GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HABERLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜNE VE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE YÖNELİK İHLALLERİN TESPİTİ VE ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN GÖRÜŞMESİ NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:109
Tarih:26.06.2014

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, çok önemli bir konuda, çok önemli bir değerde Meclisimizin kurduğu araştırma komisyonunun raporunu tartışıyoruz. Ancak, bu manzarada tartışıyoruz. Bir konunun ne kadar değerli olduğu, muhataplar tarafından nasıl algılandığıyla ölçülür.

Bu konuyu yani özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesiyle ilgili, Türkiye'de çok sık yaşanan olayların sebep ve sonuçlarının araştırılmasıyla ilgili kurulan komisyonun raporunu bugün şu sebeple tartışıyoruz: Sayın Başbakanın geçen hafta itibarıyla Başbakanlık ofisinin dinlenmesine, dinleyenlerin yargı tarafından serbest bırakılmasına isyanı üzerine bu komisyon raporunu görüşmeye aldık, müzakere ediyoruz. Halbuki bu konu yeni değil. 2013 tarihinde, 2013'ün birinci ayında, ocak ayında kurulmuş bir komisyon. O zaman da Sayın Başbakanın ofisinin dinlendiğiyle ilgili iddialar vardı. Hatta gazetelere yansıdığı kadarıyla söyleyeyim, Türkiye'ye, Türk milletine yakışmaz bir komiklikte, Başbakanın ofisinde böcek arayan polisler tarafından yerleştirilen böcekler yakalanıyor bu defa. Bunları koyan polisler soruşturuluyor, yargı suçsuz buluyor, salıveriyor savcı ve hâkim. Akabinde Sayın Başbakan diyor ki: "Başbakanın ofisi dinlenecek ve Başbakanın ofisinin dinlenmesiyle ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu bütün bilgileri toplayacak ama yargı bunları serbest bırakacak." "Nasıl serbest bırakırsınız?" diye de yargıya çıkışıyor. İşte, bu rapor ondan sonra geliyor.

Bu sebeple, bir garabet, acınacak bir durumumuzu bu vesileyle tespit etmek fırsatını buluyoruz.

Değerli arkadaşlar, özel hayatın gizliliği konusu, medeni olmanın, demokrat olmanın, hukuk devleti olmanın, insan hak ve özgürlüklerine bağlı bir hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz şartı. Anayasa'mızın ilgili maddelerinde bu konu çok net olarak tanımlanmıştır. Ayrıca -yalnız bizim Anayasa'mızda değil- Anayasa'nın 20'nci, 21'inci ve 22'nci maddelerinde özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve haberleşme hürriyeti, vazgeçilmez bir temel hak ve özgürlük alanı olarak belirlenmiş.

Aynı konu İnsan Hakları Evrensel Belgesi'nin 12'nci maddesinde, yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci maddesinde de bir "ortak değer" olarak tanımlanmış ama Türkiye'miz, maalesef Başbakanın ofisini bile dinlemeyi... Ki Başbakanın ifadesiyle söylüyorum, "Sayın Cumhurbaşkanı hakkında da düzenlenmiş dosya var, Sayın Genelkurmay Başkanı hakkında da düzenlenmiş dosya var." diye feveran ediyordu. Anlaşılıyor ki Türkiye'de Cumhurbaşkanından, Genelkurmay Başkanından yani sade vatandaşa sıra geldi mi bilmiyorum ama...

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Ona da gelmiştir.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ...Türkiye'nin her yeri dinlenmiş, izlenmiş, dosyalanmış, birilerinin kasalarında, birilerinin çekmecelerinde bir tehdit ve şantaj unsuru olarak, bir baskı aracı olarak kullanılmayı bekliyor. Türkiye'yi bu noktaya getirdik. On iki yılın sonunda Sayın Başbakanın bu serzenişi bir acziyetin ifadesidir. Türk milletine yakışmayan, Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışmayan, zamana yakışmayan... Sayın Başbakan yargıya sesleniyor, diyor ki: "Sizin evlerinizi, yatak odalarınızı izleseler, dinleseler ne yaparsınız?" Sayın Başbakan, Sayın Bakan; Türkiye'yi siz yönetiyorsunuz, Türkiye'nin geldiği noktaya kızmak değil, üzülmek konumunda olan en çok sizlersiniz yani üzülmek değil -bana göre doğru kelime- utanmak durumunda olan sizlersiniz. Türkiye'nin geldiği durum bu. Böyle bir devletin uluslararası düzlemde bir ağırlığı olur mu?

