeli, herkes de bunu görmeli, görebilmeli. Yani, oradan hareketle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarına ara vermesi, bu anlamda, bana göre bir zayıflık olarak ya da bu şekilde bir algıya yol açabilir. Ha, yine, arkadaşlarımız kanaatlerini elbette görüşmelerde söylerler, söyleyecekler. Yarın inşallah, ifade etmeye çalıştığım gibi, daha geniş kapsamlı bir şekilde Hükûmetimizin bilgilendirmesinden sonra gruplarımız da, milletvekili arkadaşlarımız da bu konuda kanaatlerini, düşüncelerini, eleştirilerini, önerilerini Meclisimizle ve kamuoyuyla paylaşacaklar ama bütün bunların arasında, bütün bunlar yapılırken Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarına mutlaka devam etmelidir.
Ayrıca, bu konuda arkadaşlarımızın, gruplarımızın ifade ettikleri ve bizim de paylaştığımız o kararlılığı, belki yazılı bir metin olarak da bütün dünyaya, taraflara, herkese çok güçlü bir sesle duyurmak da ilave bir yöntem olabilir, ortak bir kanaatle. Bu arada bu çalışmalar da yapılabilir.
Ben tekrar bu milletin, devletin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Türk milletinin, inşallah, bu olaylarla ilgili olarak en güçlü şekilde sorunu çözeceğine ve hiçbir şekilde uluslararası alanda egemenliğinin algısına zarar getirecek bir duruma düşmeyeceğine yürekten inanıyorum.
Tekrar, bu olayı bütün boyutlarıyla lanetlediğimizi ifade ediyor, teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.