GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:113
Tarih:08.07.2014

CELAL ADAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Geçmişte burada bu konularla ilgili düşüncelerimizi dile getirirken ben "Bu Hükûmet düşer, adaletli bir hükûmet gelirse bu Hükûmetin bundan sonraki hayatı hapishanede geçer." diye bir ifade kullandım. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Bey çıktı bir tepki koydu ortaya.

Emin olun, en arkada oturarak burayı seyrediyorum, bir tiyatro seyrediyoruz. Hiç kimsenin inanarak konuşmadığı kanaatindeyim. Bir hareket -içinizde sosyal bilimciler var- nasıl başlarsa öyle devam eder. PKK terör örgütüyle ilgili bazı şeyleri söylemeye artık ihtiyaç hissetmiyoruz. İnternet'e girdiğiniz zaman, bir toplantısına katıldığınız zaman orada Türk devletinin olduğunu söyleyebilecek bir tek insan yok şurada. Bir tek talimatla milletvekilini Ağrı'ya gönderen, bir talimatla bir başka milletvekilini Mardin'e gönderen ve gücünü silahtan alan bir örgüt Türkiye'yi şekillendiremez, size bir dayatma yapamaz, böyle bir gücü yok.

Adalet ve Kalkınma Partisinden Türkiye büyüktür; Adalet ve Kalkınma Partisinden değil, hepimizden daha büyüktür. Bugün Türkiye bölünmüyorsa, büyük imparatorluk kurmuş bir büyük medeniyeti kendi içine sindirmiş büyük Türk milleti bölünmeye mani oluyor. Büyük Türk milleti büyük bir sabırla bu aşağılık iradenin, Türkiye'yi bölme noktasındaki iradenin nelere kadir olduğunu izliyor. Ama 30 Mart seçimlerinde 2 milyon 300 bin oy kaybettiniz, bunu medyada bir zafere dönüştürdünüz. Bugün seçime girseniz 1-2 milyon oy daha kaybedeceksiniz, cumhurbaşkanlığı seçiminde göreceğiz. Bugün burada gelip ifadelerinizi kullanırken neredeyse kendinizi izleyenleri ağlatacak, PKK terör örgütünü meşrulaştıracak dil kullanıyorsunuz.

Burada söyledim ben, geçmişte rahmetli Adnan Menderes'i astılar, onların çocukları gidip hangi kıraathanenin, hangi kahvenin camına taş attılar? Ülkücüler idam edildiler, hapishanelerde yattık. Bizim hapishanede çektiğimizi burada anlatsak korkunç bir şey anlatırız size. Mamak Cezaevinde kaldık yıllarca. Dolayısıyla, orada gözümüzün önünde arkadaşlarımızı öldürdüler, kaç tane ülkücü gidip bir karakola taş attı? Hangi hakla asker vuracaksın sen? İstanbul'da, Ankara'da, Bakanlar Kurulunun yarısında, Başbakanlık iradesinde söz sahibi olan cumhuriyetin, şu beğenmediğimiz, tasfiye etmeye çalıştığımız Türkiye Cumhuriyeti devletinin iradesi, Diyarbakırlıyla, Şırnaklıyla Samsunluyu eşitleyen, devletin yönetiminde değil her türlü kesimi içine alan bir kardeşlik hukukunu Adalet ve Kalkınma Partisi mi getirdi?

Hiç dünyada böyle bir parlamento yok; devletten aylık alacaksın devlete küfredeceksin, devletten aylık alacaksın millete küfredeceksin! Ya, şu Başbakanı izlerken zaman zaman emin olun "Ne oluyor Türkiye'de?" diye düşünmeden kendimizi edemiyoruz. Dağın eteklerinde PKK'nın elbiseleriyle kucaklaşan milletvekillerini Yüce Divana gönderecektiniz, onları Kandil'e gönderdiniz. 4-5 bin eli silahlı...

Biraz evvel Orta Doğu'da bir dalganın neleri şekillendirdiğini söylüyordu bir sözcü. 1,5 milyon Müslüman'ın kanına giren Amerikalıların düzenlediği -oraya bir bomba koydular- yüzyıl daha insanların birbirini katledeceği bir coğrafyayı demokrasiyle tarif ediyorlar.

Bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. PKK terör örgütünün üstesinden gelebiliriz ama burada bir ittifak görüyorum ben, herkes PKK terör örgütüne yaranmak için bir gayretin içerisinde. Bunun çözümle mözümle alakası yok.

Milliyetçi Hareket Partisinin Türkiye genelinde duruşunu bir gözden geçirin. Milliyetçi Hareket Partisinin sağduyulu, demokrasiye olan inancı, birlik beraberliğe olan inancı olmasa Tokat'ın bir kazasından 10 tane Kandil yaratırız, Türkiye'nin her tarafından büyük şeyler yaratırız ama biz milletten güç alarak, meşru zeminden güç alarak bu meselenin çözüleceğine inanıyoruz.

Bu 4-5 bin tane eli silahlı, dağın eteğinden gelirken Türkiye'yi tehdit eden, isimlerini bile kullanmaktan utanç duyduğum terör örgütü militanlarının tehditlerine kulak asan bir Türkiye manzarası yarattınız. Başbakan demokratik harekete ne diye sesleniyordu? "Elinizdeki silahı bırakın da bu kadar oy alın." diyordu.

Dolayısıyla, uzun yıllardır iktidarda bulunan iktidarın Türkiye'de sandığı da koruyamadığı bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Adan.

CELAL ADAN (Devamla) - Yazıktır, günahtır. Aziz, mübarek ramazan günü sahura kadar, PKK'yı hoş tutmak için bu gayreti anlamakta zorluk çekiyorum ama bu süreç Türk milletinin defterikebirine işlenmiştir. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Türkiye'yi hiç kimse bölemez. (MHP sıralarından alkışlar)