| Konu: | 2 TEMMUZ SİVAS OLAYLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 01.07.2014 |
İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sivas katliamıyla ilgili gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, yarın 2 Temmuz, yarın Sivas'ta nefretin ateş olup diri diri yaktığı 35 canın 21'inci seneidevriyesi. Üzerinden değil yirmi bir yıl, 21 bin yıl geçse de Sivas'ta yakılan insanlığın acısı yüreklerimizi ve vicdanlarımızı kolayca terk etmeyecektir. Karanlığı bir nebze olsun aydınlatmak uğruna mum olup yananları bir kez de Sivas'ta yaktılar. Sahneye konan oyun, tarihsel sürecimizin bildik kara duraklarının âdeta tekrarıydı. Evvela, dinî duygularıyla oynandığını düşünmeye hazır, ateşli bir kitle gerekiyordu. Bu kitle, Maraş'ta, Malatya'da, Çorum'da olduğu gibi, Anadolu'nun her köşesinde ve Sivas'ta fazlasıyla mevcuttu. Uygulanacak sinsi planın geri kalan kısmı artık bir teferruattı. Yaratılmak istenen sahte cehennem öncesinde camilerde toplantılar yapılmış, "Allah rızası için" diyerek biten imzasız bildiriler çoktan dağıtılmıştı. Sonra ise kasaba galeyanlarının değişmez repliği "Din elden gidiyor." diyecek üç beş zibidiye ihtiyaç vardı. Bu üç beş zibidiyi bulmak için öyle derin, öyle çukur falan olmak da gerekmiyordu. Nihayetinde, devletin şeref locasından seyre daldığı cehennem ateşi harlanmıştı. Sanatımız, şiirimiz, romanımız, çizgimiz, sazımız, sözümüz, dilimiz, kültürümüz, topyekûn varlığımız ve inancımız ateşe atılmıştı.
Değerli arkadaşlar, ateş ateş olalı belki de ilk defa Sivas'ta utandı. Kerbelâ'da kuruyan canlara can olamayan su, söndüremediği ateş için bu kez de Sivas'ta utandı. Sivas'ta insan olup da insan yakanlardan insanlık utandı. Kurtulanlar sevinemedi, arkadaşları öldüğü için kendi kurtuluşlarından utandı. Yıllar sonra yargının verdiği zaman aşımı kararından adalet utandı. Sivas'ta ateş utandı, su utandı, insanlık utandı, adalet utandı da yüce devlet utanmadı. Evet, 35 vatandaşın diri diri yakılmasını sekiz saat boyunca seyreden devlet ve yargısı hiç mi hiç utanmadı.
"Olay münferittir, ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş. Olayları çok yakından izledim, güvenlik güçleri ellerinden geleni yapmışlardır. Ortada halkla halkın çatışması yoktur, halkla güvenlik güçlerinin çatışması yoktur, karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur, bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır." diyen zihniyet, çoktan utanmalıydı. "Çok şükür, otel dışında halkımız bir zarar görmemiştir." şeklinde açıklama yapan dönemin Başbakanı utanmadı. "Aziz Nesin'in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir." diyen dönemin İçişleri Bakanı da hiç utanmadı. En garibi de Sivas sanıklarından bir kısmı utanmadan evlendi, düğün yaptı, askere gitti, hatta öldü ama ne hikmetse ne buldular ne de yakalayabildiler. Üstelik, Sivas faillerinin avukatları da günü geldi bu sıralarda milletvekili olarak oturdular.
Değerli arkadaşlar, utanmazlık sadece o dönemle sınırlı kalmamış, bugüne de sirayet etmiştir. Şimdinin Başbakanı Sivas katliamının davasında zaman aşımı kararı verilmesine "Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun." diyebilmiştir. Hayrın da şerrin de senin olsun diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)