| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 12.06.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu, adalet sistemiyle ilgili görüşülen yasa tasarısı üzerinde önemli konulara burada değiniliyor. Demin burada konuşma yapan Van Milletvekili arkadaşımız Sayın Kemal Aktaş da cezaevlerinde yaşanan sorunları kendisine yansıtılan bir mektupla dile getirmişti. Adalet Bakanlığı yetkililerinin bütün bu sorunları çok dikkatli bir şekilde not almalarını ve buna yönelik gerekli tedbirleri bir an önce almalarını bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, bir devletin kendi halkına, kendi vatandaşına nasıl yaklaştığının en çıplak göstergesi cezaevlerindeki mahkûmlara, tutsaklara yönelik yaklaşımından okunabilir. Devletin vatandaşa yaklaşımının aynasını eğer görmek istiyorsanız cezaevlerindeki savunmasız insanlara karşı devlet uygulamalarına dikkat kesilmeniz gerekiyor. Çünkü oradaki insanların tamamı devlet zihniyetine, devlet anlayışına karşı savunmasız pozisyondalar ve kendi bedenleri dışında, hiçbir zaman, kullanabilecekleri tek bir argümana sahip değiller.
Şu anda, uzun süredir Türkiye'nin gündemini meşgul eden cezaevlerindeki yakıcı sorunlar aynı şekilde devam ediyor. Bandırma Cezaevinde 47 arkadaşımız şu anda açlık grevinde, açlık grevinin 9'uncu gününde. Aynı şekilde Isparta Cezaevinde 19'uncu gününde olan bir açlık grevi var. Bakın, Isparta Cezaevinde, demin arkadaşımızın "Afyon Cezaevinde yaşanıyor." dediği uygulamaların tamamı orada da yaşanıyor. Avukatlarla ya da yakınlarıyla görüşen tutuklu arkadaşlar, ellerine verilen numaralarla, bu Amerikan filmlerinde gördüğünüz fişleme uygulamalarına maruz kalıyorlar; kendi ayakkabılarına kadar, baştan aşağı, her görüşte, insanlık onurunu rencide edecek şekilde arama uygulamalarına tabi tutuluyorlar. Bütün cezaevlerinde aşağı yukarı bu sorunlar yaşanmaya devam ediyor.
Bandırma Cezaevinde, cezaevi ikinci müdürü, oradaki tutsaklara karşı, devlete emanet edilmiş vatandaşlara karşı düşman hukukuyla yaklaşıyor. Bu cezaevi ikinci müdürü Bingöl Cezaevinde görev yapmış, 17 tutsağın, 17 mahkûmun firar girişiminden sonra buraya gönderilmiş, şu anda o firar eyleminin acısını, öfkesini, kinini orada devlete emanet edilmiş olan mahkûmlar üzerinden çıkarıyor. Böyle bir anlayış kabul edilebilir mi? Adalet Bakanlığına ilettik, "Bununla ilgili gerekeni yapın, bu ikinci müdürü ya oradan alın, başka bir yere gönderin ya da gerektiği şekilde uyarın, o düşman hukukundan vazgeçsin." dedik. Aynı şekilde bu uygulamalar devam ediyor. Böyle bir anlayış olur mu? Adalet Bakanlığının yetkisi altında bu kadar ağır sorunlar varken bu sorunları çözecek bir mekanizma oluşturamazsak burada yaptığımız tartışmaların tamamı havada kalıyor.
Hasta tutsaklar meselesi... Geçen akşam yine burada dile getirdim, bir gün sonra Bingöl Cezaevinde adli tutuklu Orhan Tokuş mide kanamasından dolayı yaşamını yitirdi. Bu ayıp hepimize yeter. Şunu anlayamıyoruz: Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Adalet Bakanı, görüştüğümüz Başbakan yardımcıları, işte Çözüm Komisyonu için faaliyet yürüten iktidar milletvekilleri de "Bu durum ayıptır, insanlık onuruna yakışmaz, bir an önce çözüm bulunsun." diyorlar ama Adalet Bakanlığı bu işe çözüm bulamadığı için cezaevlerinden cenazeler çıkıyor. Şimdi, merak ediyoruz yani ya ortada bir samimiyetsizlik durumu var, Cumhurbaşkanından, Başbakandan milletvekillerine kadar ya samimi değilsiniz, söylediklerinizin arkasında değilsiniz ya da aşamadığınız o klasik bürokratik devletçi yapı aynı geleneğini hâlâ sürdürmeye devam ediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bununla ilgili, hasta tutsaklarla ilgili, cezaevinde yaşanan sıkıntılarla ilgili mevcut problemleri siz çözmedikçe burada yapacağınız bütün konuşmalar da, uygulamaya koyacağınızı söylediğiniz bütün yasal düzenlemeler de havada kalır, karşılıksız kalır.
Halka değen, topluma değen, bireyin, vatandaşın yaşamını etkileyen yasal düzenlemelerle gelin hep beraber bu sorunları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) -...çözmeye çalışalım diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)