| Konu: | ÇANAKKALE SAVAŞLARI GELİBOLU TARİHİ ALAN BAŞKANLIĞI KURULMASI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 18.06.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4'üncü madde üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu 601 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı'nın hazırlanmış olmasını tarihî, kültürel, manevi değerlerin korunması ve yaşatılması açısından tabii ki bizler de anlaşılır buluyoruz. Ancak, böylesi bir düzenlemeyle bir kanun tasarısı buraya getirilirken bile bu kanun tasarısının tamamını incelediğimizde, maalesef yine bir katı merkeziyetçi anlayışı burada görüyoruz. Daha çok, halkı karar süreçlerine ya da denetime katmayan, yerel yönetimlere inisiyatif vermeyen, bütün bu süreçleri merkezî Bakanlık üzerinde merkezîleştiren bir anlayışın doğru olmadığını ve AKP'nin bugüne kadar hazırlamış olduğu bütün yasa tasarılarında olduğu gibi bu yasa tasarısında da maalesef aynı ruhla burada ele alındığını görüyoruz. Biz hep şunu söylüyoruz: Bu katı merkeziyetçi yapı aşılmadan, yetkileri Ankara'dan yerele aktarmadan, yerele devretmeden ne demokrasi açısından ne özgürlükler açısından ne de yönetimsel anlamda bir yol almamızın mümkün olmadığını burada tekrar ifade etmek istiyoruz.
Tabii, bu 4'üncü madde özellikle farklı bir kaygıyı da bizde uyandırıyor. Bu 4'üncü maddede, maalesef hep kendi zihniyetinize göre yapmış olduğunuz kamu kurumlarındaki kadrolaşmayla ilgili bir uygulamayı burada da devreye koyacağınızla ilgili bir kaygımız var. Maalesef artık, yeterlilik ve liyakat kriterlerinden çok, partinizin kadrolaşma esaslarına göre belli işleyişleri esas alan düzenlemeler yapıyorsunuz. Burada da seçilecek olan başkanla ilgili belirlenen kriterlerin çok net olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla, merkezî Bakanlığın bu konudaki kadrolaşmasıyla ilgili önünü açan bir düzenlemeden bahsedebiliriz.
Diğer taraftan, bu Koordinasyon ile Başkanlık arasındaki ilişkinin şeffaflığıyla ilgili kaygılarımız var. Bunlarla ilgili, bu işlerliğin sağlanmasıyla ilgili net tanımlamaları görmediğimizi ifade ediyoruz.
Biz tabii ki bütün tarihî alanlarımız, kültürel varlıklarımızla ilgili, bütün bu konularda yapılan yasal düzenlemeleri destekleriz. Bunu Anadolu ve Mezopotamya kültürünün bir zenginliği ve bu toprakların tarihinin kadim varlığını yaşatma açısından önemseriz ama maalesef, dediğim gibi, pratik sahaya baktığımızda, daha çok, halka rağmen kendi bildiğini okuyan bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzu hep görüyoruz. Bugün, işte, bölgenin, bizim seçildiğimiz bölgenin geneline baktığımız zaman -Hasankeyf örneği ortada- binlerce yıllık bir tarihî ve kültürel dokunun sular altında bırakılmasına ilişkin, halktan, doğru, çok ciddi eleştiriler, tepkiler ve itirazlar olmasına rağmen hep kendi bildiğini yapan bir anlayışı, maalesef, siz esas alıyorsunuz. Bunu Peri Suyu üzerindeki, Munzur Suyu üzerindeki yapmış olduğunuz HES barajları uygulamalarında da açık bir şekilde görebiliriz. Yani, tarihî ve kültürel dokunun korunmasına yönelik halkı karar süreçlerine katan, halktan gelen itirazları kendi önüne alan, oradaki eleştirileri katkı sağlayacak bir unsur olarak değerlendiren bir anlayıştan uzak olarak, maalesef, yaklaşıyorsunuz; bu yasa tasarısında da biz bunu görüyoruz. Yerel yönetimleri dikkate almazsanız, Çanakkale halkını dikkate almazsanız, Çanakkale Savaşı'nda yaşamını yitirenlerin torunlarının ne düşündüğünü dikkate almazsanız, "En iyisini ben bilirim, ben uygularım." anlayışı içerisinde bir yasa tasarısını uygulamaya kalkarsanız korkarız ki bu yasa tasarısı da amacına ulaşmama durumuyla karşı karşıya kalır.
O nedenle, biz bu yasa tasarısının bütün sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, oradaki yerel yönetimler ve mümkünse halkla birlikte belli ortaklaşmalar ve tartışmalar yapıldıktan sonra önümüze gelmesini isterdik. Bu konudaki eksikliklerinizi bundan sonra getireceğiniz yasa tasarılarında umarım dikkate alırsınız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)