GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ANKARA'NIN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:114
Tarih:09.07.2014

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara ilinin sorunlarıyla ilgili olarak Meclis Başkanlığına vermiş olduğumuz önergelerimden tam 214 tanesine şu ana kadar hâlen cevap alamadığımı belirterek konuşmama başlamak isterim.

Ne zaman bir yağmur yağsa Ankara'nın hayatını felç eden bir manzarayla karşılaşıyoruz. Bu, geçmişte bağları ve dereleriyle meşhur olan bir kent olan Ankara'nın derelerinin üstünün kapatılmasından kaynaklanmakta ve tabiat her yağmurda Ankara'dan intikam almaktadır. 140 kilometre uzunluğundaki Ankara Çayı'nda oksijen bitmiştir değerli milletvekilleri. Ankara'nın yok olmaya yüz tutmuş akarsularının, derelerinin doğal hâlini ortaya çıkartıp ıslah edilmesi gerekirken, bunların üstlerinin kapatılması, Ankara'nın her yağmurda sele mahkûm olmasını zorunlu olarak ortaya çıkartmaktadır.

Ankara'yı sele mahkum eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, BAŞKENTGAZ'ın da satılmasını sağlamak suretiyle, Ankaralıları BAŞKENTGAZ şirketiyle son derece sıkıntılı bir duruma sokmuştur. Şu anda BAŞKENTGAZ'ın, ulaşım ve döşeme hatlarındaki sorunları nedeniyle pek çok konuta bağlantı yapılamamaktadır.

Değerli milletvekilleri, böylesine beceriksiz bir yönetim, kendisine oy veremeyen Mamak halkını cezalandırmakta, otobüs güzergâhlarını değiştirerek binlerce, yüz binlerce Mamaklıyı âdeta cezalandırmaktadır. Ankara'da yapılan metro hatlarında ring seferleri konulmadığı için, Ankaralılar evlerine, metrodan faydalandıkları hâlde ulaşamamaktadırlar.

TOKİ konutlarında yaşanan sorunlar devasa boyutlara ulaşmıştır. Yapracık Kuzey Ankara Kentsel Dönüşümdeki projeler neredeyse çökme noktasına gelmiştir. Büyükşehir Belediye Başkanı, belediye çalışanlarının pek çoğunu siyasi görüş farklılığı nedeniyle dış ilçelere sürgün etmekte, onları ailelerinden ve çalışma yaşamlarından kopartmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaşanan iç göç nedeniyle Ankara'nın bütün ilçelerinin, kendi bölgem olan 1'inci bölgenin ilçelerinin tamamına yakınının nüfusları yarı yarıya düşmüştür, çiftçilik ve hayvancılık bu ilçelerde neredeyse ölmüştür. Ankara'nın Evren, Koçhisar, Haymana, Polatlı, Bala gibi ilçelerinde pek çok kamu kuruluşu o ilçelerden ayrılmak zorunda kalmıştır; hastaneler kapatılmıştır, askerlik şubeleri kapatılmıştır; adliye, ilçe seçim kurulu, kadastro idareleri kapatılmıştır; Enerjisa birimleri kapatılarak başka yerlerden abonelikler yapılmak suretiyle insanlarımız kilometrelerce uzaklıktaki ilçelere gitmek zorunda bırakılmıştır. Taşımalı eğitim veren kurumlarda okul, sınıf donanımları açısından son derece yetersiz bir tablo ortaya çıkmıştır. Taşıma yapan araçlarda öğrencilere yardımcı olacak bir görevli kesinlikle bulundurulmamaktadır. Köy yolları sürekli olarak bozuktur ve köydeki araçların burada uğradığı tahribat buradan anlatamayacağım ölçüde büyük bir vaziyet almıştır.

Değerli milletvekilleri, hububat fiyatları hâlen açıklanmamıştır. Belde belediyelerinin kapatılmasından dolayı bütün köyler şu anda çöp yığını hâlindedir. Ulaşım hizmetleri durmuştur. Ankara'nın en önemli ilçelerinden Polatlı ve Haymana -ki Sakarya savaşlarının yapıldığı bu ilçelerimiz- bir kültür turizmi merkezine dönüştürülmemiştir. Polatlı'daki Mehmetçik Anıtı ve müze yıkıntıya dönüşmüştür. Gordion Müzesi yıkıntı hâlindedir, buraya Kültür Bakanının derhâl el atması gerekmektedir.

Haymana Gavurkale'deki Hitit kalıntıları neredeyse çürüme noktasına gelmiştir. Haymana'daki şifalı su kaynakları ve kaplıcalar dünyada çok önemli bir kaplıca olmasına rağmen Haymana turizmine kazandırılmamış ve Haymana ekonomik yönden hak ettiği değeri hâlen kazanamamıştır.

Şereflikoçhisar Tuz Gölü'ndeki flamingo cenneti flamingo mezarlığına dönüşmüştür. Dünyadaki flamingolar için çok önemli kuluçka sahalarından birisi olan Tuz Gölü Türkiye'nin ikinci büyük gölü olmasına rağmen, hâlen uygulanan su politikaları ve projeler yüzünden neredeyse kuruma aşamasına gelmiştir. Yine Ankara'ya yakın ilçelerimizden Bala ilçemiz alçı yatakları bakımından çok zengin olmasına karşın bu zengin maden yatakları değerlendirilmemektedir. Yine Gölbaşı ilçemizdeki andezit taş ocaklarının Gölbaşı ekonomisine kazandırılması mutlaka gerekmektedir.

Ankara ilçelerinin çoğu köylerinde kanalizasyon şebekesi arızalıdır, onarılmamaktadır, salgın hastalıklar baş göstermek durumundadır. Su depoları yetersiz gelmekte ve köylüler susuzluktan kırılmaktadır. Elektrikli pompa nedeniyle suyun bedeli artırılmaktadır. Sık sık arızalarla kesilen elektrik yaşam kalitesini düşürmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette bu beş dakikalık süre içerisinde devasa sorunları olan Ankara'yı anlatmak mümkün değildir ama beş dakikada sizlere anlattığım konular gerçekten önemlidir ve Meclisimizin de ilgili bakanlarının, Hükûmetin ilgisini bu noktaya çekmek suretiyle sözlerime son veriyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)