Değerli arkadaşlar, bu önerge, bu önergeler, bu araştırma komisyonu kurulsun talepleri 2013 yılı öncesine dayanıyor ama 2013 yılının birinci ayında komisyon kurulması kararı çıkıyor, haziran ayında da raporunu veriyor. Rapor üzerinde ayrıca konuşmak gerekir. Ben uzun müddettir bunları takip eden bir arkadaşınız olarak, örneği çok görülmemiş bir rapor örneğiyle karşı karşıyayız. Bu araştırma komisyonu raporları, Meclis raporu, dolayısıyla bir ortak rapor olma özelliğinde. Hâlbuki, burada her grup muhalefet şerhi yazmış. Bizim partimizden iki sayın milletvekilimizin yazdığı 3-4 sayfalık muhalefet şerhinde çok ağır, sıkıntılı iddialar var, hatta 14 tane de önerme var. Dolayısıyla, rapor, bir sorunu çözmek için ortak aklı oluşturmak amacı gütmemiş anlaşılan. 2013 Haziranında tanzim edilen bu rapor, çok sayıda uzman kişiyi, kuruluşu dinleyerek oluşturulan öneriler anlaşılıyor ki ya tutarsızdı ya da hiç Hükûmet tarafından dikkate alınmadı ki tam bir yıl sonra, 2014'ün Haziranında Sayın Başbakanın ofisinde yine böcek yakalanıyor, koruma polisleri tarafından konulan böcekler yakalanıyor ve Başbakan çığlık çığlığa "Benim ofisimi dinlediler." diye toplumun önünde yine bir mazlumiyet, bir mağduriyet seremonisi geçiyor. Buna hakkınız yok değerli milletvekilleri. Türkiye'yi içine getirdiğiniz, içine düşürdüğünüz bu durumdan, geldiğimiz bu noktadan dolayı en azından milletten özür dilemeniz gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, toplumda dinlendiği, gözlendiği, yatak odasının izlendiği güvensizliği oluşursa bu devlete sadakat kalmaz, devlete güven kalmaz, huzur kalmaz. Benim evime hırsız girdi, polise sordum "Evi mi satayım, evi mi değiştireyim, yatak odasını mı değiştireyim?" diye çünkü biliyorum ki o hırsız bir şey çalmak için girmemişti, bir şeyler yerleştirmek için girmişti.

Değerli arkadaşlar, bazı değerleri dikkatlice savunmamız lazım. Birilerine yapılınca görmemezlikten gelmek, gün olur senin de kapını çalabilir. Milliyetçi Hareket Partisinin ve Cumhuriyet Halk Partisinin maruz kaldığı bu izleme ve dinleme haysiyetsizliğine Hükûmet, AKP Hükûmeti zamanında gerekli tepkiyi koyabilse, tedbiri alabilseydi bugün bu dinlenme ve izlemeden şikâyet etmez, Türkiye bu noktaya gelmezdi. O gün, biraz önce sayın milletvekillinin söylediği gibi...

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Bir de kullandılar onu, bir de kullandılar.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) -...partiler aleyhinde bir istismar aracı, bir suçlama aracı, bir seçim propaganda aracı olarak kullanırsanız bugün aynı zillet sizin kapınızı da çalabilir. Olan, ülkemize olmaktadır. Çok temel hürriyetlerimizde, haberleşme hürriyetinde, özel hayatın gizliliğinde eğer bir güvenlik duymuyorsak, güvenemiyorsak Türkiye'de yaşamanın onuru, sevinci, kıvancı kalmaz. Türkiye'yi yaşanmaz hâle getirdiniz. Sizi milletimize şikâyet ediyorum.

Bu rapor hiçbir derde çözüm olmayacaktır. Rapor yetersizdir, rapor gayriciddidir. Bu rapor, bir başka amaç için kullanılmış ve zamanlama da ona göre seçilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Yasak savma...

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu rapora, grubumuz ne karar verir bilmiyorum ama, destek vermeyeceğimizi düşünüyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)