GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:73
Tarih:01.03.2012

CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 171 sıra sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği gibi, sosyal güvenlik sisteminde yılların getirdiği sorunları tek bir yasayla düzeltmek tabii ki zordur, ideal sisteme ulaşmak bir süreç işidir. Getirilen bu düzenleme ile 2000 yılı öncesinde 506 sayılı Kanun çerçevesinde emekli olmuş vatandaşlarımızın aylık nda sistem değişiklikleri ve aylıkların artış oranlarının yansıtılmaması nedeniyle yaşanılan mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmaktadır. Bilindiği gibi, SSK emekli aylıkları arasındaki farklılaşmanın nedeni, aylık hesaplama sisteminde yıllar içerisinde yapılan değişiklikler olagelmiştir.

Değerli arkadaşlar, sosyal devletin esas görevlerinden birisi olan ülkenin refah düzeyini yükseltme çabası, bir kesimi belirli bir süre için mutlu etmek isterken, daha sonra gelecek nesilleri borç altında bırakmak olmamalıdır. Yapılan yeniliğin sürdürülebilirliği en önemli husustur.

Dünyada ekonomik kriz yaşanırken, Hükûmetimizin aldığı tedbirler sayesinde bu süreç en az sıkıntı ve en iyi performansla yönetilmektedir. Dolayısıyla, ekonomik ve sosyal sistemde yapılan değişiklikler de bütçe dengesi ve yine, ekonomik ve sosyal sistemin tamamı dikkate alınarak yapılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz kanun tasarısında gelişme hızının neden yüzde 75 ile sınırlandığı, neden 2000 sonrası için bir düzenleme getirilmediği ve yine, neden asgari bir taban aylığı getirilmediği noktasında eleştiriler yapılmaktadır.

Gelişme hızının yüzde 100'ünün uygulanması hâlinde, üç bin altı yüz günden ve asgariden prim yatıranların aylıklarında bile artış meydana gelmektedir. Bu durumda zaten sistem tarafından alt sınır aylığı uygulanarak desteklenmiş olan aylıklar bir kez daha desteklenerek artırılacak, bu da 2000 öncesi alt sınırdan aylık alanlar ile 2000 sonrası alt sınırdan aylık alanlar arasında 2000 öncesi lehine yeni bir dengesizlik yaratacaktır. Yani az prim ödediği hâlde yüksek aylık alacaklardır. 2000 sonrası sistemde, 2000 öncesi çalışmalara ait kısmi aylık ile 2000 sonrası ödenen primler, aylık bağlama tarihine kadar TÜFE ve gelişme hızının yüzde 100'üyle güncellenmektedir. Dolayısıyla, bu düzenleme 2000 sonrası için uygulanmamaktadır.

Sosyal güvenlik sisteminde alt sınır uygulaması, ödenen prim miktarına ve çalışma günlerine bakılmaksızın belli bir miktarın altında aylık bağlanmamasını sağlamaktadır. Bu miktar, 2000 yılından önce sosyal devlet ilkesi ön planda tutularak yüksek belirlenmiş, sonraki yıllarda da düşük aylıklara yüksek zam yapılması uygulaması ve yapılan seyyanen zamlar nedeniyle daha da yükseltilmiştir. Yani kişinin ödediği primler ve çalışma günleri dikkate alındığında daha düşük aylıklar hak etmesine rağmen, bu grupta yer alan aylıklar sistem tarafından desteklenmiştir. Eğer alt sınır uygulaması dikkate alınarak intibak yapılır ise sistemdeki bütün aylıklarda artış meydana gelecek, daha önemlisi, üç bin altı yüz günden emekli olan ile beş bin günden emekli olan aynı artışı alacaktır.

Hiç şüphesiz sosyal güvenlik sistemleri hemen hemen tüm toplumu ilgilendirmekte ve hassas dengeler üzerine oturmaktadır. Sistem üzerinde küçük gibi görünen değişiklikler, başlangıçta makasın küçük bir açıyla başlayıp zamanla açının büyüklüğünün artması sonucunu doğurabilmektedir. Bu nedenle, sosyal güvenlik sisteminde yapılacak değişikliklerde çok hassas olunmalıdır.

Ülkemiz hâlen geçmişte yanlış yapılan düzenlemelerin sıkıntısını yaşamaktadır. Şu anda görüşmekte olduğumuz tasarı da önceki dönemlerde ortaya çıkan sorunların ve sistem hatalarının düzeltilmesi içindir. AK PARTİ Hükûmetleri sistemle ilgili düzenlemeler yaparken ileride oluşacak muhtemel etkileri ile dünya koşullarını dikkate alarak en optimum şekilde bütçe dengesini de gözetmektedir. Aksi hâlde günü kurtarmak üzerine kurulu yapılan düzenlemelerin faturası katlanarak daha sonra tekrar karşımıza çıkmaktadır.

Değerli arkadaşlar, SGK bünyesinde 2000 yılından önce emekli olup aylık almakta olan emekli sayısı yaklaşık 2 milyon 700 bin kişidir. Getirilen kanun tasarısı, bu kesimin 1 milyon 913 binini ilgilendirmektedir. Tek bir yasal düzenlemeyle yılların kördüğüm hâline getirdiği sorunların çözülmesi, tüm kesimlerin memnun edilmesi mümkün değildir.

Sonuç olarak, görüşülmekte olan tasarı, gelecek yıllarda yapılacak iki temel amacı gerçekleştirmek için bir başlangıç, bir süreçtir. Bu amaçla, öncelikle aylık bağlama sistemindeki değişiklikten kaynaklanan haksızlıkları gidermek, emekli aylıklarının günümüz açısından realize edilmesi, sonrasında bu aylıkların reel anlamda korunmasıdır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yavilioğlu.