| Konu: | TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 09.07.2014 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 629 sıra sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
4'üncü maddesinin (2)'nci fıkrasında yer alan "verilen görevleri yerine getiren kişilerin" ibaresinin, "müzakereleri gerçekleştiren, müzakerelere katılan, müzakerelere ilişkin görüşmeler ve bu yasa kapsamında çalışmalar yapan" şeklinde değiştirilmesini teklif etmiş bulunuyoruz. Buradaki amacımız da şudur: Çözüm sürecinde bu müzakerelere katılan kişilerin -devlet görevlileri dışında- siyasi parti yetkililerinin ve diğer görevlendirilen kişilerin de bu kapsam içerisine alınması nedeniyle kapsamının genişletilmesi yönünde böyle bir önerge vermiş bulunuyorum. Umarım, bu yasanın amacı doğrultusunda bütün Meclis bu önergemizi destekler.
Şimdi esas konumuza gelecek olursak, biliyorsunuz ilk defa böyle bir çerçeve yasa çıkmıştır, biz bunu çok önemsiyoruz. 2013 tarihinden beri, biliyorsunuz, Türkiye'de bir çatışmasızlık süreci devam etmektedir. Şimdiye kadar Türkiye toplumu tarafından bu çözüm süreci benimsenmiştir. Biliyorsunuz, akil adamlar görevlendirildi ve değişik bölgelere dağıtıldı. Bütün Türkiye kamuoyunun belki yüzde 80-90'ı oranında bu çözüm sürecine bir destek vardır.
Aslında bir değerlendirme yapacak olursak, cumhuriyet tarihi boyunca esas sorunumuzun, kurulmuş olan ulus devlet paradigmasından kaynaklandığını görebiliyoruz. Tekçilik üzerine inşa edilmiş, tek kimlik, tek inanç ve homojenleştirme projesi tarafından böyle bir paradigma oluşturulduğundan dolayı Türkiye'deki farklı etnik gruplar, farklı inançlar, farklı renkler, farklı kültürler dışlanmıştır. Bu açıdan, başlatılmış olan özellikle müzakerelerin ve Kürt sorununun çözümlenmesi bağlamında ilk defa böyle bir çerçeve yasasının hazırlanmış olmasını çok değerli buluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana çeşitli biçimlerde kendisini hissettiren ülke siyasetinin ve demokrasinin önemli bir belirleyeni olan, ayrıca can yakıcı niteliğiyle acil çözüm bekleyen bir meseleyi yani Kürt sorununu çözmeye dönük niteliğinden ötürü bu tasarıyı değerli ve önemli bulduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, Kürt meselesinin iki boyutunun olduğunu söylemek mümkündür. Kürt meselesi, bir taraftan bir demokrasi sorunudur, diğer taraftan ise bir adalet sorunudur. Kürt sorunu, her şeyden önce Kürtlerin temel demokratik haklarından mahrum edilmesinin ortaya çıkardığı bir sorundur. Bu itibarla, Kürt meselesi öncelikle bir demokrasi meselesidir, bu nedenle sorunun çözümü için yapılması gereken de tüm kurum ve değerleriyle demokrasiyi hâkim kılmaktır. Bu bağlamda, eşitliği ve özgürlüğü esas alan, demokratik bir yaklaşımı öne çıkaran, hukukun üstünlüğünü herkes için temel sayan, farklı kültürleri, farklı değerleri, farklı inançları, farklı kimlikleri kapsayan yeni demokratik sivil bir anayasa yapılmasının bütün bu sorunlarımızın çözümlenmesinde katalizör bir işlev görebileceğini düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, elbette toplumsal barışın tesis edilebilmesi ve ülke genelinde gerçek demokrasinin işleyebilmesi, özgürlüklerin gerek yasal zeminde gerekse fiilen kullanılabilmesinin önünün açılabilmesi ve hâlen sürmekte olan hak ve fırsat eşitsizliklerinin giderilmesi konusunda tüm siyasi partiler, dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi önemli bir sorumluluğa sahiptir. Unutmamak gerekir ki Türkiye'de Kürt meselesinin çözümüyle ülkenin genel demokrasisinin olgunlaşması arasında diyalektik bir bağ da bulunmaktadır. Öyle ki Kürt meselesinin "eşit yurttaşlık" temelinde çözümlenemediği bir Türkiye'nin demokratikleşmesinden de bahsedemeyiz. Aynı biçimde, Kürt halkının eşit yurttaşlık haklarının sağlandığı bir Türkiye'de, eşitlik, özgürlük ve demokrasiye ihtiyaç duyan diğer tüm toplumsal dinamiklerin de demokratik taleplerinin gerçekleşebileceğine bir zemin yaratılmış olacağına inanıyorum.
Süre yetmediğinden dolayı bütün düşüncelerimi ifade edemiyorum ancak bu yasanın eksiklikleri olmasına karşın biz bu yasayı destekliyoruz. Bu yasanın, başta Kürt sorununun çözümlenmesine ve çağdaş bir cumhuriyete evrilmesi noktasında vesile olmasını diliyor, herkesi tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)