| Konu: | BURSA'DAKİ DOLU VE AŞIRI YAĞIŞ NEDENİYLE ÇİFTÇİLERİMİZİN YAŞADIĞI SORUNLARA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 17.06.2014 |
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa'da yaşanan dolu ve aşırı yağış nedeniyle çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntılara ilişkin gündem dışı söz almış bulunuyorum. Sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen değerli çiftçilerimizi ve vatandaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde 2014 yılı tarımsal üretim dönemi, 2013 yılı son aylarında beklenen yağışların olmaması nedeniyle kurak geçmiş, 2014 Mart ve Mayıs ayları içerisinde de ülkemizin belli bölgelerinde don ve dolu olaylarının yaşandığı doğal afetlerle başlamıştır.
Bursa'mızın yüzde 35'ini verimli arazilerin oluşturduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak, iktidarın izlediği yanlış tarım politikaları ve uygulamaları sebebiyle çiftçilerimizi, tarım arazilerimizi, su kaynaklarımızı, doğamızı ve kültürel varlıklarımızı birer birer kaybetme noktasındayız. Buna son aylarda yaşanan iklimsel felaketleri de eklediğimizde, Bursa'nın Osmangazi, Gürsu, Mustafakemalpaşa, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, Gemlik, İznik, Orhangazi gibi tarımsal üretimin yoğun olduğu ilçelerimizde çiftçilerimizin yüzde 80 ile yüzde 100 arası zarar gördüğünü ifade etmek isterim.
Değerli arkadaşlar, bir örnek vermek istiyorum: Bursa Karacabey ilçemizde yaklaşık 80 dönüm arazisi olan ve üretim yapan bir çiftçimizin düştüğü borç sarmalı sebebiyle tüm arazisini kaybettiğini ve SRC belgesi alabilmek için yardım istediğini sizlerle paylaşmak isterim. Bu çiftçimiz sulama birliğine verdiği taahhüt nedeniyle kışa hapiste yatmaya hazırlanıyor. Arazileri ipotekli ve "Çiftçilikte bu yıl son senemiz." diyor.
Çiftçilerimizin içinde bulundukları bu durumun ne kadar ciddi ve üzüntülü olduğunu belirtmek isterim. Ancak buna rağmen Plan ve Bütçe Komisyonuna 61 madde olarak girip, oluşturulan alt komisyondan 106 madde olarak çıkan ve komisyonda şu anda görüşülmekte olan torba kanun tasarısında çiftçilerimizin içinde bulundukları borçlarına yönelik bir tek kanun maddesinin bulunmamasının nedenini ilgili bakanın çiftçilerimize ve bizlere açıklamasını talep ediyoruz.
Hâl böyle iken sorun ve sıkıntılarını demokratik bir eylemle dile getiren ve çare arayan Diyarbakır'da, Mardin'de, Şanlıurfa'da, Siverek ve Viranşehir'deki çiftçilerimiz yine gaz, su, copla cezalandırılmışlardır. Sayın Bakan kendi seçim bölgesinde yaşanan bu feryatları dahi duymamış ve üreticiye olan vurdumduymaz tavrını sürdürmüştür. Sayın Bakan konuşmalarında, Türk tarımının kendilerinin döneminde ayağa kalktığını, milyarlarca lira kredi verdiklerini, kredilerin geriye döndüğünü, ihracat yaptıklarını ifade eder, ithalata değinmeden bitmek tükenmek bilmeyen bir övünme içerisindedir. Ancak çiftçilerimiz bakanın bu her yerde övündüğü rakamları hiç anlamadıklarını, başta girdi maliyetleri olmak üzere ürettikleri ürünün karşılığını alamadıklarını, doğal afetler nedeniyle gerekli desteklerin sağlanmadığını, topraklarının ellerinden çeşitli yasalarla alınmak istendiğini ifade ederek, bunlarla nasıl baş edeceklerini bilmediklerinden dövünmeyle yaşamaktadırlar. Şimdi, buna bir de devlet eliyle dövülmeleri eklenmiştir.
Tüm bu gelişmeler ışığında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını göreve çağırıyor, sektörün tüm paydaşlarıyla bir araya gelerek sıkıntılara, sorunlara çözüm bulmasını talep ediyoruz, ilçe ziraat odalarımızın Marmarabirlik'in bölgesindeki hasarla ilgili oran ve raporlarını dikkate almasını istiyoruz. Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen torba kanun tasarısına derhâl çiftçilerimizin iklimsel nedenlerden dolayı afet kapsamına alınarak zararlarının karşılanmasını, tarım kredi kooperatiflerine, elektrik dağıtım şirketlerine, sulama birliklerine ve Ziraat Bankasına olan borçlarının faizlerinin silinerek ana paranın uzun vadede tekrar yapılanmasının sağlanmasını talep ediyor, yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)