| Konu: | TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 09.07.2014 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye'nin son otuz yılının en önemli meselesinin, Kürt meselesinin çözümüyle ilgili bir adımın başlangıcındayız. Hükûmet başından itibaren bunun çok önemli bir adım olduğunu söylüyor, biz de destekliyoruz ama içeriğinin zayıflığını, tavrının ve tarzının ürkekliğini, konu başlığının, kanun taslağının yanlışlığını, bunların hepsini dile getirdik.
Şimdi, bizim şu an vermiş olduğumuz bu önergede, 3'üncü maddenin (2)'nci fıkrasında yer alan "Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı" ibaresini "barış sürecinin tesisi ve buna yönelik ilkelerin hayata geçirilmesi hususunda yapılacak iş ve işlemlerin koordinasyonu ve yürütmesini gerçekleştirmek üzere teşkil edilecek olan 'Toplumsal Barış ve Müzakere Bakanlığı'" şeklinde değiştiren bir teklifimiz var. Peki, niye böyle bir teklifte bulunuyoruz?
Değerli arkadaşlar, birincisi, bu Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının bugüne kadar ne iş yaptığını anlayabilmiş değilim. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı var, Emniyet Genel Müdürlüğü var, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı var, Terörle Mücadele Dairesi var bunun içerisinde, ayrıca yine Millî İstihbarat Müsteşarlığı var, askeriye bünyesi içerisinde, Genelkurmay içerisinde askerî istihbarat var, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Dışişleri istihbaratı var. Peki bu Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığına niye ihtiyaç duyuldu? Ne iş yapar? Bugüne kadar neler yaptı? Ortaya nasıl bir sonuç geldi, sonuç koydu? Nasıl bir çalışma portföyü var? Şahsen ben bilebilmiş değilim.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de daha ikincil derecedeki -yani "eften püften" demek istemiyorum saygımdan dolayı- birçok konuyla, kurumla ilgili bakanlıklar kuruldu. Bu bakanlıkların adını sayarak da bunları tahfif etmek istemiyorum, basite almak istemiyorum ama Türkiye'nin en önemli meselesinin, otuz yıllık, kırk yıllık bir meselesinin ve 50 bin insanın canına mal olmuş, büyük bir millî gelir kaybına sebebiyet vermiş bir meselesinin çözümünü şu an kim yürütüyor, nasıl yürütüyor, bir kurum ve kuruluş ortada yok. Bu düzenlenmeye çalışılıyor, doğru bir adım ama bunu da, tekrar -biraz evvel altını çizmeye çalıştığım gibi- işlevi, konumu, kadrosu, yaptıkları ve yapacakları belli olmayan bir müsteşarlığa devretmek veya oraya havale etmek de yine konuyu hafife almaktır.
Değerli arkadaşlar, bugün, bu otuz yıllık, kırk yıllık, büyük yaralara yol açan, büyük toplumsal acılar yaşatan Kürt meselesinin çözülmemesinden dolayı onlarca, yüzlerce, binlerce hadisenin çözümünden daha acil, daha önemli ve daha üzerinde dikkatle duracağımız başka hangi mevzu olabilir? Yani Başbakanın sık sık dile getirdiği yollar mı, köprüler mi, barajlar mı, tüneller mi, hangisi? Bugün Türkiye'nin bu meseleden daha önemli bir meselesi yoktur değerli arkadaşlar. Onun için, bu mevzuyla alakalı acilen, münhasıran, müstakil, özel, hususi, buna has bir bakanlığın kurulması gerekir, siyasal iradenin, siyasal muhatabın net olarak ortada olması gerekir diyoruz ve işte, onun içindir ki bu değişiklik önergesini teklif ediyoruz. Bu mesele bir Karayolları Genel Müdürlüğü gibi veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü gibi bir genel müdürlükle, bir müsteşarlıkla, bir bürokratik birimle götürülebilecek bir mesele değildir arkadaşlar.
Israrla söylüyoruz;
1) Bugün için Türkiye'nin en önemli meselesidir.
2) Bu öneme uygun bir hassasiyetle üzerinde durulması gerekir.
3) Siyasal bir muhatap, en az bakanlık düzeyinde bir müzakere ve çözüm heyeti makamının oluşturulması gerekir.
4) Bütün bu müzakerelerin ve diyalogların da şeffaf bir şekilde Meclisin önünde ve siyasilerle siyasetin içerisinde yürütülmesi gerekir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)